Fransa'nın Batı Afrika bölgesinden asker çekeceği bildirildi.
Reuters'ın aktardığı habere göre Fransız yönetimi, dün gerçekleştirilen kabine toplantısında Batı Afrika'dan asker çekmeye yönelik bir karar aldı.
Karara dair bugün akşam saatlerinde Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından açıklama yapıldı.
Macron, 2014 yılından bu yana Batı Afrika'daki "Sahel" bölgesinde süren Barkhane Operasyonu'nun sona erdiğini ifade etti.
Plana dair ayrıntıların ilerleyen günlerde net olarak aktarılacağını ifade eden Macron, Barkhane operasyonunun bittiğini, bu askeri misyonun yerine uluslararası nitelikte yeni bir askeri varlığın bölgede faal hale geleceğini söyledi.
Bölgede 5 binden fazla asker bulunduran Fransa'nın kaç askerini çekeceği henüz bilinmiyor.
Fransa'nın bölgedeki askeri ağırlığı diğer Avrupa ülkeleri ve bölgedeki yerel askeri güçler arasında dağıtmak istediği biliniyordu.
"Fransa çekilmenin yollarını arıyor"
8'inci yılında giren savaşta aldığı başarısız sonucun ardından Fransa'nın, Mali'den çekilmenin yollarını aradığı ifade ediliyordu.
Fransa, 2013 yılında Mali'nin büyük bir kısmını kontrol altına alan gruplara müdahale etme amacıyla Mali'ye askeri müdahalede bulundu.
Geçen süreç içerisinde elle tutulur bir kazanım elde edemeyen Fransa, cihat yanlısı grupların yayılmasına da engel olamadı.
AFP'nin aktardığı habere göre Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, savaşın Afganistan gibi uzun süreli bir bataklığa dönüşmesinden endişe ederek, ülkeden çekilmenin yollarını arıyor. Muhalif partiler de Fransa'nın ülkedeki varlığının anlamsız olduğunu savunarak, Mali'den çekilmenin gerektiğini savunuyor. Savunma Bakanı Florence Parly de bu hafta verdiği bir röportajda, "ülkede sonsuza kadar kalamayacaklarının" altını çizdi.
Fransa şimdiye kadar Mali'de resmi rakamlara göre 50 asker kaybetti. Bunun yanı sıra büyük çapta maddi ve askeri kayıp da verildi.
Fransa'nın Mali'deki geçmişi
Mali, 19'uncu yüzyıldaki sömürge yarışında, birçok diğer Batı Afrika ülkesi gibi Fransa tarafından sömürgeleştirildi.
20'nci yüzyılın ortasına kadar Fransız sömürgesi olarak kalan ülke, 1960 yılında bağımsızlığını ilan etse de, ilerleyen yıllarda bölgedeki diğer ülkelerin kaderini paylaştı.
Eski sömürgeci devletler, genç Afrika ülkeleri üzerindeki etkinliklerine bağımsızlık ilanlarının ardından da devam etti.
1960'ın ardından darbeler ve iç sorunlarla geçen yıllarda Mali'da Fransız etkisi hiç azalmadı.
1990'larda demokratik ortama geçilirken, Fransa kimilerine göre 'perde arkasından' Mali'yi yönetmeye devam etti.
Mali'ye yönelik askeri harekat
Mali ve çevresinde cihat yanlısı ve ayrılıkçı hareketler, 2011 yılının sonlarına doğru faaliyetlerini artırdı.
Kısa bir süre içinde ülkenin yaklaşık üçte ikisini kontrol altına alan gruplar başkent Bamako'ya yaklaştı.
El Kaide bağlantılı grupların bölgedeki varlığı günden güne artarken, Fransa Mali'ye yönelik askeri harekatını 11 Ocak 2013 tarihinde başlattı.
Ancak Fransız askerleri ve yerel güvenlik güçlerinin bu gruplara karşı kapsamlı harekatı beklendiği gibi bir kapsamda gerçekleşmedi.
"Fransa'nın Afganistan'ı"
Bazı hava saldırıları ve nokta operasyonlarda El Kaide bağlantılı üst düzey isimler hedef alınsa da grupların dağınık yapısı, kendilerine karşı yapılan saldırıları görece olarak etkisiz kılıyor.
Bu durum özellikle Batı basınında "Fransa Mali'de hayalet savaşçılara karşı savaşıyor" ve "Mali Fransa'nın Afganistan'ı haline geldi" gibi yorumlara sebep oldu.
Fransa, Mali'de harekatın başladığı tarihten bugüne kadar resmi rakamlara göre 38 asker kaybederken, yerel güçlerin kayıpları ise binlerle ifade ediliyor.
Burkina Faso, Çad, Mali, Moritanya ve Nijer'in katılımıyla oluşturulan ve ülkede Fransa'nın yanındaki en aktif yerel güç olan G5 Sahel oluşumu her geçen gün kayıp vermeye devam ediyor.
El Kaide'nin yeniden organize oluşu
Fransa müdahalesinin ardından Mali kuzeyindeki çöl bölgelerine ve sınır hatlarına çekilen El Kaide bağlantılı gruplar, bir süre sonra yeniden organize oldu.
2017 yılının Mart ayında bu gruplar kapsamlı bir birleşmeye gitti.
Cemaat Nusret el İslam vel Müslimin (CNİM) adı altında gerçekleştirilen birleşim, bölgede var olan tüm El Kaide bağlantılı grupları bir araya getirdi. Bu gruplar arasında Ensaruddin, El Murabitun, Macina Özgürlük Cephesi ve İslami Mağrip El Kaidesi'nin Sahra kolu bulunuyordu.
Bu birleşimin ardından Batı Afrika bölgesinde ve bilhassa Mali özelinde saldırılar daha kapsamlı, daha organize ve daha sık hale geldi.
Özellikle Mali'nin kuzeyindeki Timbuktu, Tessalit, Gao, Kidal gibi bölgelerde ve ülkenin orta kesimindeki Mopti çevresinde saldırılarını artıran grup karşısında Fransa öncülüğündeki güçlerin kayıpları günden güne arttı.
Bölgede aktif olan gruplar:
(Yüksek çözünürlük için haritaya tıklayınız.)
Mali neden önemli?
Batı Afrika'da bir kavşak noktası niteliğinde olan Mali, hem bölgede çıkarı olan devletler hem de devlet dışı silahlı aktörler için önemli bir merkez.
Aynı zamanda ülke, Afrika'da doğal kaynaklar bakımından en zengin ülkelerden biri.
Sömürge öncesi dönemde Mali'ye hükmedenler zenginlikleriyle anılıyordu.
Bilhassa 14'üncü yüzyılda Batı Afrika'da bulunan Mali Krallığı'nın başındaki Mansa Musa, bugün tarihçiler tarafından dünyanın gelmiş geçmiş en zengin insanı olarak kabul ediliyor.
Zenginliği bugüne kadar ulaşan ülkede altın, elmas, mücevherat, Boksit, Uranyum, Fosfat gibi madenler bol miktarda bulunuyor.
Söz konusu yerel kaynaklar da Mali'yi Fransa için oldukça önemli kılan bir başka etken.
Buna ek olarak cihat yanlılarının ülkeyi, tüm Batı Afrika'daki Fransız çıkarlarına karşı bir üs olarak kullanması ve ülke coğrafyasının da buna elverişliliği, Fransa'nın Mali'ye verdiği önemin sebeplerinden.
Tüm bunlar göz önüne alındığında, Mali'de savaşın bir süre daha devam edeceğini söylemek güç değil.
Kaynak: Euronews, Mepa News