Suriye Vatandaşlarının Onuru Derneği (Syrian Association for Citizens' Dignity) tarafından yayımlanan bir rapor, Suriye’ye Esed rejiminin kontrol ettiği bölgelere geri dönenlerin yüzde 60’dan fazlasının yine ülkeden çıkmak istediğini ortaya koydu.
Rapora göre, Şam rejiminin kontrol ettiği bölgelere geri dönenlerin yüzde 60’dan fazlası “karşılaştıkları kapsamlı ve sistematik hak ihlalleri” nedeniyle tekrar kaçmanın bir yolunu arıyor.
Geri dönenlerin önemli bir kısmının, ya mülteci kamplarındaki zorlu koşullar yüzünden buna mecbur kaldığı, ya da rejim propagandası aracılığıyla dönerlerse güvende olacaklarına ikna oldukları saptandı.
Derneğini yetkililerinden Şamlı Şeyma Buti raporla ilgili olarak, “Bu araştırmanın ana sonucu, evlerinden uzaklaştırılmış Suriyeliler için Esed’in elinde olan bölgelere geri dönmenin güvenli olmadığıdır. Rejimin elinde olan bölgelere dönenler ve bu bölgelerde yaşayanların çoğu korku içinde yaşıyor ve kendilerini güvende hissetmiyorlar.” dedi.
'Keyfi tutuklama, zorunlu askere alma ve temel hizmetlerin haraca bağlanması yaygın'
Ülkeye geri dönen ve yeniden kaçmak isteyen Suriyelilerin, gitmek istemesine neden olan temel unsurlar arasında, keyfi tutuklamalar, zorunlu askere alma ve temel hizmetlerin haraca bağlanması gibi unsurlar var.
Görüşülen kişilerin yüzde 60’ı ve rejim tarafından zorla ele geçirilen bölgelerde yaşayanların yüzde 73’ü, bir fırsat yakalamaları halinde ciddi bir şekilde yurdu terk etmeyi düşünüyor.
Görüşülen kişilerin dörtte birinden daha fazlası güvenlik güçleri tarafından keyfi olarak tutuklanmış ya da bu kişilerin ailelerinde keyfi olarak tutuklananlar bulunuyor. Dayak ve işkence, gözaltında çok sık görülen uygulamalar arasında gösteriliyor.
Raporu kaleme alanlardan Halit Terkavi, görüşülenlerden birkaçının aile yakınlarının bilinmeyen bir yerlere götürüldüğü ve kendilerinden bir daha hiç haber alınamadığını söyledi.
Halit Terkavi, “Esed’ın güçlerine katılmaya mecbur edilmek çok yaygın bir uygulama, özellikle de görüşülenlerin yüzde 75’inin kendisi ya da aile üyeleri Esed’ın güçlerine katılmaya zorlanmış ‘uzlaştırma anlaşmaları’ kapsamında entegre edilen bölgelerde. Bu onların her gün yaşadığı gerçekliğin çok ufak bir kısmı.” dedi.