28 Şubat dönemini hatırlatan Erdoğan, "27 Mayıs darbesi öncesinde üniversitelerin vesayet planlarının parçası olarak kullanıldıklarını gördük. 12 Mart ve 12 Eylül öncesinde de üniversiteler ideolojik çatışmaların merkezi haline gelmiştir. 28 Şubat'ta ise hafızamıza utanç verici sahneler kazınmıştır. Başörtüsünden dolayı ikna odalarına alınan kızlarımızın yaşadığı zulmü asla unutamayız. Özgürlüğün simgesi olan üniversitelerde, üstelik bizzat hocalar kullanılarak başlatılan cadı avını dün gibi hatırlıyoruz" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
- "Yeni akademik yılın hayırlara vesile olmasını rabbimden niyaz ediyorum. Üniversiteler bireylere mesleki formasyon kazandırmanın ötesinde rollere sahiptir. Öğrencilerin entelektüel gelişmelerine katkı sunan, yeteneklerini keşfetmelerini sağlayan, kendi gelenekleri olan evrensel kurumlardır. Üniversite toplumun ve hayatın tam merkezinde yer alan bir müessesedir.
- Üniversiteler ne kadar dinamik, üretken, özgür, gelişmiş olursa toplum da bundan o derece olumlu etkilenir. Tersi durumda ise toplumun önce durağanlaşması, ardından eğitim, kültür, sanat, bilim ve sanayide gerilemesi kaçınılmazdır. Geçtiğimiz 1400 yıla damgasını vuran, geride iz bırakan devletlerin ayırıcı vasfı bilimde yakaladıkları seviyedir. Bu dönemler İslam şehirlerinin giriş kapısına, bilgi ve erdem, kılıç ve silahtan üstündür yazıldığı örnek dönemlerdir. Ne zaman ki önceliklerimiz değişmiş, ilmiye sınıfı topluma rehberlik etme vasfını yitirmiştir, o vakit gerileme ve çöküş de başlamıştır.
"Cadı avını dün gibi hatırlıyoruz"
- İslam dünyası yerinde sayarken veya kan kaybederken üniversitelerin öncülüğünde ABD ve Avrupa yükselen güç haline gelmiştir. Bilgiye sahip olan insanlığa yön verir. Buna karşılık ilim ve akademide geriye düşen diğer alanlarda da geriye düşmekten kurtulamaz. Bizim üniversitelerin üzerine titrememizin arkasında bu anlayış vardır.
- 27 Mayıs darbesi öncesinde üniversitelerin vesayet planlarının parçası olarak kullanıldıklarını gördük. 12 Mart ve 12 Eylül öncesinde de üniversiteler ideolojik çatışmaların merkezi haline gelmiştir. 28 Şubat'ta ise hafızamıza utanç verici sahneler kazınmıştır. Başörtüsünden dolayı ikna odalarına alınan kızlarımızın yaşadığı zulmü asla unutamayız. Özgürlüğün simgesi olan üniversitelerde, üstelik bizzat hocalar kullanılarak başlatılan cadı avını dün gibi hatırlıyoruz.
- Yükseköğretime ulaşmanın kolaylaşması kimi elitleri rahatsız etse de milletimizin takdiri ile karşılandı. Bu kesimler, yollardan tünellere, hastanelerden havalimanlarına, barajlardan köprülere kadar çağ atlatacak her yatırımdan rahatsızlık duydular. Hak ve özgürlükler yolunda attığımız her adımı engellemeye çalıştılar. Biz sadece ülkemizin ve milletimizin ihtiyacı neyse onu hayata geçirmesinin mücadelesini verdik.
"Yükseköğretimde tam eşitlik durumuna yakınız"
- Yükseköğretimi herkes için erişilebilir kılarken buna uygun kurumsal altyapıyı da oluşturduk. Türkiye'de yükseköğretimde kız erkek eşitliği oranı 0.98 ile tam eşitlik durumuna çok yakındır. Üniversite öğrencilerimizin yarısını kız öğrencilerimiz teşkil ediyor. 7 milyonun üzerindeki öğrenci sayımızla Avrupa yükseköğretim alanında kayıtlı öğrenci sayısı bakımından ilk sıralarda yer alıyoruz. 340 bine yakın öğrenci ile dünyada en fazla uluslararası öğrencinin bulunduğu ilk 10 devlet arasındayız. Akademisyen sayımızı da artırdık. Akademisyen sayımız 184 binin üzerine çıktı. Profesör sayımızı 32 bin 488'e, doçent sayımızı 20 bin 768'e, doktor öğretim sayımızı ise 71 bin 700'e ulaştırdık.
- Gezi olaylarında sokaklarımızı ateşe vermekle kalmadılar, tüm devasa projelerimizin de durdurulmasını istediler. Hak ve özgürlük yolunda attığımız her adımın önünü kesmek istediler.
- Üniversitelerimizin bir daha asla yasakla, baskıyla, kavgayla ya da ideolojik dayatmalarla anılmasına müsaade etmeyeceğiz. Az sayıdaki hazımsız marjinalin de bu gerçeklerle yüzleşeceklerine inanıyorum. YÖK tarafından bilim diplomasisi alında bugüne kadar atılmış adımlardan memnuniyet duyuyoruz. Üniversitelerin kendi içinde farklılaşarak misyon sahibi olmasını destekliyoruz. Bu süreçte Cumhurbaşkanlığı Dijital Ofisimizde üniversitelere gereken desteği vermeye hazırdır.
Depremzede öğrenciler
- Asrın afetinde aralarında üniversite öğrencilerimizin, akademisyenin bulunduğu 50 binden fazla canımızı kaybettik. Depremzede öğrencilerimizin eğitimlerinin kesintiye uğramaması için gereken gayreti gösteriyoruz. Deprem bölgesinde ikamet eden adaylara, bu bölgedeki üniversitelere yerleşirken ek kontenjan tanıdık."