Hangi ülkeler ABD'den askeri yardım alıyor?

ABD, dünyanın dört bir yanına yaptığı milyarlarca dolarlık askeri yardımın bir parçası olarak İsrail'e yeni bombalar vaat ediyor.

Dwayne Oxford | Al Jazeera | Tercüme: Mepa News

Yetkililer Çarşamba günü birçok medya kuruluşuna yaptıkları açıklamada, ABD'nin bu yılın başlarında Gazze'nin güneyindeki Refah kentine yönelik acımasız saldırının ardından tedarikine ara verilen 230 kiloluk bombaların İsrail'e sevkiyatını yeniden başlatmaya hazırlandığını söyledi.

Mayıs ayı başında Biden, İsrail'in 6 Mayıs'ta Refah'ın boşaltılmasını emretmesi ve İsrail ordusunun bir gün sonra "hedefli" kara operasyonlarına başlamasının ardından tek bir bomba sevkiyatını durdurmuştu. O tarihten bu yana Birleşmiş Milletler kuruluşları, birçoğu Gazze'nin diğer bölgelerinden defalarca yerinden edilmiş olan yaklaşık bir milyon Filistinlinin Refah'tan kaçmak zorunda kaldığını tahmin ediyor.

İsrail'in Gazze'ye yönelik askeri harekatı boyunca ABD sadece İsrail'e silah satışına izin vermekle kalmadı. Aynı zamanda hem maddi hem de destekleyici askeri operasyonlar yoluyla büyük miktarlarda başka askeri yardımlar da sağladı.

Nisan ayında ABD Kongresi hem İsrail'e hem de Ukrayna'ya büyük miktarda askeri yardım yapılmasını onayladı. Toplam 95 milyar dolarlık yardımın 60 milyar doları (yüzde 63) Ukrayna'ya, 26.4 milyar doları (yüzde 28) İsrail'e ve 8.1 milyar doları (yüzde 9) da Çin'den gelebilecek olası bir tehditle ilgili olarak Asya Pasifik bölgesine ayrıldı.

ABD dünyanın en büyük askeri destek sağlayıcısı. Peki, askeri yardım tam olarak nedir ve en çok hangi ülkeler faydalanmaktadır?

Askeri yardım dış yardımla aynı şey midir, aralarındaki fark nedir?

ABD dünya çapında diğer tüm ülkelerden daha fazla dış yardım sağlamaktadır.

Dış yardım, hem ekonomik (insani yardım dahil) hem de askeri yardım dahil olmak üzere ABD dışındaki ülkelere tahsis edilen toplam yardım miktarıdır. ABD'de dış yardım verilerini kamuya açıklayan ve tarafsız bir kuruluş olarak lanse edilen ForeignAssistance.gov'a göre 2022 yılında ABD'nin dış yardımlarının yüzde 14'ünü askeri yardımlar oluşturuyordu.

Genel olarak, dış yardımların çoğu ekonomik ve insani yardım kategorilerine girmektedir. Bunlar arasında yoksul ülkelerde uzun vadeli ekonomik kalkınmayı desteklemek için yapılan parasal yardımlar, doğal ya da insan kaynaklı felaketler nedeniyle ihtiyaç duyulan acil yardımlar ve genellikle askeri yardım ya da askeri destek şeklinde ABD'nin siyasi çıkarlarını desteklemek amacıyla yapılan mali yardımlar yer almaktadır.

2023 yılında ABD'nin İsrail'e yaptığı dış yardımlar çoğunlukla askeri yardımlardan oluşurken, Zimbabve ve Afganistan gibi diğer ülkelere yapılan dış yardımlar yüzde 100 ekonomik yardımlardan oluşuyordu.

İnsani yardım ve askeri yardım birbiriyle çelişebilir. 31 Mayıs'ta Dışişleri Bakanlığı Nüfus, Mülteciler ve Göç Bürosu'nda görev yapan Stacy Gilbert, İsrail'in Gazze'ye insani yardımı engellediğini kabul etmemesi nedeniyle Biden yönetiminden istifa etti. İstifaya, İsrail'e gönderilen milyarlarca dolarlık askeri yardımı meşrulaştıran bir ulusal güvenlik bildirisi neden oldu.

