Pazar günü bir Ürdün vatandaşı, işgal altındaki Batı Şeria ile Ürdün arasındaki Allenby Köprüsü Sınır Kapısı yakınlarında düzenlediği saldırıda üç İsrailliyi vurarak öldürdü.
İsrail medyası saldırıyı gerçekleştiren kişinin, Ürdün'ün güneyindeki Maan vilayetine bağlı Udrah kasabasından 39 yaşındaki Mahir Dhiab Hussein Al-Jazi olduğunu ifade etti.
Al Jazi, 1968 yılında İsrail güçleri ile Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve Ürdün silahlı kuvvetleri arasında yaşanan “Karameh” savaşında Ürdün ordusunun komutanı olan Mahir al Jazi'nin soyundan geliyor.
İsrail ordusu Al Jazi'nin “Ürdün'den bir kamyonla bölgeye yaklaştığını, kamyondan indiğini ve vurularak öldürülmeden önce köprüde görev yapan İsrail güvenlik güçlerine ateş açtığını” ileri sürdü.
Saldırının ardından üç İsraillinin olay yerinde öldüğü açıklandı.
Geçidin İsrailli yöneticisi, İsrail medyası tarafından Yohanan Shchori, Yuri Birnbaum ve Adrian Marcelo Podzamczer olarak tanımlanan üç güvenlik görevlisinin Ürdün'den geçen sürücü tarafından yakın mesafeden vurulduğunu söyledi.
Saldırı, Ürdün kamyonlarının Batı Şeria'ya giren yükleri boşalttığı İsrail kontrolündeki ticari kargo alanının yakınında meydana geldi.
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Ürdün'ün, Filistinliler tarafından El Kerame Köprüsü olarak da bilinen Allenby Köprüsü geçişini, yetkililer olayı soruştururken bir sonraki duyuruya kadar kapattığı belirtildi.
İsrail de saldırının ardından Ürdün ile olan üç kara sınırını kapattı.
Binlerce Ürdünlü Pazar akşamı Amman'ın eski kentindeki El Hüseyni Camii'nden Jazi tarafından gerçekleştirilen operasyonu kutlamak için yürüyüşe geçti.
Yürüyüşe çok sayıda Ürdünlü katılırken, aktivistler güvenlik güçlerinin yürüyüşçüleri engellediğini bildirdi.
"Katil ideoloji tarafından kuşatılmış"
Başbakan Binyamin Netanyahu olayın ardından yapılan kabine toplantısının başında yaptığı açıklamada “İran'ın şer ekseni tarafından yönetilen cani bir ideoloji tarafından kuşatılmış durumdayız” dedi.
“Son günlerde menfur teröristler altı rehinemizi ve üç İsrail Polis memurunu soğukkanlılıkla öldürdü. Katiller aramızda ayrım yapmıyor. Sağcı ve solcu, laik ve dindar, Yahudi ve Yahudi olmayan hepimizi öldürmek istiyorlar.”
Saldırıdan önce, Al Quds tarafından aktarılan yorumlarında, eski Ürdün Başbakanı, “Filistin'i hedef alan düşmanın Ürdün'ü de hedef alacağı açıktır.” dedi.
Filistinlilerle dayanışma göstermeyen “her Arap ya da Müslüman, sivil ya da yöneticinin” ülkesine, Arap ulusuna ve dinine ihanet ettiğini de sözlerine ekledi.
Hamas, saldırının İsrail'in suçlarına karşı “normal bir yanıt” olduğunu söyledi.
Ürdünlü bir sınır yetkilisi Reuters'e yaptığı açıklamada, yükleme alanında bulunan onlarca Ürdünlü kamyon şoförünün İsrail ordusu tarafından sorgulanmak üzere gözaltına alındığını söyledi.
Ölü Deniz'in kuzeyinde yer alan sınır kapısı, Filistinlilerin Batı Şeria'dan İsrail'i bypass eden tek uluslararası giriş noktası. Kapı, özel güvenlik görevlileri ve orada konuşlu İsrail güvenlik güçleri tarafından işletiliyor.
"Kitlesel sızma"
Saldırı, Filistinlilerin kitlesel olarak Ürdün'e sürülmesi korkusu nedeniyle İsrail ile Ürdün arasında artan gerilimin ortasında gerçekleşti.
Geçtiğimiz ay Ürdün Kralı İkinci Abdullah, Ürdün'ün “bölgenin geleceğinin aşırılık yanlısı İsrail hükümetinin politikalarına rehin bırakılmasını kabul etmeyeceğini” söyledi.
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi İsrail'i “haydut devlet” olarak nitelendirerek İsrail'in Gazze'deki Filistinlilerin yerlerinden edilmesine yönelik çabalarının bölgesel bir çatışmayı tetikleyebileceği uyarısında bulundu.
Öte yandan İsrail'den gelen haberlere göre, İsrail'in Ürdün'le olan "en uzun ve en barışçıl sınırı" İsrailli yetkililer için giderek daha fazla endişe kaynağı olmaya başladı.
Ağustos ayında Maariv'de yer alan bir haberde son aylarda 40.000'den fazla kişinin Ürdün sınırını geçerek Batı Şeria'ya girdiği ifade edildi.
Haberin ardından İsrail'in Negev ve Celile bölgesinden sorumlu akanı Yitzhak Wasserlauf, “İsrail devletinin bütünlüğüne gerçek bir tehdit” oluşturan “Ürdün'den kitlesel sızma” olarak adlandırdığı durumu görüşmek üzere hükümet genel kurulunu toplantıya çağırdı.
Wasserlauf, “Açık sınırlar silah, uyuşturucu ve tehlikeli madde kaçakçılığı için bir kanal olarak kullanılıyor ve düşmanlarımızın topraklarımıza sızmasına izin veriyor” diye ekledi.
Kaynak: Mepa News, Middle East Eye