ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC) Başkanı Joe Simons, sosyal paylaşım sitesi Facebook’a 5 milyar dolar ceza kesilmesi hakkında açıklamalarda bulundu.
Facebook’un daha önce kişisel verilerin korunacağına yönelik vaatlerini gerçekleştirmediğini belirten Simons, ünlü sosyal medya platformunun tüketicilerin tercihlerini önemsemediğini söyledi.
Yaklaşık iki hafta önce The Wall Street Journal tarafından ilk defa duyurulan cezayla ilgili bugün açıklamalarda bulunan FTC Başkanı, tüketicilerin gizliliğini çok ciddiye aldıklarını belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Facebook, dünya çapındaki milyarlarca kullanıcısına, defalarca kişisel bilgilerinin nasıl paylaşıldığını kontrol edebilecekleri hususunda söz vermesine rağmen, tüketicilerin tercihlerini önemsemedi."
Simons, FTC tarihinde görülmemiş büyüklükteki bu cezanın sadece gelecekteki ihlalleri önlemek için değil aynı zamanda Facebook’un gizlilik kültüründe devam eden olası ihlalleri azaltmak için de tasarlandığını belirtti.
Komisyondan yapılan açıklamada, FTC ile Facebook arasında varılan anlaşmaya göre, Facebook’un, Cambridge Analytica skandalında ortaya çıkan gizlilik ihlali nedeniyle 5 milyar dolar ceza ödemeyi ve şirketin daha fazla şeffaflık için yeni gözetim ve sınırlamaları kabul ettiği kaydedildi.
Ne olmuştu?
Günümüzde en çok tartışılan konulardan biri olan "veri güvenliği" sorunu, geçen yıl patlayan Cambridge Analytica skandalı ile zirveye çıkmıştı.
Cambridge Üniversitesinde araştırma görevlisi Aleksandr Kogan, Facebook aracılığıyla hizmet veren “this is your digital life” isimli kişilik testi uygulaması aracılığıyla 87 milyon kişinin bilgilerini depolamış, bu bilgileri 2016 yılında siyasi danışmanlık amacıyla faaliyet gösteren Cambridge Analytica şirketine satmıştı.
İngiliz televizyon kanalı Channel 4'un ortaya çıkardığı skandalda Cambridge Analytica şirketi, elde ettiği verileri 2016 Amerikan seçimlerini Donald Trump'ın kazanması için kullanmıştı.
Olayın ortaya çıkmasının ardından Facebook Üst Yöneticisi Mark Zuckerberg, Amerikan Senatosu'nda ifade vermiş, büyük data krizi ile birlikte özellikle teknoloji şirketleri Avrupa ve Amerika'da politikalarını gözden geçirmek zorunda kalmıştı.