Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satır başları:
"-İşçi-İşveren ve kamu olarak hep beraber omuz omuza vererek ülkemizi güçlendirme mücadelemizi zafere ulaştıracağız.
-Bizim ilk ve öncelikli kriterimiz Türkiye’ye hizmettir.
-Her bir yatırımcımıza destek olmak asli görevimizdir. Şimdiye kadar bunu layıkıyla yerine getirdik.
21 yıldır hiçbir zaman sermaye ayrımcılığı ve düşmanlığı yapmadık.
-Korkular ve hassasiyetler üzerinden yürütülen kampanyaların ülkemize hiçbir katkı sağlamadığını tecrübe ettik.
-Türkiye’nin hangi kökenden, inançtan olursa olsun, tüm vatandaşlarının katkısına ihtiyacı olduğunu unutmuyoruz.
-Çoğu çocuk ve kadın 23 bin masumun katledildiği Gazze mezaliminde ülkemiz Filistinli mazlumlardan yana tavır almıştır. İsrail yönetiminin vahşet politikasına karşı tüm dünyada artan tepkilerin arkasında ülkemizin duruşunun da payı vardır.
-Türkiye düşmanlarına karşı da ağır darbe indirmeye devam ediyoruz. Terör örgütlerine adeta nefes aldırmıyor.
-Vatandaşlarımızı köken, inanç, hayat tarzı, kıyafet üzerinden ayrıştırmak milli beraberliğimizi dinamitlemektir. Milletimizin arasına nifak duvarları örülmesine seyirci kalmayacağız.
-Yürüttüğümüz mücadelenin zorluğu ve bölgemizin durumu ortadayken bizim bu tür sanal durumlara harcayacak tek bir saniyemiz olamaz.
-Türkiye Yüzyılı'nı, Arabı, Sünnisi, Türkü, Kürdü, Alevisi ile hep birlikte inşa edeceğiz.
-Son 21 yılda başardıklarımız, gelecekte yapabileceklerimizin öncüsü, girizgahı, müjdecisidir.
-İş dünyamızın sergilediği birlik tablosunu bu bakımdan çok değerli bulduğumu belirtmek istiyorum.
-Teknolojide yaşanan değişim diğer alanlar gibi çalışma hayatını ve işverenleri de yakından ilgilendiriyor. Bilhassa yeşil dönüşüm ve dijitalleşmeyi bir araya getiren ikiz dönüşüm, dünya ekosistemini etkiliyor. Ülkemizin çıkarları doğrultusunda tüm kesimleri bir araya getirmeye yönelik forumun çabalarını takdir ediyorum. Çalışma hayatının geleceğine de ışık tutacağına da inanıyorum. Ortak Paylaşım Forumu’nun temasının Cumhuriyetin yüzüncü yılında da çalışma hayatı olarak belirlenmesi son derece isabetli olmuştur.
-Gelecek döneme ilişkin yol haritalarımızı da belirledik. Bunları Türkiye Yüzyılı hedeflerimize ulaşarak taçlandıracağız. Ekonomide önümüzdeki 5 yıla ait planımızı, OVP ile şekillendirdik. 12. Kalkınma Planı'nda ilk kez ülkemizin 2053 vizyonunu da detaylandırdık. Bunlarda iş dünyamızla da istişarelerde bulunduk. Uygulama aşamasında da bunu sürdüreceğiz.
-Ekonomideki politikalarımızın meyvelerini vermeye başladığını görüyoruz. Uluslararası sermaye girişi yükseldi, ani kur hareketleri azaldı. Merkez Bankası rezervleri 145,5 milyar doları buldu. İhracatta Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık. Enflasyon meselesinin çözümü için yoğun gayret sarf ediyoruz. OVP ile uyumlu şekilde son aylarda düşüş eğilimi var enflasyonda.
-Geçtiğimiz yıl milli gelirimizin yüzde 5,4’ü düzeyinde gerçekleşen cari açığı bu yıl yüzde 4’e önümüzdeki yıl yüzde 3’lere çekme hedefimiz var. Enflasyonda başlayan ivme kaybı yılın ikinci yarısında herkesi şaşırtacak şekilde daha fazla hissedilecek.
-Hem Eximbank kredilerini hem de ihracata verilen destekleri artırmaya devam ediyoruz. Her küresel kriz Türkiye’nin önüne yeni fırsatlar getirmektedir. Siyasi belirsizliklerin azalması, güven ve istikrar ortamının gelişmesi. Hedeflerimize ulaşmayı kolaylaştıracaktır. Bizi en çok sevindiren husus ekim ayı verilerine göre bir önceki yıla göre istihdamın 812 bin artış ile 32 milyona ulaşmasıdır. Bunu koruyacak ve daha da geliştireceğiz.
-Türkiye’nin istihdamına yaptıkları katkılar dolayısıyla TİSK mensuplarına teşekkür ediyorum. Türkiye’nin son 21 yılı, Cumhuriyet döneminin altın yılları olarak şimdiden tarihe geçmiştir. Aklınıza gelebilecek her alanda çok büyük dönüşümlere imza attık. Ülkemizi nice yılların getirdiği eksiklerin utancından kurtardık. İstanbulumuzu çöp, çukur çamurdan kurtardık.
-Şu anda tabii İstanbul o günlerine yeniden dönmek istiyor herhalde. Onun için bizim mottomuz yeniden İstanbul. Buna mecburuz. Yeniden İstanbul’u inşa ve ihya etmeye mecburuz.
-Sadece 21 yılda milletimizin asırlık eksiklerini tamamladık. Elbette bu tarihi dönüşümden çalışma hayatımız da nasibini aldı.
-Emekçilerimizin ücret ve çalışma şartlarını iyileştirirken işverenlerimizin de hak ve hukukunu korumaya özen gösterdik. Hep adaletten ve hakkaniyetten yana olduk."