Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malatya ile Sivas arasındaki Karakaya Baraj Gölü üzerinde inşa edilen 517,5 metre uzunluğundaki yeni Tohma Köprüsünün açılışında konuştu.
"Milletimizin desteği ve teşvikiyle 18 yılda her alanda Türkiye'nin çehresini değiştirdik"
Türkiye kalkınma mücadelesindeki gecikmişliğinin bedelini uzunca bir dönem ihmal edilmişlik, geri kalmışlık, fakirlik olarak ödemiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki kalkınma atılımı maalesef daha sonra akamete uğramış, başlatılan sanayileşme hamlelerinin önü birer birer kesilmiştir. Menderes'in yeniden başlattığı kalkınma hamlesinin cevabı darbeyle verilmiştir. Rahmetli Özal yeni bir atılım başlatmıştır. Bu atılımla ülkemiz kaos iklimine sokularak yarım bırakılmıştır. Hükümete geldiğimizde önceliklerimizin başına ülkemizi eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, toplu konuttan spora kadar her alanda kalkındıracak projeleri yerleştirdik. Şehirlerimizin tamamını kısa sürede adeta şantiyeye çevirdik. Milletimizin desteği ve teşvikiyle 18 yılda her alanda Türkiye'nin çehresini değiştirdik.
"Türkiye, küresel düzeyde yürütülen mega projelerin yarısından fazlasını tek başına gerçekleştiren bir ülkedir"
Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için daha büyük projelere daha büyük yatırımlara yöneldik. Bugün Türkiye, küresel düzeyde yürütülen mega projelerin yarısından fazlasını tek başına gerçekleştiren bir ülkedir. Salgın gelişmiş ülkeleri bile sarsarken Türkiye'nin bu süreçten en az kayıpla çıkmasının ardında işte böyle bir arka plan vardır. Bu sıkıntılı süreçte dahi ihracatımız rekor üstüne rekor kırmayı sürdürüyor. Altyapımızın gücünden aldığımız cesaretle her alanda sürekli hedef yükseltiyor, yeni kapasitelerimizi artırıyor, üretim alanlarını özellikle genişletiyoruz. Ulaşımdan sulamaya kadar tüm alanlardaki yatırımlarımızı da hız kesmeden devam ettiriyoruz. Her hafta tamamlanan yatırımlarımızın hizmete alınma törenlerine iştirak ediyoruz. İnşası süren özellikle bu tür yatırımlarımızı yakından izliyor aksaklıkların hızla telafisini sağlıyoruz.
"Gezi olaylarında da karşımıza aynı taleplerle çıkılmış tüm büyük projelerin durdurulması istenmişti"
Biz bunları yaparken birileri ne diyor? En yetkili isimleri marifetiyle milletin karşısına çıkıp iktidara gelirsek 'iktidara gelirsek tüm projeleri durduracağız' diyorlar. Hatırlarsanız Gezi olayları sırasında da karşımıza aynı taleplerle çıkılmış, tüm büyük projelerin durdurulması istenmişti. Daha sonra 17-25 Aralık emniyet yargı darbe girişimindeki hedeflerden biri de yine büyük projelerimiz ve onları yürüten iş insanlarımızdı. Ülkemize yönelik sinsi hesaplar içinde olan uluslararası spekülatörlerden terör örgütlerine kadar her alçaklığın altından benzer gayelerin çıktığını da gördük. Türkiye'nin kalkınmasını, büyümesini, güçlenmesini, bölgesel ve küresel güç hedeflerini hayata geçirmesini istemeyen kim varsa hep projelerimize saldırdı.
Hem ülkenin yönetimine talip olduğunu iddia etmenin hem de bu olursa büyük projeleri durduracağını söylemenin nasıl bir ruh halini yansıttığını işin erbabına bırakıyoruz. Ancak zahirdeki beyanlara baktığımızda gördüğümüz şudur; bu zihniyet elini fırsat geçse şu açılışını yaptığımız köprüyü şayet inşası bitmese durduracaktı. 1915 Çanakkale Köprümüzün inşası hızla ilerliyor. Herhalde gözlerini oraya da dikmişlerdir. Yusufeli Barajı'nın gövde inşası bitmek üzere. Yüzlerce binlerce proje olduğuna göre işleri oldukça çok olsa gerek. Karşımızda böyle hastalıklı bir zihniyet var.
"Halkımızdan alamadıkları desteği provokatörler vasıtasıyla ülkemizin huzurunu kaçırarak elde etmek peşinde olanlar hüsrana uğrayacaklardır"
Şimdi gözünü uzaya diken, yüksek teknolojiye diken, yapay zekaya diken, geleceği kucaklamaya diken bir Türkiye var. Salgın döneminde sağlıkta tüm ülkeler hastane kapılarını vatandaşlarına kapatırken biz gayet rahat şekilde kesintisiz hizmet kurabildiysek kurduğumuz altyapı ve sistem sayesindedir. Ülkemizde eğitim öğretim devam edebilmişse kurduğumuz güçlü teknolojik altyapı sayesindedir. Ticaretimiz sınırlı bazı alanlar dışında işleyişini sürdürdü yeni açılımlara yöneldiyse kurduğumuz güçlü altyapı sayesindedir. Bu örnekleri aziz milletim savunma sanayiimizden ihracata kadar çeşitlendirmemiz mümkündür. Milletimiz kendisine güven telkin etmediği gibi kazanımlarına gözünü dikenlere bugüne kadar fırsat vermemiştir, inşallah bundan sonra da fırsat vermeyecektir. Halkımızdan alamadıkları desteği provokatörler vasıtasıyla ülkemizin huzurunu kaçırarak elde etmek peşinde olanlar hüsrana uğrayacaklardır. Allah'ın izniyle büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasının önünde