Brooke Anderson | New Arab | Tercüme: Mepa News
Kuzey Amerika'daki birçok sinagogda işgal altındaki Batı Şeria 'da mülk satışının teşvik edilmesi, yerleşimlerin uluslararası hukuka göre yasa dışı niteliği ve yerel yasalara aykırı olarak Yahudi olmayanlara karşı ayrımcılık yapması nedeniyle tartışmalara yol açıyor.
Bu tür satışların en son iki örneği Toronto yakınlarında ve New Jersey'de gerçekleşti. Satılan bu evlerin, Filistinlilerin doğrudan ya da dolaylı olarak yerinden edilmesinin bir sonucu olduğu kabul edilmeksizin, uluslararası hukuka aykırı bir şekilde mülk satışları teşvik edildi. Dahası, belirli dini geçmişlere sahip alıcıların hedef alınması, zımnen ya da açıkça, ABD ve Kanada'da yasalara aykırı.
Etkinlikler, Montreal ve New York eyaletinde düzenlenen diğer etkinliklerle birlikte daha büyük bir emlak fuarının parçası gibi görünüyor.
Aktivistler ve hak savunucuları, Batı Şeria'da yaklaşık iki milyon Filistinlinin İsrail işgali altında yaşadığı ve birçoğunun da 1947-1948 yıllarında Siyonist güçler tarafından kendilerinin ya da ailelerinin sürüldüğü atalarının topraklarına dönemediği göz önüne alındığında, yerleşimlerin bölgede barışın önünde büyük bir engel teşkil ettiğini söyleyerek bu emlak tanıtımlarını protesto ediyor.
Yerel medya tarafından sıkıştırılan bazı sinagog liderleri, ibadethanelerinde emlak işlemlerinin gerçekleşmediğini savunuyor. Buna ek olarak, gayrimenkullerin İsrail sınırları içinde olduğunu iddia ediyor.
Ancak "My Home In Israel" adlı internet sitesinde yapılan bir incelemede Batı Şeria'nın bazı bölgelerinde çok sayıda emlak ilanı görülüyor. Ayrıntıları ne olursa olsun, Filistinlilerin kovulduğu arazi ya da evleri satmak için sinagogların kullanılması pek çok kişiyi öfkelendiriyor.
Kanada Yayın Kurumu tarafından yayınlanan bir habere göre, "Yahudiler Soykırıma Hayır Diyor" grubunun bir üyesi olan Chelsey Lichtman, sinagogların emlak etkinliklerinin düzenlendiği yerler olarak kullanılmasının "saygısızlık" olduğunu söyledi.
Aynı zamanda emlakçı olarak çalışan Lichtman, "Sinagoglar, Kanadalıların İsrail'deki çalıntı Filistin topraklarına yatırım yapmalarını sağlamaya çalışan etkinlikler düzenliyor" dedi.
CBC'nin aktardığına göre Lichtman, "Çalıntı Filistin topraklarının satılması Filistin halkının sömürgeleştirilmesine katkıda bulunuyor" ifadelerini kullandı.
ABD'de ise Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi İletişim Müdürü Dina Sayedahmed kamuoyuna yaptığı açıklamada, "İbadethaneler kutsal alanlar olmalıdır. Birilerinin çalıntı toprakları satarak uluslararası hukuku çiğnemek için bir ibadethaneyi kullandığını görmek son derece endişe vericidir." dedi. Yerel Yahudi ve Müslüman cemaatlerinin üyelerinin bu etkinliklere karşı seslerini yükselttiklerini de sözlerine ekledi.
Bir sonraki etkinliğin 10 Mart'ta Teaneck'teki bir sinagogda yapılması planlanıyor.
Bu emlak tanıtımları İsrail yerleşimlerinin genişlemesine karşı çıkanlar için hassas bir döneme denk geliyor. İsrail'in Gazze'ye yönelik bombardımanı altıncı ayına girerken, Gazze'nin İsrail yerleşimlerinin geri dönüşüne tanık olacağına dair endişeler artıyor. Ocak ayında İsrailli yerleşimciler, yerleşimlerin Gazze'ye geri dönmesini savunan bir konferans düzenlemişti.