İslam iktisadının en bariz özelliklerinden birinin faiz karşıtlığı olduğu tüm çevrelerce bilinen bir gerçektir. İslam'daki alışveriş yasaklarının tümü faiz ve aldatma illetlerine dönmektedir. Buna aldatma başlığına alınabilecek olan alışverişte meçhuliyet de eklenebilir.
İslam'ın faize karşı olmasının nedeni
İslam'ın faize karşı olmasının sebebi hikmeti, nasların delaleti ve İslam alimlerinin izahlarına göre en çok faizin haksız kazanç sağlamaya, faizi alanın verenin malını, parasını eksiltmeye dayalı olmasındandır.
İslami bir iktisadın bugün nasıl çözümler üretmesi gerektiğine dair gerekli tecdid hamleleri yapılamadığından faiz başta olmak üzere iktisadi konularda İslami çözümler adına konuşanların geneli maalesef ezberciliğe dayalı söylemleri tekrarlamakta, günümüzdeki faiz sorununu merkez bankalarının açıkladığı faiz oranlarından ibaret sanmaktadırlar.
Halbuki itibari paralar üzerinden enflasyonla bugün en büyük faizcilik zengin oligarşilerin ekonomik çıkarlarınca hareket eden para politikası belirleyicilerce yapılmaktadır.
İslam iktisadında ilk dönemlerden beri kağıt para gibi örfi olarak para sayılan itibari paraların kullanımına cevaz verilmektedir. Fakat itibari paralarla ilgili mevcut durumun asla İslam'ın iktisadi maksatlarına uygun olduğu söylenemez.
Merkez bankalarının yanlış politikalar ve özellikle de dilediği kadar para basarak enflasyona sebep olmalarıyla halkın cebindeki paradan eksiltmesi bugünün asıl faizciliğidir denebilir.
Enflasyona, talep artışlarının da neden olduğu şeklinde bir itiraz yapılırsa denilmeli ki; talep kaynaklı enflasyon doğal ve makul bir enflasyondur. Normal ekonomik koşullarda arz artışıyla dengesini bulacaktır. Bugünün küresel sorunu ise merkez bankalarının karşılıksız itibari / kağıt para basıp piyasaya sürmesiyle halkın cebindeki paranın değerinden eksilterek yol açtığı, faizin ana mantığına bire bir sahip olan enflasyon türüdür.
Bu yeni faizcilik türü eski tip tefecilikten önemli bir açıdan daha kötüdür. Çünkü insanlar eskiden faiz yoluyla her ne kadar şartlar zorlasa da kendi iradeleriyle soyguna uğruyorlardı. Bir kimse bir tefeciden faizle borç almadığı takdirde faiz ödemekten korunmaktaydı.
"Yeni tip faizcilik"
Bugün ise enflasyon yoluyla halkların maruz kaldığı yeni tip faizcilikte böyle bir irade sorulmaksızın o para birimini kullanan tüm halk faiz yoluyla soyulmuş olmuyor mu?
İrade bile sorulmayan bu faizcilik türünü konu edinmeyenlerin zaten reel olarak negatife düşmüş faiz oranlarını faizcilik sanmaları neyi ortaya koyuyor? Bu alanlarda İslam adına konuşanların cehaletlerini mi, samimiyetsizliklerini mi, yoksa her ikisini de mi?
Evet faiz ve "faizci düzen" en büyük iktisadi problem. Fakat bunların bugün aranacağı yer enflasyonun çok altında kalan faiz oranlarında değil enflasyonla halkın cebindeki parayı hem de halkın bunda hiçbir iradesi olmaksızın eksiltmede olmalı değil midir?
Bugünün asıl ve zorla gerçekleştirilen faizciliği olan sistem kaynaklı enflasyonla halkların paralarının eksilmesinin önemli derecede konu edilmediği bir İslami iktisadi çözüm iddiası havanda su dövmekten ibaret kalacaktır.
Bu yazıda yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.