Ermenistan Başbakanı Paşinyan: Türkiye ile normalleşmek istiyoruz

Ermenistan başbakanı Nikol Paşinyan Türkiye ile normalleşmeyi istediklerini, bunun Ermenistan'ın çıkarına olduğunu belirtti. Peki Ermenistan'da Türkiye ile normalleşmeye nasıl bakılıyor?

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan Ermenistan devlet kanalında yaptığı açıklamada Türkiye ile normalleşmeyi istediklerini ve bu yönde çalışmalara başladıklarını belirtti. Paşinyan Türkiye ile diplomatik ilişkiler kurulmasının ve Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasının Ermenistan'ın çıkarına olduğunu savundu.

Nikol Paşinyan, Dağlık Karabağ krizinin Kasım 2020'de anlaşmayla önceki durumdan daha barışçıl bir sürece girdiğini, büyük ölçüde çözüldüğünü belirterek Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin tamirinin zamanının çoktan geldiğini söyledi. Paşinyan, Ermenistan halkının da başta ekonomik sebeplerden Türkiye ile normalleşmeden yana olduğunu belirtti.

1993'te ilişkiler kesilmişti

1991'de bağımsızlığını kazanması üzerine Türkiye Ermenistan'ı tanımış ve Türkiye-Ermenistan sınır kapısı işler hale gelmişti. Fakat devam eden Dağlık Karabağ Savaşı'nda Ermenilerin Azerilere saldırılarının sürmesi üzerine 1993'te Türkiye Ermenistan ile ilişkileri kesip Türkiye-Ermenistan sınırını kapatmıştı. Türkiye ve Azerbaycan'ın Ermenistan'a halen süren ambargosu, denize kıyısı olmayan Ermenistan'ı kara ve hava taşımacılığında İran ve Gürcistan'a mahkum ediyor.

1998-2018 döneminde Ermenistan'ı yöneten Rusya yanlısı hükümetler Türkiye ve Azerbaycan'ın Ermenistan'a uyguladığı ambargodan şikayetçi olmazken 2018'de iktidara gelen Batı yanlısı Nikol Paşinyan sık sık Türkiye ve Azerbaycan ile ilişkilerin normalleştirilmesini, Ermenistan'a ambargonun kaldırılmasını istediklerini belirtiyor. Paşinyan'ın Türkiye'yi hem Ermenistan'ı zenginleştirebilecek ticari bir ortak hem de Batı'ya ulaşım yolu olarak önemsediği belirtiliyor.

Dağlık Karabağ yenilgisinin ardından görevi bırakabileceği konuşulan Paşinyan istifa taleplerini reddetmiş ve 20 Haziran 2021'de gerçekleştirilen Ermenistan seçimlerinden büyük bir galibiyetle çıkmıştı. Bu zaferinden ve tek başına iktidara gelmesinden güç alan Paşinyan'ın yeni döneminde Ermenistan'ı Rus nüfuzundan çıkarma, Batı'ya yaklaşma, Türkiye ve Azerbaycan ile normalleşme politikalarına daha ağırlık verdiği gözlemleniyor.

Ermenistan'da "Batıcı pragmatistler" ve "Rusçu statükocular"

Ermenistan'da bağımsızlıktan bu yana politikada iki ekolün mücadelesi gözlemleniyor. İki ekol de Ermeni milliyetçisi olmakla birlikte bu milliyetçiliğin daha hafif olduğu pragmatistler Ermenistan'daki Rus nüfuzunu azaltıp Batı ile ilişkileri geliştirmek istiyorlar. Yine en çok ekonomik nedenlerle Türkiye ve Azerbaycan ile barışmayı hedefliyorlar. 

Statüko yanlıları ise ülkenin Rusya ile sıkı ilişkilerinden memnun olarak, Batı ile ilişkileri ikinci planda görüyorlar.

2020 Dağlık Karabağ Savaşı'na kadar Karabağ ve çevresi Ermeni güçlerinin işgalinde, Ermenistan ise Türkiye ve Azerbaycan'ın ambargosu altındaydı. Bu kesim, söz konusu statükoyu çözmeyi çok da gerekli görmüyor, hatta karşı tarafın suçlamalarına göre bu statükodan istifade ediyordu. Bu cenah "Ermeni Soykırımı" iddialarını ve Ermeni milliyetçiliğini pragmatist cenahtan çok daha fazla önemsiyor.

1991'deki bağımsızlıktan 1998'e kadar, pragmatist kesimden Levon Ter-Petrosyan (1946-) cumhurbaşkanı olmuştu. Ter-Petrosyan, Adanalı bir Ermeni ailenin çocuğu olarak Suriye'nin Halep şehrinde doğmuştu.

Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan 1997'de Dağlık Karabağ Sorununu anlaşmalı olarak çözmek üzereyken, Rusya'nın karşı cenahı kışkırtmasıyla Petrosyan devrilmişti.

Ermenistan'da "Rusçu Dağlık Karabağlılar" dönemi (1998-2018)

Petrosyan'ın yerini Rusya'nın desteklediği radikal Robert Koçaryan (1954-) aldı. Koçaryan Dağlık Karabağlı bir Ermeni olduğundan, Dağlık Karabağ Ermenilerinin menfaatini Ermenistan Ermenilerinin önünde tuttu. Böylece Dağlık Karabağ sorunu donduruldu.

Koçaryan döneminde ülkede Rusya'nın da desteğiyle mafyatik bir düzen kuruldu. Cumhurbaşkanı Koçaryan, Başbakan Vazgen Sarkisyan ile büyük bir anlaşmazlığa düştü. Ardından 27 Ekim 1999’da Ermenistan Parlamentosu’nu basan silahlı bir grup, Ermenistan TV’nin görüşmeleri yayınladığı bir anda canlı yayında Başbakan Sarkisyan, Demirciyan’ın ve bakanların da aralarında bulunduğu 8 milletvekilini öldürdüler. Diğer parlamento üyelerini de bir müddet rehin tutup akabinde anlaşmalı olarak teslim oldular. Bu saldırıdan da Rusya ve Koçaryan sorumlu tutuldu.

2008'de Koçaryan'ın görev süresi bittiğinde, şaibeli ve ölümlü protestolara neden olan bir seçimle, bir başka Dağlık Karabağ Ermenisi Serj Sarkisyan'ın dönemi başladı. Sarkisyan'ın 10 yıl süren dönemi de Koçaryan döneminin her açıdan devamı oldu. Böylece Ermenistan'da 1998-2018 döneminde süren iki Dağlık Karabağlı Ermeni'nin yönetimi yaşandı.

Bu 20 yıllık dönemde kamuoyunda Ermeni milliyetçiliği işlendi. Dağlık Karabağ sorununun ve Türkiye ve Azerbaycan'ın Ermenistan'a uyguladığı ambargonun çözümü önemsenmedi, ülke orantısız biçimde Rusya'ya yaklaştı. Ülkenin ekonomik sorunları, halkın yoksulluğu da yönetimce dikkate alınmadı. Rusya'nın bu 20 yıllık dönemde Ermenistan'ın iç işlerine doğrudan müdahil olup muhalif pragmatist kanadı zayıflatmaya çalışması dikkat çekti.

Kaynak: Mepa News

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.

Haberler Haberleri