Fransa'da Katolik bir rahibenin başörtüsü ve kıyafeti nedeniyle huzurevine kabul edilmemesi laiklik tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Belediye tarafından yönetilen huzurevinin laiklik ilkeleri çerçevesinde hiç kimsenin dini sembol taşımaması gerektiğini belirtmesi üzerine, bazı siyasiler ve gazeteciler İslami başörtüsü ile rahibe başörtüsünün farklı olduğunu savundu.
Başörtüsü karşıtı tutumuyla bilinen Fransız köşe yazarı Elizabeth Levy, Sud Radio'da yaptığı bir konuşmada, "İslami başörtüsü ile rahibelerin başörtüsü denk değil. Rahibenin başörtüsü siyasi bir mesaj içermiyor, Fransa düşmanları tarafından da takılmıyor. Ülkemiz laik olsa da Hristiyan kökenli" ifadelerini kullandı.
Fransız edebiyatçı ve öğretmen Barbara Lefebvre ise katıldığı bir radyo programında, "Rahibenin kapanması kutsal bir eylem ve Tanrı'ya adanmışlığın bir simgesi, dini yayma gibi bir hedefi yok. Bazıları bunu kabul etmekte zorlansa da Yahudi ve Hristiyan dinleri kültürümüzün bir parçası. Bu yüzden, bunu İslami başörtüsü ile kıyaslamak kesinlikle mümkün değil" dedi ve "başörtüsünün orta çağdan kalma siyasi bir baskı aracı olduğunu" iddia ederek kamusal alanda yasaklanması gerektiğini savundu.
Macron'dan başörtüsü açıklaması: Kamusal alanda örtülmesi benim işim değil
Geçtiğimiz ay Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, kamusal alanda başörtüsü örtülüp örtülmemesine karışmanın cumhurbaşkanının işi olmadığını söyleyerek tartışmalara son vermeye çalışmıştı.
Fransız aşırı sağ partisi Ulusal Birlik'in lideri Marien Le Pen ise yeni bir yasa ile başörtüsü takmanın Fransa'da kamusal alanda da yasaklanmasını istiyor.