Suriye'de Tahrir el Şam Heyeti (HTŞ) tarafından tutuklanan ve uzun süre cezaevinde kalan ABD asıllı gazeteci Bilal Abdulkerim, serbest bırakılmasının ardından ilk kez konuştu.
Middle East Eye'a (MEE) açıklamalarda bulunan Abdulkerim, tutukluluk sürecine, HTŞ'ye ve bölgedeki genel duruma ilişkin dikkat çeken ifadeler kullandı.
"İşkence var"
Amerikan asıllı gazeteci Abdulkerim, HTŞ tarafından gözaltına alınan kişilere işkence edildiğini ileri sürdüğü haberlerinin ardından tutuklandığını ifade etti.
"Bu röportajı vererek kendimi riske, tehlikeye atıyorum. Ancak sessizlerin sesi olmak, ben buraya bunun için geldim." ifadesiyle röportaj vermenin kendisi açısından bir sorun oluşturduğunu söyleyen Abdulkerim şunları dile getirdi:
"Tutuklandıktan sonra tutuklayanlar bana dedi ki, şu an sorgudasın. Sana bazı sorular sormamız gerek. Eğer cevap vermezsen, sana fiziki muamelede bulunmaya da yetkimiz var."
"Ben şahsen, herhangi bir fiziksel işkenceye maruz kalmadım. 6 aydan fazla süre hücrede tutuldum. Ancak haftanın her günü, benden birkaç metre uzakta yapılan işkencelerin çığlıklarını dinlemek zorundaydım. Cezaevlerinde bulunan herkes, her zaman işkenceleri duyabilir."
Gözlerinin bağlandığını ve kelepçelendiğini dile getiren Abdulkerim, tutuklu olduğu süre boyunca, çevresinde dayak ve işkence seslerinin durmadığını öne sürüyor.
Abdulkerim, 4 buçuk aylık sorgu sürecinin ardından mahkemeye çıktığını, buna güldüğünü ve neden güldüğü sorulduğunda da "Bu yaptığınızda ne İslami ne de seküler açıdan bir adalet var." dediğini söyledi.
Özür dilemesi halinde erken serbest bırakılmasının teklif edildiğini ancak bunu kabul etmediğini belirtti.
Abdulkerim, suçlamlarının kendisine yazılı olarak iletilmediğini ve kendisini savunma hakkının da tanınmadığını iddia etti.
Bilal Abdulkerim'in ifadelerinin yer aldığı video MEE tarafından servis edildi
"Kendilerine mikrofon uzattığım için yaftalanmış biriyim"
Suriye'deki savaş ortamını dünyaya anlatan önde gelen gazeteciler arasında yer alan Abdulkerim, kendisinin daha önce HTŞ'ye ve öncüsü olan Nusret Cephesi ile Şam'ın Fethi Cephesi gibi gruplara mikrofon uzattığını, onlara konuşup seslerini duyurma imkanı sağladığını söyledi.
Abdulkerim, bu yaptığı sebebiyle birçok kesim tarafından "cihat yanlısı propagandacı" olarak da yaftalandığını dile getirdi.
"Geçmişte onlarla ilişkim iyiydi. Onların savaşçılarıyla cephe hattına giderdim, mensuplarıyla röportajlar yapardım. Ama HTŞ'nin cezaevlerinde işkence sebebiyle ölen birinin annesiyle röportaj yaptığım zaman, ki onun ismi Mervan el Umki idi, bana dair siyasetleri değişti."
Bilal Abdulkerim, 2018 yılından itibaren grubun yönetim mantığına karşı yaptığı eleştiriler sebebiyle HTŞ'nin kendisine düşman haline geldiğini savundu.
HTŞ'deki değişimin iktidarı elde etmeleriyle ilgili olduğunu savunan Abdulkerim "İslami hükmü ve adaleti getireceklerini söylediler ama bunu yapmadılar. Bu eksiklikleri haberleştirmek benim zorunluluğumdu. Bundan dolayı bana düşman oldular." şeklinde konuştu.
