Cumhurbaşkanı Erdoğan ziyaretine ilişkin "Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Zelenskiy’nin davetine icabetle Lviv’e yaptığım çalışma ziyaretini tamamladık. Bu, savaşın başlamasının ardından Ukrayna’ya gerçekleştirdiğim ilk seyahat oldu. Sayın Zelenski’yle yaptığımız görüşmelerde ikili ilişkilerimizi tüm veçheleriyle ele aldık" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Bizim Esad’ı yenmek, yenmemek gibi bir derdimiz yok ki. Eğer Türkiye’de muhalefet olayı böyle bir noktaya taşıyorsa bu muhalefetin hem kalitesini hem de gramını ortaya koyar. Bizim şu anda Suriye’de attığımız bütün adımlarla, özellikle Suriye’nin kuzeyinde Fırat’ın doğusu ve batısından Akdeniz’e kadar olan o bölgede Ruslarla yürüttüğümüz çalışmalarda terörle bir mücadele vardı.
Terörle olan mücadelemizi de burada birlikte sürdürüyoruz. Bunların belli bölümünü Ruslarla beraber yaparken belli bölümünü de kendi askerimizle, güvenlik güçlerimizle yürütüyoruz. Hep söylüyorum, demokraside en önemli hasletlerden bir tanesi güçlü muhalefettir. Tabii bizim güçlü bir muhalefetimiz yok. Sıkıntı burada. Yani Suriye’de ne oluyor ne bitiyor haberleri yok. Biz ise ta Obama döneminden alalım, orada verdiğimiz mücadeleyi şu anda da aynı kararlılıkla devam ettiriyoruz. Bizim ‘bir gece ansızın gelebiliriz’ ifademiz boşuna değil. Vakti saati geldiğinde bu yapılır.
Ama şunu da söyleyeyim; bir defa Türkiye’ye kimse böyle bir şeye hazır mısın sorusunu sormasın. Biz bütün bu işlere hazırlıklıyız. Hazırlıklı olduğumuz gibi de an be an ne gerekiyorsa bunu yapacak güçteyiz. Şu anda tabii özellikle Amerika maalesef binlerce TIR silah, mühimmat, araç, gereç, aklınıza ne gelirse, buraya yığma yapıyor. Bu yığmayı da kimlere yapıyor? Tamamen terör örgütlerine. ABD şunu söyleyemez: ‘Ben terörü beslemedim’ diyemez. Terörü Suriye’de birinci derecede besleyen ABD ve koalisyon güçleridir; bunu acımasız yapmışlardır ve hala da yapıyorlar. Oradan bıkmadılar, bir de Irak’ta aynı beslemeyi yaptılar. Kime? Yine terör örgütlerine.
Eğer bugün Irak’ta bir huzursuzluk varsa altında maalesef yine Amerika yatıyor. Ve bu terör örgütlerinin ileri gelenleriyle Beyaz Saray’da görüşme yapacak kadar ileri gidiyorlar. Biz bunların hepsini biliyoruz. Bunlar var. Aynı şekilde Rusya rejimle bir dayanışma içinde. Kendileriyle bu yaptığım ziyarette bu konuları da görüştük. Bunu artık bir yere oturtmamız lazım dedim. Rusya ile öyle bir dayanışma yapalım ki Suriye’de, özellikle Suriye’nin kuzeyinde, doğusu batısı fark etmez, buralarda terörle bir mücadele gerçekleştirelim.
Şimdi hep soruyoruz; bu teröristler kaynağı nereden buluyor? İşte şu anda Kamışlı’daki kalitesiz petrolü çıkartan teröristler. Peki kim alıyor bunu? Rejim alıyor. Para kaynağı rejimde. Bunlar alıyor. Bütün bu gerçekler ortada. Bir diğer taraftan da sürekli olarak buralarda İran’ın hesapları var. Bu hesaplar da önümüzde. Biz istiyoruz ki buradaki süreci daha fazla uzatmayalım.
Bizim Suriye’nin topraklarında gözümüz yok. Çünkü Suriye’nin halkı bizim kardeşlerimiz. Orada bizim öyle bir derdimiz yok. Onların topraklarının bütünlüğü bizim için önem arz ediyor. Rejim bunun idraki içinde olmalı. Bunları da yine aynı şekilde Sayın Putin’le Soçi ziyaretimizde görüştük. Temennim odur ki inşallah önümüzdeki dönemle ilgili Suriye’de hem anayasa bir an önce yapılır, bu iş sağlama bağlanır hem de halkın bütün bu noktadaki sıkıntılarını giderecek adımlar atılır. Şu anda oradan hicret edenler, iltica edenlerin ağırlığı bize geldi. 4 milyon insanı biz ülkemizde ağırlıyoruz. Bütün bunları ağırlarken rejimle sürekli savaş halinde olalım diye mi bunu yapıyoruz? Hayır. Suriye halkıyla özellikle inanç değerleri noktasındaki bağlarımız sebebiyle bunu yapıyoruz. Bundan sonraki süreç belki çok daha hayırlı olacaktır.
Suriye ile daha ileri seviyede adımları temin etmemiz gerekiyor. Bu adımları atmak suretiyle, tüm bölgede yani İslam dünyasının bizim komşularımızla olan bu bölgesinde inşallah birçok oyunu biz bozarız."
"Şunu bir defa bilmemiz, kabullenmemiz gerekir. Devletler arasında hiçbir zaman siyasi diyalog veya diplomasi kesip atılamaz. Her zaman her an bu tür diyaloglar olur, olmalıdır. Hatta bir söz var, 'İplikle de olsa bağı koparmayın, o bağ devam etsin. Gün olur lazım olur.' Şimdi biz mesela bölgede Mısır'la alt düzeyde, bakanlarımız seviyesinde temaslarımızı devam ettiriyoruz. Bu ilişkiler durup dururken olmuyor. Diplomasiyi tamamen devre dışı bırakamazsınız. Diplomasiye ne denli ihtiyacımız olduğunu bütün dünya gördü. Biz her zaman çözümün parçası olduk. Suriye sorununu çözmekle ilgili elimizi taşın altına biz koyduk. Hedefimiz, bölgesel barış oldu, ülkemizi bu krizin ağır tehditlerinden risklerinden korumak oldu."