Araştırmacılar, esnek çalışanların sürekli bir suçluluk duygusuna kapıldığını söylüyor. Çalışma saatlerini kendileri belirleyen ve ofis dışında çalışanlar, üzerlerine düşeni yaptıklarını kanıtlamak için daha uzun süre ve daha çok çalışmaları gerektiğini düşünüyorlar.
İngiltere'deki Kent Üniversitesi'nde sosyoloji ve sosyal politika alanında öğretim üyesi Heejung Chung, ortalama olarak, iş saatleri esnek olanların en fazla mesai yaptığını söylüyor. Çalışma saatleri belli olanlara kıyasla, esnek çalışanlar dört saat daha fazla çalışıyor.
Bazı işverenler çalışma saatlerini işçilerinin seçebiliyor oluşunu bir avantaj olarak gördüğü için çalışanlar da daha uzun çalışma sorumluluğu, esneklik suçluluğu hissediyor.
Kültürel eğilim
Minnesota Üniversitesi'nden sosyoloji profesörü Phyllis Moen'e göre, "Kendilerinin de en az diğerleri kadar verimli olduğunu kanıtlama yoluyla evden çalışma ya da kendi iş saatini ayarlamayı haklı çıkarma zorunluluğu hissediyorlar."
Chung ise bunu daha farklı açıklıyor: "Genel olarak çalışma saatleriniz size bağlıysa çalışmadığınız zamanlarda daha fazla endişe duyarsınız. Özellikle işsizlik oranının yüksek olduğu, işgücü piyasasının istikrarlı olmadığı, pazarlık gücünün az olduğu ülkelerde bu duruma daha fazla rastlanır."
Leeds Üniversitesi İşletme Fakültesi'nde toplumsal cinsiyet ve endüstri ilişkileri profesörü Jennifer Tomlinson bu eğilimin kültürel odluğuna inanıyor. İşten eve biraz erken gitmenin kabul gördüğü ve yarı zamanlı çalışmanın normalleştiği ülkelerde çalışanlar bu tür suçluluk duygusunu ya da baskıyı daha az hissediyor.
Saat ücretinin daha yüksek, işgücü piyasasının istikrarlı olduğu ve ofiste zaman geçirmenin daha az önem taşıdığı ülkelerde işçilerin esnek çalışmaya daha olumlu yaklaştığı ve bu tür kaygıları daha az duyduğu görülüyor. Fransa, Danimarka, İsveç ve Hollanda'da durum böyle iken, İngiltere ve ABD'de endişe eğilimi daha yüksektir.
Tomlinson, ABD'de işverenlerin çalışma saatleri üzerinde daha fazla kontrol sahibi olduğunu söylüyor.
Esneklik korkusu
Bazılarımız açısından çalışma saatlerimizi kendimizin kontrol etmesi iş ile aile arasındaki dengenin daha rahat kurulmasını sağlar. Örneğin anne ve babanın çalıştığı bir evde eşlerden birinin işe erken gidip erken çıkarak okuldan dönen çocuk için evde olması, diğerinin çocuğu okula bıraktıktan sonra işe gidip geç çıkması hayatı kolaylaştırır.
Fakat birçok işçi, işini kaybetme korkusuyla işyerine böyle bir teklif götürmekten çekinir, ofiste çalışmayı tercih eder.
Avustralya'da düzenli olarak ofisten uzak çalışanların oranı sadece yüzde 10 civarındadır. Bu oran uluslararası standartlar bakımından düşük görülüyor.
Fakat Sidney Üniversitesi İşletme Fakültesi dekan yardımcısı Rea Cooper'ın araştırmaları, beyaz yakalıların çalıştığı birçok sektörde esnek çalışanların oldukça verimli olduğunu gösteriyor.
Cooper, bu işçilerin, normal ofis ortamında çalışanlara kıyasla çok daha fazla çalıştıklarını söylüyor.
Esnek çalışanlar bu duyguyu iyi biliyor. Bir dahaki sefere siz de erken gittiğiniz işinizden erken çıkarken suçluluk hissediyorsanız bilin ki yalnız değilsiniz.