Etiyopya'nın kuzeyindeki Tigray bölgesinde kısa bir süre önce ortaya çıkan gergin ortam yerini hava saldırılarına, etnik çatışmalara ve siyasi çekişmelere bıraktı.
The New York Times'tan Abdi Latif Dahir ve Declan Walsh Etiyopya'da neler oluyor? sorusuna verilebilecek cevabı gayet anlaşılabilir bir şekilde derlediler.
İlgili makale Mepa News okurları için Türkçeleştirildi.
Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed, cuma günü yaptığı açıklama ile Etiyopya’ya ait jetlerin ülkenin kuzeyindeki Tigray’da hava harekâtı icra ettiğini duyurdu. Bölgede son üç gündür artarak devam eden gerginlik oldukça büyük bir nüfusa sahip ülkeyi istikrarsızlaştıracak bir iç savaşa doğru götürmektedir.
Bay Abiy, televizyondan yayınlanan konuşmasında bölgenin başkenti Makelle civarındaki füze stokları ve diğer ağır silahların imha edildiğini aktarırken, saldırı sonrası ne tür bir can kaybı yaşandığı hususunda bir bilgi vermedi.
Başbakan sözlerini şu ifade ile sonlandırdı: “Operasyonumuzun ilk safhası tamamen bitmiştir.”
Eritre ile imzalanan barış anlaşmasında oynadığı rol hasebiyle geçtiğimiz yıl Nobel Barış Ödülü'ne layık görülen Bay Abiy, bölgedeki iktidar partisini devlete ait bir karakola saldırarak top ve askeri malzeme çalmaya çalışmak ile suçladıktan sonra çarşamba günü Tigray’a yönelik askeri bir harekât emri verdi.
Federal yönetim ile Tigray’daki güçlü yerel yönetim arasında son birkaç aydır devam eden anlaşmazlıkların bu emsalde bir şiddetli çatışmaya döneceği tahmin edilmekteydi. Halihazırda, Afrika kıtasının en kalabalık ikinci ülkesi Etiyopya’da devam etmekte olan ekonomik ve sosyal meseleler ile her an patlamaya hazır nitelikteki demokratik geçiş süreci, bu askeri operasyonun sonuçlarını daha da derinleştirmektedir.
Tigray meselesinin niçin birden alevlendiği ve bu durumun Etiyopya’nın da içinde bulunduğu geniş coğrafyada ne anlama geldiğini işledik.
Tigray’ı stratejik olarak önemli kılan nedir?
Etiyopya’nın en kuzeyinde bulunan Tigray’daki halk, ülkenin 110 milyondan fazla olduğu tahmin edilen toplam nüfusunun %6’sına tekabül etmektedir. Sayılarının az olmasına rağmen Tigraylılar son otuz yıldır devlet işlerinde son derece büyük bir nüfuz ve gücü ellerinde tutmaktaydı.
70 ve 80’li yıllarda ülkeyi yöneten askeri diktatörlüğe karşı yürütülen savaştan sonra Tigray Halk Kurtuluş Cephesi veya kısa ismiyle TPLF, 1991 yılında Etiyopya’da kontrolü ele alan koalisyonun liderliğini yaptı. Etiyopya Halk Devrimci Demokratik Cephe isimli bu koalisyon, genellikle etnik ve coğrafik hatlarla bölünmüş dört ana siyasi partiden müteşekkildi. Koalisyon, ülkedeki farklı bölgelere geniş çaplı güç bahşeden bir federal çatı yapısını hayata geçirdi.
1991’den 2012’deki ölümüne kadar bir Tigraylı olan Meles Zenavi, Etiyopya’nın liderliğini yaptı ve ülke bu çalkantılı dönemden görece daha istikrarlı ve ekonomik olarak büyümüş bir vaziyette çıktı. Ancak Zenavi’nin liderliği boyunca koalisyon, güce çıkan her yolu sıkıca kontrol etti ve neredeyse tüm siyasi muhalefeti ağır baskı altında tuttu.