HTŞ lideri Ebu Muhammed el Cevlani'yi de eleştiren Abdulkerim, Cevlani'nin işkence olmadığına dair açıklamasının gerçeği yansıtmadığını öne sürdü. "Ebu Muhammed el Cevlani yalan söyledi" diyen Abdulkerim, bu uygulamalar devam ederse Cevlani'nin bölgeyi yönetmek için uygun bir kişi olamayacağını söyledi.
Abdulkerim, bir HTŞ yöneticisi ile yaşadığını öne sürdüğü şu anekdotu da paylaştı:
"Bu yönetici 'Hayır, Cevlani doğru söylemiş' dedi. Ona bakıp şöyle söyledim: Ne, doğru mu söylemiş? Cezaevlerinde işkence yok mu?
Şöyle cevap verdi: Bilal, işkence, senin Batı'da anladığın mantıkta bir şey değil.
Yanlışlarını kabul etmeleri için bir tür ceza vermelerinin uygun olduğunu ifade etti. Ona şöyle söyledim: İlk olarak, Amerikalılar gibi konuşmaya başladın. (Onlar da şöyle diyor) Buna işkence demiyoruz, zenginleştirilmiş sorgulama teknikleri diyoruz. Hangi isim altında olursa olsun işkence işkencedir.
İkincisi, insanları dövmek, onları uzun müddet asmak, ayaklarına ve bacaklarına vurmak, bunlar Ebu Muhammed el Cevlani'nin Esed rejimini, yaptığı için kınadığı şeylerdi. Nasıl oluyor da rejim yaparken kınadığı şeyleri şimdi kendisi yapıyor?"
"HTŞ'nin terörist olarak nitelendirilmesi doğru değil"
Abdulkerim HTŞ'nin sivillere saldırılar düzenlemediğini, terörist olarak nitelenmelerinin de uygun olmadığını sözlerine ekledi.
Bilal Abdulkerim HTŞ kontrolündeki bölgelerden de ayrıldığını, kendisinin bir güvenlik tehdidi olarak görüldüğü için bunu yaptığını kaydetti.
Bölgede etkisi olduğu sürece Suriye'de yaşananları bildirmeye devam edeceğini, etkisi kalmadığında ise bölgeden ayrılacağını ifade etti.
Bilal Abdulkerim'in tutuklanması
2020 yılı Ağustos ayında HTŞ tarafından gözaltına alınan ABD asıllı gazeteci Bilal Abdulkerim, İdlib'de tutulduğu hapishaneden 17 Şubat'ta serbest bırakılmıştı.
Abdulkerim'in serbest bırakılması sonrası HTŞ'ye bağlı medya ofisinden yapılan açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:
"Bilal Abdulkerim’in, hakkındaki iki hüküm birleştirilerek bir yıl hapsi hakkındaki hükmün (ilk dava için bir yıl, ikinci dava için 6 ay) ilanından ve mahkeme tarafından onaylanmasından sonra, Atme bölgesinin önde gelenleri ve bir grup şahıs mahkemeye af talebinde bulundu. Kadılar bunu değerlendirdikten sonra, serbest bırakılma şartlarına uyulması temelinde teklif kabul edildi. Ki bu şartlar kamu meseleleri ve askeri faaliyetleri ile bağlantılıdır.
Bilal Abdülkerim geçtiğimiz Ağustos ayında, kendisine karşı bir dizi suçlama yöneltilerek tutuklanmıştı. Bunlardan en önemlileri şunlardı:
- Özgürleştirilmiş bölgelerde kamu güvenliğini ihlal eden gruplarla beraber çalışmak,
- Meşruiyet olmaksızın yerel yetkililere karşı kışkırtma
- Delil olmadan kurumlara karşı yalan bilgi yaymak
- Yargı tarafından aranan kişilerle röportaj yapmak ve asılsız bilgi uydurmak"
Kaynak: Mepa News