Birleşmiş Milletler, Etiyopya'daki Tigray bölgesinde devam eden çatışmalarda "aşırı derecede gaddarlıkların" yaşandığını ve bunların bir kısmının "insanlık ve savaş suçu "sayılabileceğini belirtti.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi ve Etiyopya İnsan Hakları Komisyonu'nun hazırladığı ortak raporda yargısız infaz, etnik kökenden dolayı tutuklama, işkence, toplu tecavüz ve saldırı ve ölümlerin kayda girdiği, bunların bir kısmının insanlığa karşı işlenmiş suç ya da savaş suçu oluşturabileceğine dair kanıtların bulunduğu belirtildi.
Kasım 2020'den Etiyopya Hükümeti'nin tek taraflı ateşkes ilan ettiği 28 Haziran 2021'e kadar Tigray'daki çatışmaların siviller üzerindeki korkunç bedelini gözler önüne serdiğini vurgulayan BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, "Bu süre zarfında Tigray'da çatışan tüm tarafların uluslararası insan hakları, insani ve mülteci hukuku ihlalleri işlediğine inanmak için makul gerekçelerimiz var. Bunlardan bazıları savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar teşkil edebilir" uyarısında bulundu.
Etiyopya ordusu ve müttefiklerine karşı savaşan Tigray güçleri ile Etiyopya'nın Amhara bölgesindeki güçler ve komuşu ülke Eritre askerleri arasında yaşanan çatışmalar 4 Kasım'da bir yılını dolduracak.
Rapor, Etiyopya'daki hukuk sisteminin uluslararası standartlara uymadığı gerekçesiyle uluslararası bir adalet mekanizmasını öneriyor, ancak raporun elde ettiği kanıtların bir yasal girişime temel oluşturup oluşturmayacağı henüz bilinmiyor.
Etiyopya ve Eritre'nin Uluslararası Ceza mahkemesi üyesi olmamaları sebebiyle bu mahkemenin olaylar üzerinde yargı yetkisi bulunmuyor.
Açlık silah olarak kullanıldı mı?
Çatışmaların başladığı kasım ayından haziran ayına kadar yapılan çalışma süresince 269 mülakata dayandırılarak hazırlanan raporda işlenen suçlara ilişkin son derece rahatsız edici detaylara yer verildi.
100 sayfalık raporda Eritreli askerlerin Aksum kentinde 100 kadar sivili öldürdüğü, Etiyopyalı askerlerin güney Tigray'daki üç köyden 70 erkeği evlerinden sürükleyerek çıkardığı ve sonra öldürdüğü, Tigray güçlerinin ise Mai Kadra kentindeki Amharalı 200 sivili öldürdüğü kaydedildi.
Buna benzer daha pek çok olayın haber ajansları, insan hakları grupları ve sivil toplum kuruluşları tarafından belgelendiği ancak raporda yer almadığı fade ediliyor.
Raporda ayrıca Eritreli askerlerin Eritreli mültecileri Tigray'a dönmeye zorladığı ve bunun uluslararası hukukun ihlali olduğu da belirtildi.
Bütün tarafları farklı dönemlerde yardım faaliyetlerini engellemekle suçlayan rapor, açlığın "savaş silahı" olarak kullanıldığını teyit edemediklerini ifade etti. BM daha önce Eritre hükümetinin gıda yardımlarını "de facto" engellemekle suçlamış, hükümet ise bu iddiaları reddetmişti.
Rapora 'eksik kaldı' eleştirisi
Rapor hazırlanırken Amhara güçlerinin kontrol ettiği bölgelerde çalışmaların engellendiği birçok bölgeye güvenlik gerekçesiyle girilemediği belirtilirken, raporda Etiyopya hükümetinin eylül ayında BM çalışanlarını sınır dışı etmesi olayına değinilmemesi dikkat çekti.
Tigray güçleri ise raporun eksik olduğunu, araştırmacıların kendi bölgelerini ziyaret etmedikleri ve Tigraylı liderlerle işbirliği yapmadıklarını iddia ederken, raporda Tigraylı liderlerin devlet destekli Etiyopya İnsan Hakları Komisyonu'nun araştırmacılarının da çalışmada yer almasından dolayı işbirliği yapmakta gönülsüz olduğunun altı çizildi.
Kasım 2020'de bölgedeki güçlerin ve Etiyopya ulusal ordusu içindeki Tigraylı askerlerin bölgede kontrolü ele geçirmesinin ardından başlayan çatışmalar sonucu 400 bin kişinin açlığın pençesine düşerken, binlerce sivil öldürüldü, 2 buçuk milyondan fazla kişi ise kuzey Etiyopya'daki evlerini terketmeye zorlandı.
Kaynak: Euronews