Bay Abiy’in 2018 yılında başbakanlık koltuğuna oturmasını sağlayan şey, hükümet karşıtı protestoların oluşturduğu itici güç oldu. Bu koltuk değişiminden kısa bir süre sonra Tigraylı devlet yetkilileri teker teker güç sahibi makamlardan alındı ve sözde yozlaşma ve güvenlik gerekçeli tutuklamalar ile tutuklandı. Bu hamle ile birlikte TPLF’nin idaresi altındaki Tigray bölgesi ile federal yönetim arasında geniş bir ayrılık hasıl oldu.
Bay Abiy, daha önceki açıklamalarında bölgesel yönetimlerin özerk yapısını olabildiğince küçültüp federal yönetimin merkezi gücünü arttırmak suretiyle ülkeyi birleştirmek istediğini alenen ifade etmişti ancak Tigray bu girişime açık bir şekilde karşı çıkarken diğer bölge ve etnik grupların da Bay Abiy’in gücü merkezde toplamaya yönelik hamlesinden son derece rahatsız olduğu gözlemlenmişti.
Bay Abiy, niçin askeri bir harekât emri verdi?
Bay Abiy yaptığı açıklamada, askeri harekatın, çarşamba sabahı TPLF unsurlarının Tigray’da federal hükümete ait bir karakola saldırmalarına cevaben başlatıldığını söyledi. Aynı gün yaptığı başka bir açıklamada da TPLF’nin saldırısı neticesinde birçok federal askerin “şehit olduğunu” ve yaralandığını aktardı.
Bay Abiy, yaşananlar hakkında detay vermekten kaçınırken, aktardıklarının bağımsız kaynaklar tarafından doğrulanması imkansızdı zira çarşamba sabahının erken saatlerinden itibaren Tigray bölgesindeki internet ve telefon hatları Etiyopya hükümeti tarafından devre dışı bırakıldı. Yaşanan kesintiler, dijital haklar hususunda gözlem ve çalışmalar yürüten “Access Now” isimli STK tarafından da kayıt altına alındı.
Etiyopya Milli Savunma Kuvveti yardımcı direktörü General Birhanu Jula, perşembe günü öğlen saatlerinde yaptığı açıklamada “her iki taraftan da yaralanan askerlerin olduğunu” söyledi.
Federal hükümete bağlı askerler ile yerel güvenlik kuvvetleri arasında tüm bölge sathında birden patlak veren geniş çaplı çatışmaların ardından icra edilen cuma günkü bombardıman görevleri, vaziyetin ne kadar hızlı bir şekilde kontrolden çıktığını gözler önüne sermektedir.
Bay Abiy, cuma akşamı televizyondan yayınlanan konuşmasında, Tigraylı liderleri “kendini beğenmiş ve uzlaşmaya yanaşmayan” kişiler olmakla itham etti. BM, ABD ve diğer aktörlerin çatışmalara son verilmesine yönelik çağrıları Abiy tarafından görmezden gelindi.
İki taraf arasındaki gergin ilişki son birkaç aydır iyice kötüleşmişti. Küresel çapta devam eden salgın nedeniyle genel seçimler ertelenmesine rağmen, Tigray bölgesel yönetimi eylül ayında parlamento seçimlerini gerçekleştirme kararı alarak açık bir şekilde federal hükümete meydan okudu. Bunun üzerine, Etiyopya yönetimi ekim ayında aldığı bir kararla Tigray bölgesine gönderilen ödeneklerin kesilmesi yönünde bir karar alarak Tigraylı liderleri bir hayli öfkelendirdi.
Askeri operasyon emrinin halka duyurulmasının ardından, Bay Abiy’in kabinesi tarafından yapılan açıklamada Tigray’da altı ay süreyle geçerli olmak üzere olağanüstü hâl ilan edildiği aktarıldı.
Tigraylı yetkililer bu gelişmeler üzerine derhal hava sahasını kapattıklarını ve bölgedeki yollarda seyahate kısıtlama getirildiğini ilan etti. Yaptıkları açıklamada, Etiyopya ordusuna bağlı “Kuzey Komutanlığı” emrindeki askerlerin isyan ederek Tigray halkının safında olmaya karar verdiği aktarıldı.
Bu çatışmalar Etiyopya ve komşularını nasıl etkileyecek?