Gilbert, PBS News Hour'a verdiği mülakatta şunları söyledi: "Rapor 10 Mayıs'ta yayınlandığında ve sonucu, özellikle de İsrail'in insani yardımı engellemediği sonucunu okuduğumda, istifa etmeye karar verdim çünkü Dışişleri Bakanlığı, USAID, insani yardım topluluğu ve Gazze'de çalışan kuruluşlardaki konu uzmanlarının görüşü kesinlikle bu yönde değildi."

ABD'den en çok askeri yardım alan ülkeler hangileri?

İsrail

İsrail'in 1948'de kuruluşundan bu yana, toplam ekonomik ve askeri yardım olarak yaklaşık 300 milyar dolar (enflasyona göre uyarlanmıştır) alarak ABD dış yardımının toplamda en büyük alıcısı olmuştur.

Bunun yaklaşık 220 milyar doları (yüzde 74) askeri yardım şeklindeyken, geri kalan 80 milyar doları (yüzde 26) ekonomik yardım olmuştur.

İsrail 2008'den bu yana çoğunlukla askeri yardım alırken, ekonomik yardım ABD'nin İsrail'e yaptığı toplam yardımın yüzde 1'inden azını oluşturuyor.

Ukrayna

Ukrayna da ABD'den büyük miktarda askeri yardım almaktadır. Son olarak Mart ayında, Rusya ile devam eden savaşta tükenen askeri stokların yerine konulması için 300 milyon dolarlık acil askeri yardım paketi onaylandı.

Rusya'nın iki yıldan uzun bir süre önce Ukrayna'yı işgal etmesinden bu yana, ABD Kongresi ülke için toplam 175 milyar dolar tutarında beş yardım paketini onayladı. En son yasa Nisan 2024'te kabul edildi.

Mısır

ABD ayrıca 1979 Mısır-İsrail barış anlaşmasından bu yana Mısır'ın savunma kapasitesini güçlendirmek ve "terörizmle" mücadele etmek için Mısır'a askeri yardımda bulunuyor.

Mısır 2023 yılında 1,3 milyar dolarlık ABD askeri yardımı aldı.

Ancak son yıllarda ABD, ülkenin insan hakları sicilini gerekçe göstererek Mısır'dan askeri yardımlarını çekmeye başladı. Eylül ayında ABD, Mısır için ayrılan toplam 320 milyon dolarlık askeri yardımın 85 milyon dolarlık kısmını geri çekti. ABD'li Demokrat Senatör Chris Murphy de daha fazla askeri yardımın kesilmesi çağrısında bulundu.

Murphy, "Yönetim haklı olarak siyasi tutukluların serbest bırakılmasına bağlı olan 85 milyon dolarlık ilk dilimi kesmeye karar verdi çünkü yeterli ilerleme kaydedilmediğine şüphe yok" dedi.

Mısır'ın 2022 başından bu yana 1,600'den fazla siyasi mahkumu serbest bıraktığını belirten Murphy, "Aynı süre zarfında 5,000 kişiyi daha hapse attılar. Yani Mısır'ın serbest bıraktığı her siyasi mahkum için üç kişi daha hapse atılıyor. Bu bir adım ileri, üç adım geri demektir.”

Tayvan ve Lübnan

Biden yönetimine yakın bir kaynak, Mısır'dan çekilen 85 milyon dolarlık askeri yardımın yeniden yönlendirileceğini, 55 milyon doların Tayvan'a ve 30 milyon doların da Lübnan'a ayrılacağını belirtti.

Bulgaristan

ABD Bulgaristan'a da askeri yardım sağlamaktadır. Nisan 2006'da imzalanan ve ABD ordusuna Bulgar askeri tesislerinin kullanımına erişim sağlayan bir güvenlik ortaklığı olan ABD-Bulgaristan Savunma İşbirliği Anlaşması kapsamında ABD, askeri eğitim, siber güvenlik ve askeri teçhizat iyileştirmelerini desteklemek için son beş yılda Bulgaristan'a 238 milyon dolardan fazla yardımda bulundu.

ABD İsrail'e neden bu kadar çok askeri yardım yapıyor?

