İsrail'in Gazze'ye karşı başlattığı ve dördüncü ayını geride bırakan savaş, ülke ekonomisine de zarar verdi ve pek çok sektör yeni yatırımlar almaya devam etse de bazı sektörler faaliyetlerini durdurdu.
İsrail yönetimi Ekim ayından bu yana Gazze'ye gönderilen ve birçoğu finans, yapay zeka, ilaç ve tarım gibi yüksek teknoloji sektörlerinde çalışan 360.000 yedek askerin maaşlarını karşılıyor.
Kasım ayında İsrail Merkez Bankası savaşın İsrail üzerindeki "brüt etkilerini" 198 milyar şekel (53 milyar dolar) olarak açıkladı ve ekonomik büyüme tahminlerini 2023 ve 2024 yılları için yıllık yüzde 2,3 ve yüzde 2,8'den yüzde 2'ye düşürdü.
Aralık ayında İsrail Maliye Bakanlığı, savaşın yüksek yoğunluklu aşamasının 2024'ün ilk çeyreğinde sona ermesi halinde İsrail'e bu yıl yaklaşık 13.8 milyar dolara mal olacağını söyledi.
Tüm bunlar yaşanırken uzmanlar sahada işlerin nasıl gittiğini takip ediyor.
Başarılı olmaya devam eden sektörlerden biri, birkaç yıldır en hızlı büyüyen alan olan ve bugün ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH) yaklaşık yüzde 20'sini ve istihdamın yüzde 14'ünü oluşturan ileri teknoloji sektörü.
İsrail'in start-up sahnesi 1990'larda patladığından beri İsrail, Silikon Vadisi'nden sonra dünyanın en büyük teknoloji merkezi haline geldi. Google'dan Apple'a, IBM'den Meta'ya, Microsoft'tan Intel Corp'a 500'den fazla çok uluslu şirket İsrail'de faaliyet gösteriyor.
Şirketlerin savaş halindeki bir ülkeye yatırım yapmaya devam edip etmeyeceği konusunda endişeler olsa da, en azından şu an için bunun gerçek bir tehdit olduğunu gösteren bir kanıt yok.
Destek gösterisi
Aralarında Bain Capital Ventures, 8VC, Bessemer Venture Partners ve GGV Capital'in de bulunduğu 220'den fazla girişim sermayesi şirketi, 7 Ekim'den sonraki bir hafta içinde İsrail'le dayanışmalarını ifade eden bir bildiriye imza atarak dünya çapındaki yatırımcıları İsrail'in teknoloji ekosistemini desteklemeye devam etmeye çağırdı.
17-20 Aralık tarihleri arasında, ABD merkezli risk sermayesi, teknoloji ve özel sermaye şirketlerinden düzinelerce üst düzey yönetici, Kudüs ve Tel Aviv'de bu yöneticiler ve üst düzey İsrail hükümet yetkilileri arasında toplantılar yapılmasını içeren İsrail Teknoloji Misyonu'na katıldı. Esasen, bu savaş sırasında İsrail teknoloji sektörünün desteğini gösteren yüksek profilli bir delegasyondu.
Ron Miasnik, Meetup.com'un CEO'su David Siegel ile birlikte İsrail Teknoloji Misyonu'nu organize eden Bain Capital Ventures'ın yatırımcılarından biri.
Al Jazeera'ye konuşan Miasnik, "İsrail startup ekosisteminde uzun süredir yatırımcıyız ve bölgedeki istikrarı ve ekonomik refahı desteklemeye devam etmek için bölgeyi ziyaret etmeyi ve oradaki ekiplerle görüşmeyi bir öncelik haline getirdik” dedi ve “uzun vadede İsrail startup ekosisteminin dayanıklılığına inanıyoruz ve bölgeye olan odağımızı sadece sürdürmekle kalmayıp derinleştirmeye kararlıyız" diye ekledi.
