Gazze 'özgürlük filosu' Türkiye'de engellendi

Batı Afrika ülkesinin kendi bayraklı gemilerini geri çekmesinin nedeninin İsrail'in Gine-Bissau üzerindeki baskısı olduğu ifade ediliyor.

Gazze'ye yardım götürmeyi amaçlayan bir "özgürlük filosu", organizatörlerin İsrail'in baskısından sorumlu tuttukları iki geminin kullanılmasına izin verilmemesi üzerine Cumartesi günü Türkiye'de durduruldu.

AFP'ye göre STK'lar ve diğer derneklerden oluşan koalisyon, Batı Afrika ülkesi Gine-Bissau'nun kendi bayraklı gemilerini geri çekmesi üzerine yola çıkamadıklarını söyledi.

'Özgürlük Filosu' koalisyonu, "Ne yazık ki Gine-Bissau, İsrail'in Gazze'deki Filistinlileri kasıtlı olarak aç bırakmasına, yasadışı kuşatmasına ve soykırımına suç ortağı olmasına izin verdi" dedi.

Açıklamada, "Gine-Bissau Uluslararası Gemi Kayıt Dairesi (GBISR), açıkça siyasi bir hamleyle, Özgürlük Filosu Koalisyonu'na, Özgürlük Filosu'nun iki gemisinden Gine Bissau bayrağını çektiğini bildirdi; bunlardan biri, halihazırda 5.000 tondan fazla hayat kurtarıcı yardımla yüklü olan kargo gemimizdir" denildi.

Grup, Gine-Bissau makamlarının varış noktaları, potansiyel ek liman ziyaretleri, kargo listesi ve tahmini varış tarihleri ve saatleri dahil olmak üzere birçok "olağanüstü" bilgi talebinde bulunduğunu söyledi.

"Normalde ulusal bayrak makamları sadece kendi bayraklarını taşıyan gemilerin güvenlik ve ilgili standartlarıyla ilgilenirler" denilen açıklamada, bu durumun bir arabayı tescil ettirirken gideceği yerlerin sorulmasına benzetildiği belirtildi.

Sessizlik

İstanbul'da düzenlenen bir basın toplantısında, filoya katılmayı planlayan aktivist, avukat ve doktorlardan oluşan yaklaşık 280 gönüllü "Filoyu destekleyin", "Yelken açacağız" ve "Özgür Filistin" sloganları attı.

Filonun üç gemisi bir haftadır İstanbul'un güneyindeki Tuzla limanına demirlemiş durumda. Cuma günü yola çıkmaları planlanıyordu.

Gazze'deki Filistinli sivillere 13 insani yardım uçuşu ve dokuz gemi organize ederek sağladıkları yardımları ön plana çıkaran Türk yetkililer ve devlet medyası filonun engellenmesi konusunda sessiz kaldı.

2010 yılında Türkiye'nin güneyindeki Antalya kentinden yola çıkan bir önceki "özgürlük filosu", İsrail askeri güçlerinin gemilerden biri olan Mavi Marmara'ya saldırarak 10 kişinin ölümüne ve 28 kişinin yaralanmasına neden olmasının ardından Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkileri bozan ölümcül bir vakaya yol açmıştı.

BM kuruluşları Gazze'deki açlık tehdidini bertaraf etmek için deniz yoluyla yapılan yardımların tek başına yeterli olamayacağı uyarısında bulunarak İsrail'e karayolu konvoyları için daha fazla sınır kapısı açması çağrısında bulundu.

"Şiddet içermeyen direniş"

Koalisyonun başlıca organizatörü olan İnsani Yardım Vakfı'ndan ve Irak'ın işgaline karşı çıktığı için 2003 yılında istifa eden eski bir ABD Ordusu albayı olan Ann Wright, bu ayın başlarında Middle East Eye'a yaptığı açıklamada görevlerini yerine getirmeye kararlı olduklarını söyledi.

Wright, "Türk hükümetinin diplomatik ve insani alanda çok çalıştığını biliyoruz. Yine de misyonumuz için onların ve diğer hükümetlerin desteğini bekliyoruz" dedi.

"Denize açılamamamızın hiçbir yolu yok. Gazze'ye ulaşamamamızın hiçbir yolu yok"

İsrail ordusunun Mavi Marmara baskınına da değinen Wright şunları söyledi: "Böyle bir saldırı durumunda tüm hükümetlerden uluslararası hukuka riayet etmelerini bekleyeceğiz. Uluslararası hukuka göre İsrail'in sivillerle ve insani yardımla dolu bir gemiye baskın yapma hakkı yoktur."

İnsan hakları avukatı Huwaida Arraf ise şunları söyledi "İsrail'in bize saldırma ihtimali var. Umarız saldırmazlar çünkü tüm dünya bizi izliyor olacak.

"Saldırsalar bile şiddet içermeyen direnişi benimseyeceğiz."

Kaynak: Mepa News, Middle East Eye

Yorum Yap
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Haberler Haberleri