Askeri harekât, Abiy hükümetinin halihazırda çok sayıda cephede ciddi zorluklar çektiği bir döneme denk geldi. Bir yandan salgın ile mücadele bir yandan da borç batağına saplanan ekonomiyi kurtarma girişimleri ile uğraşan Bay Abiy, değişiklik yapacağına dair vaatlerine rağmen aynı zamanda mensubu olduğu etnik Oromo halkı içinden yükselen muhalif seslerle de uğraşmaktadır. Birçok Oromo, Abiy’in hükümetinin, ünlü Oromo şarkıcı Hachalu Hundessa’nın temmuz ayında cinayete kurban gitmesinin ardından baş gösteren etnik şiddet olaylarını bastırma tarzını eleştirdi.
Avrupa Üniversitesi Enstitüsü’nde idare ve göç üzerine dersler veren Mehari Taddele Maru, konu hakkında şunları söyledi: “Bu savaştan iki tarafın da eline hiçbir şey geçmeyecek. Bütün bu olanlar, birden ters gitmeye başlayan bir geçiş sürecidir.”
Bölge uzmanları, Etiyopya sınırları içinde patlak verecek tam teşekküllü bir savaşın sadece Etiyopya için değil aynı zamanda ülke ile sınırları olan altı ülke için de çok nahoş neticeler getireceği uyarısında bulunmaktadır.
Bölgedeki şiddetin devam etmesi durumunda, Etiyopya’daki federal yönetimin müttefiki olan Eritre de oyuna dahil olabilir. Eritre’nin TPLF’ye karşı nefretinin uzun bir geçmişi vardır zira 1998 ile 2000 arasında cereyan eden Etiyopya-Eritre savaşı boyunca Eritre’ye ağır darbeler vuran eski TPLF mensuplarının çoğu bugün Tigray bölgesinin paramiliter güçleri bünyesinde görev yapmaktadır.
Uluslararası Kriz Grubu’nun raporlarına göre, biraz önce zikredilen Tigray paramiliter güçleri ve yerel milis kuvvetlerinin toplamda 250.000 civarı personele sahip olduğu tahmin edilmektedir.
Başbakan Abiy Ahmed göreve gelmesinden bu yana neler yaptı?
44 yaşındaki Bay Abiy, Afrika’nın en genç ve yakından takip edilen liderlerinden bir tanesidir.
İki yıl önce başbakanlık makamına oturmasının ardından Etiyopya’nın siyasi ve mali gidişatını değiştirdi. Müslüman bir baba ve Hristiyan bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelen Abiy, siyasi nedenlerle hapse atılanları serbest bıraktı, sürgündeki muhalefet gruplarını ülkeye geri getirdi, komşu ülke Eritre ile devam eden çatışmaların sonlandırılmasında rol oynadı, aralarında Sudan, Güney Sudan, Cibuti, Kenya ve Somali’nin de bulunduğu sıkıntılı noktalarda yaşanan çatışmalar hususunda arabuluculuk görevi yaptı. Gayet aktif bir şekilde sürdürdüğü faaliyetleri neticesinde kendisine 2019 yılında Nobel Barış Ödülü verildi.
Daha birleşik bir Etiyopya vizyonunun bir parçası olarak geçtiğimiz yıl, (Tigraylılar hariç) ülkeyi eskiden yöneten koalisyon üyelerini ve geçmişte siyasi arenadan dışlanan diğer etnik grup temsilcilerini bir araya getiren, Properity Party (Refah Partisi) isimli siyasi bir hareket başlattı.
Ancak geçtiğimiz son bir yılda Bay Abiy, hükümetinin muhalif liderleri tutuklaması ve farklı etnik gruplar arasında cereyan eden olaylara müdahale eden güvenlik kuvvetlerinin yüzlerce sivili öldürdüğü iddiaları nedeniyle büyük bir eleştiri yağmuruna tutuldu. Bay Abiy’in hükümeti ilaveten internet erişimini kapatmak ve gazetecileri tutuklamak gibi geçmişin taktiklerine de zaman zaman başvurdu.
Abiy gibi Omor olan, başbakanın en büyük rakibi Jawar Muhammed, bugün hala terörizm suçlamaları ile hapistedir.
Tamamlandığında Afrika’nın en büyüğü olacak olan ve Etiyopya sınırları içindeki Nil üzerinde inşasına devam edilen hidroelektrik baraj nedeniyle, Abiy ile Mısır arasında, son derece vahim sonuçlara yol açması muhtemel bir gerginlik yaşanmaktadır.