İsrail'in Beit Shemesh kentinde yaşayan teknoloji köşe yazarı ve startup danışmanı Hillel Fuld, Aralık ayında ABD'li çip üreticisi Intel Corp'un İsrail'in güneyinde 25 milyar dolarlık bir çip üretim fabrikası kurma planlarını teyit ettiğini ve bu gelişmenin Netanyahu tarafından İsrail tarihindeki "en büyük yatırım" olarak nitelendirildiğini belirtti. İsrail hükümetinin 3.2 milyar dolarlık hibesiyle birlikte Intel'in planlanan yatırımı, savaşın ortasında İsrail'in teknoloji sektörüne büyük bir destek olacak.
Fuld, geçen yılın son çeyreğinde İsrailli girişimlerin 1,5 milyar dolar toplamayı başardığını ve "bu anlaşmaların dışında, yüksek riskli 'tohum' finansmanının 31 seferde 220 milyon dolar olduğunu" söyledi.
Amerikalı-İsrailli girişimci Nir Zuk tarafından kurulan Santa Clara, Kaliforniya merkezli çok uluslu siber güvenlik şirketi Palo Alto Networks'ün İsrail'de bir satın alma geçmişi var. Şirket 29 Ekim'de Dig Security'yi yaklaşık 300 milyon dolara satın almış, ardından Talon Cyber Security'yi 615 milyon dolara satın almıştı.
Ancak Kudüs merkezli Taub Sosyal Politika Çalışmaları Merkezi'nde baş araştırmacı ve ekonomi politikası programı başkanı olan Benjamin Bental'e göre tablo biraz karışık. "Oyuncu sayısına bakıldığında bir düşüş görülüyor. Yatırılan meblağlara bakıldığında ise temelde bir istikrar görülüyor, yani kalanlar daha fazla yatırım yapıyor” dedi Bental.
İsrailli yetkililer, yatırımları artırmak için güven ve güvenlik duygusunu yeniden tesis etmek gibi kolay olmayacak bir zorlukla karşı karşıya.
Bental, "Hem Gazze Şeridi'nde hem de Lübnan sınırında net bir askeri ve siyasi sonucun ve rehinelerin geri dönüşünün ötesinde, bunun için net ve hedef odaklı bir ekonomi politikası gerekiyor ancak bu konunun nasıl ele alınacağı henüz belli değil" dedi.
İsrail askerleri ve Hizbullah savaşçılarının birbirlerine füze atması nedeniyle son birkaç hafta içinde İsrail-Lübnan sınırının her iki tarafında on binlerce insan yerinden edildi.
Turizm düşüşte
İsrail ekonomisinin belki de bu savaştan en çok zarar gören sektörü, 2019'da pandemi öncesinde GSYH'nin yüzde 2,6'sını oluşturan ve 2021'de yüzde 1,1'e düşen turizmdir. İsrail'de hem dış hem de iç turizm, savaşın başlamasından bu yana durağanlaştı.
İsrail genelinde restoranlar ve mağazalar boş kaldı. Hamas'ın İsrail'in güneyine girmesi ve Gazze'ye yönelik savaşın patlak vermesinden kısa bir süre sonra, uzun bir havayolları listesi Tel Aviv'e uçuşlarının çoğunu iptal etti veya askıya aldı ve birçok turist İsrail'i ziyaret etme planlarını iptal etti.
Bununla birlikte, Lufthansa gibi bazı büyük havayolu şirketleri ve Swiss International Air Lines ve Austrian Airlines gibi bazı yan kuruluşları bu ayın başlarında İsrail'e uçuşlarına yeniden başladı.
Aksa Tufanı Operasyonu öncesinde İsrail'e gelen ziyaretçi sayısı her ay 300.000'in üzerindeydi. Kasım ayında bu rakamın 39.000'e düştüğü bildirildi.
