Sari Şubaki'nin 22 yıllık hayatında, doktor olan babası yedi kere hayatını kurtardı.
Erken doğumdan sonra oksijen yetersizliği sebebiyle mosmor kesilen oğlunu kurtarması bir ilkti. Dört yaşında da yüksek ateş sebebiyle havale geçiren oğlunu bir kere daha kurtardı.
Hayatını kurtardığı son beş olay son iki ayda, Büyük Dönüş Yürüyüşleri'nde yaralandıktan sonra meydana geldi.
Doktor Dahud Şubaki şu ifadeleri kullanıyor: "Önceden yaptığım gibi oğlumun hayatını kurtarabilmeyi isterdim. Fakat sekizinci seferde, Allah'ın takdiri."
Gazze şeridinde emekli bir doktor olan ve şimdi de kamu sağlığı ile ilgilenen 56 yaşındaki Dahud, bölgede çok sayıda insani trajediye tanıklık etmesine rağmen kendi oğlunun ölümü onu her şeyden daha çok sarsmış durumda. İsrail askerleri tarafından Mayıs ayında vurularak boynundan yaralanan Sari Şubaki yaraları nedeniyle 2 ay sonra hayatını kaybetti.
22 yaşındaki genç evlenmek ve baba olmak gibi hayallere sahipti. Hayallerini gerçeğe çevirmek için ekonomik hayatın neredeyse tamamen altüst durumda olduğu Gazze'de bulabildiği satıcılık ve fotoğrafçılık gibi bazı işlerle uğraşıyordu. Sari, 8 çocuklu ailenin en büyük ikinci çocuğu olarak kendisine bir gelecek inşa etmeye çalışmaktaydı.
14 Mayıs'ta Sari, ailesine nereye gittiğini söylemeden evden çıktı. Evi terk ettikten yaklaşık bir saat sonra babasının telefonu çaldı. Telefonun diğer ucundaki kişi, Dahud'a oğlunun Gazze sınırında İsrail askerleri tarafından vurularak öldürüldüğünü söyledi. Sari'nin öldürüldüğü 14 Mayıs'ta en az 58 kişi daha İsrail askerlerinin açtığı ateşte yaşamını yitirmişti. O gün ağır şekilde yaralanan 7 Filistinli de daha sonra hayatını kaybedecekti.
Dahud, haberi aldıktan sonra Gazze'deki Şifa Hastanesi'ne koştu. Ancak oğlunun ismi hayatını kaybedenlerin listesinde yer almıyordu. Tüm bu kaos esnasında nihayetinde oğlunu hastanenin bir köşesine bilinci kapalı şekilde yatarken gördü. Göğsüne konulmuş bir parça kağıtta "kimliği belirlenemedi" yazıyordu. Oldukça kötü durumdaydı ancak hala nefes alıyordu.
Babasının müdahalesi sonrası Sari hayata tutundu ancak boynuna gelen mermi omuriliğine isabet etmiş ve onu felç bırakmıştı. Şifa Hastanesi'nde geçirdiği 10 günün ardından, doktorlar Sari'nin durumunun geri çevrilemeyeceğini ifade etti. Tıbbi açıdan oldukça yetersiz bir durumda olan ve enerjinin de yeterince sağlanamadığı Gazze'de bu süreç neredeyse imkansızdı. Babası, oğlunu Gazze'nin dışında tedavi ettirmek için yollar aramaya başladı ve nihayetinde 25 Mayıs'ta Doğu Kudüs'teki Saint Joseph Hastanesi'ne nakledilmesine izin verildi.
Babasının gözetiminde yavaş yavaş iyileşen ve felçten kurtulmaya başlayan Sari'nin, tedavi esnasında trakeo-özofajial fistül ve kaptığı enfeksiyonlar nedeniyle sağlık durumu aniden kötü gitmeye başladı. 17 Temmuz'da tedavi gördüğü hastanede, vurulduktan yaklaşık iki ay sonra yaşamını yitirdi. Babası iki ay boyunca neredeyse her dakikasını oğluyla beraber geçirdi. Ölümüne ve ölümünden önceki sürece saniye saniye şahit oldu.
Ağır bir kuşatma altındaki Gazze'de sivillerin hayatları oldukça zor koşullarda devam ediyor. İsrail askerleri tarafından vurulan ve iki ay boyunca hastanede yatan Sari ve gün gün onun ölüm sürecine şahit olan babası, bölgede yaşanan trajediye somut bir örneklik teşkil ediyor.
Kaynak: Middle East Eye, Mepa News