16 Nisan 2016'da ABD Savunma Bakanlığı, Guantanamo Kampı'nda tutuklu olan Yemen vatandaşı Muhammed el Hamiri'nin serbest bırakılmak üzere nakledildiğini duyurdu. Hamiri, Amerikalı güçler tarafından tutuklandığı yıl olan 2002'den beri Guantanamo'da hapisteydi. İlk gözaltına alındığında 19 yaşındaydı, Hamiri hayatının üçte birinden fazlasını hapishanede geçirdi. Bu süre boyunca, mahkemede kendisine hiç bir suçlama yöneltilmedi.
Yazmak, Hamiri'nin Guantanamo'da geçirdiği 13 sene boyunca en büyük tesellilerinden biriydi. Hamiri'nin mektupları ve diğer kişisel yazıları, Anayasal Haklar Merkezi'nde çalışan avukatların çalışmasıyla bu yılın başlarında ortaya çıkarıldı. Mektuplar; umuda dayanmayı, aile ile arkadaş sevgisini ve fevkalade şiirsel tasarımı yansıtıyor.
Konu, doğal olarak kalbinin damarlarını çeken, annesine olan özlemiydi. 2014'ten bir mektubunda şöyle yazmıştı:
"Hapishane bana annemin gülümsemesini unutturdu. Bana şimdi, hiçbir zaman ailenin bir parçası olmamışım gibi bakıyor. Ondan o kadar uzun zaman uzakta kaldım ki, geçen yılların dış görünüşümde oluşturduğu değişiklik için normal bir ses tonu kullanıyor. O, çekingen ve tıpkı bir yabancıymışım gibi benimle konuşuyor. Konuşmalar boyunca dikkatimi çeken tek şey, beni gördüğünde kontrolsüzce akan birkaç gözyaşıdır. Konuşmaya biraz mizah katmaya ve annem ile ailemin yüzlerindeki belirgin üzgünlüğü gidermeye çalıştım, buna rağmen karşılığında elde ettiğim şey ise; beni daha da dertli hâle getiren acınası bir bakıştı."
2015'in başında, serbest kalma umudu olmadan yüzleştiği yeni bir yılda; annesine devamında şöyle dediği bir mektup yazdı:
"Sevgili anneciğim, sana tarihin duvarlarına kanımla yazabilmek isterdim ki bu duvarlar sana olan sevgimin ve sadakatimin hikayesini sana anlatabilsin ve senin için tarihte küçük bir kandil yakabilsin. Ve hatta; benim uyuyabilmem için ayakta kaldığın tüm geceleri, benim karnımın doyması için senin aç kalmalarını sana geri ödemeye yaklaşamıyorum bile. Ağladın ve beni bu günlerden birinde özgür görmek için ümitlendin, her gün güneş batarken ve bir günün bitişini belli etmek için ufukta kaybolurken; senin daha da zayıfladığını düşünüyorum ve endişelenmeye başlıyorum."
"Anne, sensiz korkunç karanlık gecede okyanus dalgalarının ortasında kaybolmuş bir sandal gibiyim. Eğer senin bütün kederlerini alıp kendi kalbime koyabilseydim, bunu yapmakta tereddüt etmezdim ve sen benim gülümsememi her zaman görürdün. Ancak senin böyle bir şeyi kabul etmeyeceğini biliyorum çünkü fedakarlık senin işin, sevgi senin adın ve merhamet senin fıtratın. Birbirimizi tekrar göreceğiz inşaallah. Bütün benliğime yeniden buluştuğumuz günü kazıyacağım inşaallah ve bütün dünyaya yeniden canlanabilmem için soluduğum havayı bulduğumu duyurmak için seni alnından öpeceğim."
14 yıllık suçsuz bir şekilde geçirdiği tutukluluktan sonra cumartesi günü serbest bırakıldı ve annesiyle buluştu. Ve sözünde durarak, el Hamiri Guantanamo üniformasıyla yere eğilerek annesinin ayağını öptü. Aşağıdaki fotoğraf, herhangi bir kelimenin anlatabileceğinden çok daha derinden bir hikayeyi anlatıyor.
Muhammed el Hamiri, Suudi Arabistan'da serbest bırakılmasından sonra annesinin ayağını öpmek için eğiliyor
El AMİRİ'NİN YAZILARINDAN DİĞER ALINTILAR
Guantanamo'da İğneleme
"Hükümet beni serbest kalmam için 2009'da akladı. Bana 'serbest bırakılmak üzere aklandı' belgesi verildi. 2011'de, o aklanma belgesini çektim ve ona çok gülünç bir şey olduğunda bakıyordum. Yere serilmiş olan belgeye bakıyordum ve elimde taşıdığım kahve bardağını düşürdüm. Kahve belgenin üzerine döküldü. Kahveyi temizlemedim ve nereye döküldüğünü biliyor musunuz? 'ABD seni olabildiğince yakın bir zamanda nakletmek istiyor.' yazan satırın üzerine dökülmüştü. Kaderim bana bunun bir aldatma olduğunu söylüyormuş gibi hissettim."
Cennetten Bir Fısıltı
"Bir gece düşüncelerime dalmışken bir televizyon programının bölümünü gördüm ve bu bana cennetten bir mesaj gelmiş gibi hissettirdi. Biliyorum ki insanlar, çok meşgul oldukları için ve paraya tutkun oldukları için böyle şeylere inanmazlar, oysa ki hapishanede duyduğum her fısıltı ve hissettiğim her esinti bana çok anlamlı geliyor. Hayattaki her şey güzel ve herkes hayata karşı olumlu bir bakış açısıyla hayatını güzel hâle getirebilir ve etrafındaki herkesi neşeli yapabilir."
Merhamet Yoksunluğu
"Hayvanların avlarını acıyı ve zararı önlemek için hızla öldürdüğünü görüyoruz; ne var ki insanoğlunun diğer insanları annelerinden, babalarından ve ailelerinden sadece onlara mahrumiyetin sertliğini ve kaybetme acısını yaşatmak için mahrum ettiklerini görüyoruz. Merhamet vahşi hayvanların içgüdüsünde bulunuyor, oysa sertlik insanın adaletsizliğinde bulunuyor. "
İnsanoğlu'nun Eskimesi
"Guantanamo hapishanesi bazı tadilatlar geçirmiş. Yıpranmış duvarlar onarılmaya ihtiyaç duyuyordu ve paslanan çelik yapı onarılmaya ihtiyaç duyuyordu. Cansız maddeler bile zamanla zayıflıyor. Eğer zaman, cansız duvarların ağlamasına ve renklerinin solmasına sebep oluyorsa; bir insanoğluna yaptıklarından ne beklersiniz?"
Özgürlük Hayalleri
"Mutluluk için her zaman anlamlar bulunur. Yaşadığın ve nefes aldığın sürece hayatta hiçbir şey imkansız değildir. Burada 13 sene kaldım. Özgür olacağım günün ümidini asla kaybetmedim. … Bir gün serbest kaldığımız gün gelecek. Takım elbise giyeceğiz. Siyah bir takım elbise giyeceğim ve tıraş olacağım. İkinci günde, inşaallah, yeni bir takım elbise, güzel ayakkabılar giyeceğim ve sadece sokaklarda dolaşıp insanlarla tanışacağım. Bu eğer yeni bir ülkede olursa olur; dünyayı görmek için, insanları görmek için."
Kaynak: Mepa News