"Savaş sadece trajik değil, aynı zamanda pahalıdır. Örneğin turizm üzerindeki etkisi çok ciddi ve bunu görmezden gelmek mümkün değil" diyor Fuld.
Ağır darbe alan inşaat sektörü
İsrail'in GSYİH'sinin yüzde 14'ünü oluşturan inşaat sektörü, savaşın başlamasından bu yana büyük bir darbe aldı. İsrail genelinde inşaat projeleri Ekim ayından bu yana durduruldu ve İsrail inşaat sektöründeki işgücünün yüzde 65-70'ini oluşturan Filistinlilerin işçi izinlerini süresiz olarak askıya aldı.
Sonuç olarak, İsrail'deki sanayi ve Batı Şeria ekonomisi büyük bir darbe aldı. İsrail'de ya da Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki yasadışı yerleşimlerde çalışma izni olan 110.000 Filistinlinin çoğu inşaat sektöründe çalışıyordu.
Bu boşluk ne yedek askerlerin savaşa çağrılması nedeniyle İsrailli işçiler tarafından ne de çatışmalar nedeniyle İsrail'den kaçan yabancı işçiler tarafından doldurulabildi.
Kasım ayında İsrail İnşaatçılar Birliği, İsrail'in inşaat sektörünün 7 Ekim öncesi kapasitesinin yaklaşık yüzde 15'i ile çalıştığını söyledi. Bir ay sonra 8000-10000 Filistinli işçinin Batı Şeria'daki İsrail yerleşimlerinde çalışmaya devam etmesine izin verildi. Hükümet bu kararı "arz şokları" nedeniyle zor durumda kalan işletme ve fabrika sahiplerinin ciddi baskısı altında kaldıktan sonra aldı.
Ancak bu yeterli değil ve İsrail bu boşluğu doldurmak için Çin, Hindistan, Moldova ve Sri Lanka'dan yaklaşık 70.000 inşaat işçisi getirmeyi planlıyor.
Gazze savaşının tüm Orta Doğu'ya yayılan etkileri İsrail ekonomisini de olumsuz etkiliyor.
İsrail'in ithal ettiği elmas, araba, petrol ve yayın ekipmanları gibi ürünler Kızıldeniz üzerinden geliyor. İsrail'in Gazze'ye saldırısına misilleme olarak Husilerin bu su yolunda gerçekleştirdiği son füze ve insansız hava aracı saldırıları sadece küresel ticareti sekteye uğratmakla kalmadı, aynı zamanda İsrail'in ithalatını da etkiledi.
İsrail'in Asya'dan yaptığı ithalatın birçoğu şu anda Afrika'ya yönlendiriliyor ve bu da maliyetleri artırıyor.
Önümüzdeki yol
İsrail halkının yaklaşık yüzde 20'si, ülkelerinin Gazze'ye yönelik savaşının başlamasından bu yana hane gelirlerinin "büyük" ya da "çok büyük" ölçüde etkilendiğini bildiriyor.
"Latet" ("Vermek") adlı yardım kuruluşunun kısa süre önce yaptığı bir ankete göre halkın yüzde 45'inden fazlası ya bu savaşın ilerleyen safhalarında ya da savaş bittikten sonra kendilerini ekonomik sıkıntıların beklediğinden korkuyor. Kesin olan şu ki, 7 Ekim'den önce zaten yoksulluk içinde yaşayan ya da gıda güvencesi olmayan İsrailli aileler, bu savaştan kaynaklanan ekonomik sorunlardan en çok zarar görecek olanlar.
Fuld, "Politikacılarımızın aklından neler geçtiğini bilmek zor, ancak Netanyahu ve hükümeti savaşı sona erdirmek için eşi benzeri görülmemiş bir küresel diplomatik baskıyla karşı karşıya ve savaşın ekonomisi karar verme sürecinde daha az rol oynuyor" dedi.
Al Jazeera için kaleme alınan bu görüş yazısı Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Yazıda yer alan ifadeler Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.