Erdoğan ile Esed uzlaşabilecek mi?

Bassam Barabandi

Recep Tayyip Erdoğan kısa bir süre önce Beşar Esed’i görüşmeye davet ettiğinde, diyaloğa açık olduğunun sinyallerini veriyordu.

Erdoğan'ın gündemi, Suriyeli mültecilerin güvenli ve gönüllü geri dönüşü için çalışmak da dahil olmak üzere Suriye rejimine yönelik cesur adımlar atarak, muhalefetine meydan okumayı amaçlayan iç meseleler tarafından yönlendiriliyor gibi görünüyor.

Bu strateji, Erdoğan'ın Türkiye'nin bölgedeki komşularıyla iyi ilişkiler sürdürme yönündeki daha geniş yaklaşımıyla da uyumlu. Ankara'nın başlıca kaygıları Suriyeli sığınmacılar ve PKK ve -Suriye’deki kolu- YPG’den gelen tehditlerle mücadele etmek.

Rusya'nın baskısı altında olan ve yandaşlarına zaferini göstermek isteyen Esed, Türkiye'nin girişimini memnuniyetle karşılasa da böyle bir görüşmenin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ya da ne zaman gerçekleşeceği belirsizliğini koruyor.

Ancak Esed daha önceki toplantılarda ilerleme kaydedilemediğini, İran'ın Türkiye'nin Suriye'den tamamen çekilmesi yönündeki talepleri ile Rusya'nın Suriye'deki dinamikleri değiştirme ve İran'ın etkisini zayıflatma çabaları arasında bir denge kurulması gerektiğini de vurguladı.

Esed'in önümüzdeki toplantılar için öncelikli hedefleri arasında Türk askerlerinin Suriye'den çekilmesi ve Türkiye'nin Suriyeli muhalif gruplara desteğini kesmesi yer alıyor.

Bu talepler İran'ın çıkarlarıyla da örtüşüyor zira Esed, YPG ABD koruması altındayken bu grupla karşı karşıya gelemeyeceğinin farkında.

Kritik sembolizm

İki liderin el sıkışmasının yaratacağı sembolizm, farklı nedenlerle de olsa, her ikisi için de çok önemli olacaktır.

Türkiye, PKK tehdidi ortadan kalkana ve Suriyeli sığınmacılar güvenli bir şekilde evlerine dönene kadar askerlerini geri çekmeyi reddederek kararlı tutumunu sürdürüyor. Türk yetkililer, Ankara'nın Suriyeli muhalif grupları desteklemeye devam edeceğini belirtiyor ki bu da müzakere dinamiklerini zorlaştırıyor zira Şam, Türkiye'nin çekilmesini anlamlı bir diyalog için ön koşul olarak görmeyi sürdürüyor.

Suriye ordusunun çatışmalarda yok edilmesinin ardından bugün Suriye'de üstünlük Rusya ve İran'ın elinde. Bu değişim ülkede yeni bir güç merkezi yarattı ve bu da sahadaki yeni dengeyi yansıtıyor.

Esed devlet başkanı olarak nihai kararları verirken, birincil kaygısı ne pahasına olursa olsun iktidarı elinde tutmak. Aldığı kararlar Rusya ve İran'dan büyük ölçüde etkileniyor ve bu iki ülkeyi kendisini iktidarda tutacak şekilde dengelemeye çalışıyor. Ancak ülkenin Tahran'la işbirliği yapan istihbarat servisinin, Rusya'nın kolaylaştırdığı Türkiye-Suriye yakınlaşma sürecini engellediği bildiriliyor.

Middle East Eye'a isminin açıklanmaması kaydıyla konuşan Iraklı bir yetkiliye göre, Suriye istihbarat teşkilatı “tekliflere yanıt vermeyi geciktirdi” ve “herhangi bir güvenlik ve istihbarat işbirliğine girmeden önce Türkiye'nin Suriye'den çekilmesi için net bir takvim” konusunda ısrar etti.

Yetkili, “Yapıcı gibi görünse de bu öneriler İran'ın çıkarlarıyla örtüşüyor ve muhtemelen Türkiye için kabul edilemez” dedi ve ekledi: “Bu öneriler, net bir çekilme takvimi karşılığında Türk askerlerinin Suriye'de üç yıla kadar geçici olarak kalmasını içeriyor.

İlk görüşmelerde büyükelçiliklerin yeniden açılması ve diplomatik ilişkilerin yeniden canlandırılması ele alınacak ve Ankara'nın kontrolü altındaki bölgelerde sivil yönetim sisteminin lağvedilmesi için onay vermesi gerekecek.”

Yetkili daha sonra Esed rejiminin bu bölgelerdeki görevleri üstleneceğini ve önemli bir ilerleme kaydedilene kadar "terörle mücadele" istişarelerine ara verileceğini söyledi.

İran baskı uyguluyor

Rusya'nın Suriye ordusunu profesyonel bir güç olarak yeniden inşa etmek ve kriz sonrası Suriye'yi temsil edecek şekilde yeniden yapılandırmak için birlikte çalıştığı Suriye Savunma Bakanlığı, Rusya'nın arabuluculuğunda Türkiye ile işbirliğine daha açık.

Bakanlık, Türkiye'nin ılımlı silahlı muhalif grupları tasfiye etmesi ve Suriye ordusuna entegre etmesi koşuluyla Fırat'ın doğusunda işbirliği önerdi.

Bu arada Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan bir kaynağa göre Şam'daki İran Büyükelçiliği, Türk askerlerinin ülkeden hızla çekilmesini sağlamak için Esed rejimine baskı yapmaya devam ediyor ve aynı zamanda “terörist grupların” ortadan kaldırılması için güvenlik ve istihbarat koordinasyonunun arttırılması için de bastırıyor.

Buna ek olarak İran, Suriye ekonomisi üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmak umuduyla Esed rejimine yeni kredi hatları açıyor.

Buna karşılık, Suriye Dışişleri Bakanlığı kaynağına göre Şam'daki Rus Büyükelçiliği, Esed’e Ankara ile müzakerelerde somut ilerleme kaydetmesi için baskı yapıyor.

Rusya nihai olarak ABD'nin Suriye'den çıkmasını istiyor ve bu sayede oluşacak güç boşluğunu İran ve milisleri yerine Suriye, Rusya ve Türkiye güçlerinin doldurabileceğini ve böylece Suriye'nin doğal zenginliklerinin çoğunu kontrol edebileceğini umuyor.

Geçtiğimiz ay Irak hükümetinin Erdoğan ve Esed arasında bir ön görüşmeye ev sahipliği yapmak istediğine dair haberler ortaya çıkmıştı. Şam, önemli bir adım atma taahhüdünde bulunmadan zaman kazanmak için Irak'ın bu girişiminden faydalanmaya hevesli görünüyor.

Bu arada Suriye ve Türkiye'nin hedeflerindeki temel farklılıklar, İran ve Rusya'nın dış etkileriyle birleşince iki ülke arasında kapsamlı bir çözüme ulaşılması için karmaşık bir manzara ortaya çıkıyor.

Ancak Erdoğan, Esed ve komşu devletler, iki liderin bir arada fotoğraf vermesini kendi gündemlerini ilerletmek için bir araç olarak görmeye devam ediyor.


Bu değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.