ABD 1948'den beri İsrail'e yardım sağlamaktadır. Bu destek başlangıçta ekonomik yardım şeklindeyken, 1973 yılında Mısır ve Suriye'nin 1967'de kaybettikleri tarihi Filistin, Sina Çölü ve Golan Tepeleri'ni de içeren toprakları geri almak için İsrail'e Yom Kippur Savaşı olarak bilinen sürpriz bir saldırı başlatması üzerine askeri yardımı büyük ölçüde arttırdı.

ABD Başkanı Richard Nixon, "Nikel Otu Operasyonu" kod adı altında Ekim 1973'te İsrail'e acil askeri yardım yapılması emrini vererek İsrail'in Mısırlıları Süveyş Kanalı'ndan geri püskürtmesine yardımcı oldu.

Nixon o sırada Ulusal Güvenlik Danışmanı ve Dışişleri Bakanı Henry Kissinger'a şöyle demişti: "Uçabilecek her şeyi gönderin."

İsrail üç hafta sonra, 25 Ekim'de zafer kazanacak ve ateşkes ilan edilecekti.

1950'lerde eski başbakan ve İsrail'in kurucularından David Ben-Gurion, İsrail'in Orta Doğu'da "niteliksel askeri üstünlük" olarak adlandırılan askeri bir süper güç olması gerektiği fikrini popülerleştirmeye başlamıştı.

İsrail'in komşularına karşı böyle bir avantaja sahip olmasını sağlamaya yönelik bir politika, İsrail hükümetinden gelen her güvenlik yardımı talebinin her zaman ABD'nin İsrail'in niteliksel askeri üstünlüğünü koruma politikası ışığında değerlendirilmesini sağlayan 2008 tarihli Deniz Gemisi Transferi Yasası kapsamında ABD yasalarına dahil edildi.

ABD Siyasi-Askeri İşler Bürosu eski sekreter yardımcısı Andrew Shapiro, 2011 yılında Washington Yakın Doğu Politikası Enstitüsü'nde yaptığı bir konuşmada bu "niteliksel askeri üstünlüğün" özünü açıkladı.

Shapiro şunları söyledi: "Amerika'nın İsrail'e yönelik güvenlik taahhüdünün temel taşı, ABD'nin İsrail'in niteliksel askeri üstünlüğünü korumasına yardımcı olacağına dair bir güvence olmuştur. Bu, İsrail'in herhangi bir devletten, devletler koalisyonundan ya da devlet dışı aktörden gelebilecek inandırıcı askeri tehditlere karşı koyma ve bunları en az zarar ve zayiatla bertaraf etme kabiliyetidir."

Geçtiğimiz yıl 7 Ekim'de Hamas tarafından işgal ve saldırılara cevaben İsrail'in güneyinde düzenlenen saldırılardan iki hafta sonra Başkan Biden da bir konuşmasında bu "niteliksel askeri üstünlüğe" atıfta bulunmuştur:

"Kongre'ye gönderdiğim ve Kongre'den yapmasını istediğim güvenlik paketi, İsrail'in güvenliğine yönelik eşi benzeri görülmemiş bir taahhüttür ve İsrail'in taahhüt ettiğimiz niteliksel askeri üstünlüğünü keskinleştirecektir."

ABD denizaşırı askeri yardım sağlamaya ne zaman ve neden başladı?

Eylül 1940 gibi erken bir tarihte, ABD resmi olarak İkinci Dünya Savaşı'na girmeden önce, ABD kendi güvenliğini desteklemek ve savaşa hazırlanmak için zaman kazanmak amacıyla Müttefik ülkelere büyük ölçekli askeri malzeme ve diğer yardımları sağlamaya başlamıştı.

Başkan Franklin D. Roosevelt tarafından 1941 yılında imzalanan Ödünç Verme-Kiralama programı aracılığıyla ABD, aynı yılın Aralık ayında nihayet savaşa katılana kadar Birleşik Krallık ve halihazırda Almanya ve Japonya ile savaşan diğer ülkelerin aldığı askeri yardımın büyük bir kısmını sağladı.

O dönemde Savaş Bakanı Henry L Stimson, ödünç verme-kiralama tartışmaları sırasında Senato Dış İlişkiler Komitesi'ne şunları söyledi "Biz satın alıyoruz... borç vermiyoruz. Hazırlanırken kendi güvenliğimizi satın alıyoruz. Almanya hazırlanırken son altı yıldaki gecikmemiz nedeniyle kendimizi hazırlıksız ve silahsız bir halde, tamamen hazırlıklı ve silahlı potansiyel bir düşmanla karşı karşıya bulduk."

Ancak 1961 yılında Başkan Dwight D Eisenhower televizyonda yayınlanan veda konuşmasında ABD'nin diğer ülkelere aşırı askeri yardımda bulunması halinde ortaya çıkabilecek tehlikeler konusunda uyarıda bulunmuştu.

Eisenhower bu konuşmasında şunları söylemiştir: "Hükümet meclislerinde, askeri-endüstriyel kompleksin istediği ya da istemediği yersiz nüfuz kazanmasına karşı korunmalıyız. Yanlış yerleştirilmiş gücün feci bir şekilde yükselme potansiyeli vardır ve bu devam edecektir."

Özellikle korktuğu şey, Sovyetler Birliği ile silahlanma yarışının maliyetleri arttıkça ABD'nin dış askeri harcamalarının iç önceliklerini gölgede bırakmasıydı.

Sözlerine şöyle devam etti: "Bu bileşimin ağırlığının özgürlüklerimizi ya da demokratik süreçlerimizi tehlikeye atmasına asla izin vermemeliyiz. Hiçbir şeyi hafife almamalıyız. Sadece uyanık ve bilgili bir yurttaşlık, güvenlik ve özgürlüğün birlikte gelişebilmesi için devasa endüstriyel ve askeri savunma mekanizmasının barışçıl yöntemlerimiz ve hedeflerimizle doğru bir şekilde iç içe geçmesini sağlayabilir.”

ABD askeri yardımın bir parçası olarak askeri destek de sağlıyor mu?

Askeri destek genellikle askeri yardımın bir parçasıdır. Örneğin, The New York Times'ın geçen yıl Ekim ayında bildirdiğine göre, dokuz ay önce Gazze'ye yönelik savaşın başlamasından bu yana İsrail'e askeri yardım sağlamanın yanı sıra, ABD özel harekat güçleri de İsrailli esirlerin bulunmasına yardımcı olmak için faaliyet yürütmektedir.

Bu güçlerin halen İsrail'de faaliyet gösterip göstermediği ya da esirlerin bulunması dışında başka konularda İsrail'e yardımcı olup olmadıkları henüz teyit edilmedi.

Watson Uluslararası ve Kamu İşleri Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı ve Brown Üniversitesi'nde Savaşın Maliyetleri projesinin eş direktörü Stephanie Savell Al Jazeera’ye verdiği demeçte, "Çoğu zaman, özel operasyonlar ve komuta, esasen perde arkasından, sözde bir terörist yerleşkesine baskın gibi bir şey. Ve ev sahibi ülkenin güvenlik güçleri kullanılıyor. Ancak ABD özel operasyonları sahada olacak.” şeklinde konuştu.

Savell, 2021-2023 Biden Yönetimi Altında Amerika Birleşik Devletleri Terörle Mücadele Operasyonları başlıklı Kasım 2023 raporunda, ABD'nin 78 ülkede "terörle mücadele" operasyonları yürüttüğünü ve çoğu Orta Doğu, Afrika ve Güney Amerika'da olmak üzere bu ülkelerin 73'ünde yabancı güvenlik güçlerini eğittiğini ve onlara yardım ettiğini tespit etti.

Savell, "Terörle mücadele, ABD ordusunun ve ABD Dışişleri Bakanlığı'nın yurtdışındaki pek çok faaliyeti için hala çok aktif bir gerekçe" dedi.

"Temelde, farklı türde kara varlığı, farklı türde ortaklıklar, farklı türde faaliyetler, eğitim ve finansman için bir bahane. ABD'nin güvenlik stratejisinin artık neredeyse tamamen Rusya ve Çin ile büyük güç rekabetine yönelik olmasına rağmen bu durum ortadan kalkmış değil."

Kaynak: Mepa News

Yorum Yap
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Analiz Haberleri