"Influencer” kelimesini Türkçeye "etki eden” olarak çevirmek mümkün. "Influencer Marketing” ise sosyal medya kanallarında yüksek takipçi sayılarına sahip kişilerin, içerik yoluyla bir ürün ya da marka hakkında deneyimlerini takipçilerine aktarması şeklinde tanımlanıyor.
Yakın bir geçmişe kadar sıradan insanlar olan, ancak sosyal medyadaki paylaşımlarının geniş bir kitle tarafından paylaşılması sonucu bir anda "fenomen” haline gelen kişiler, özellikle gençler üzerinde büyük bir etki gücüne sahip. İşte firmalar da bu etki gücünden yararlanmak için ürün ya da markalarının tanıtımını bu kişilere yaptırma yoluna gidiyor. Sosyal medya fenomeni, kendisine ücretsiz olarak verilen ürün ya da hizmet ile ilgili deneyimlerini takipçileriyle paylaşıyor. İlgili paylaşımın ulaştığı kitlenin büyüklüğüne göre de bu kişiye ücret ödeniyor.
DW'nin haberine göre; film, gösteri ya da spor dünyasının mega starlarının aksine sosyal medya fenomenleri, gençler için deyim yerindeyse “bir tık” kadar yakın mesafede. Zira paylaşılan resim ya da videonun altına beğeni bildirmek, yorum yazmak ya da doğrudan soru sormak ve anında cevap almak mümkün. Bir diyalog forumu haline gelen yorum sütununda takipçiler, tanıtımı yapılan ürün ve hizmet ile ilgili görüş ve deneyimlerini yazıyor. Böylece ilgili firma da anında geri dönüş alabiliyor. İşte bu anlık etkileşim, sosyal medya fenomenleri aracılığıyla yapılan tanıtımların cazibesini giderek artıyor.
Firmalar, özellikle Youtube ve Instagram gibi platformlarda 10 bin takipçi sınırını aşanlarla hemen temasa geçip ürünlerini denemeleri ve izlenimlerini paylaşmaları yönünde onlara teklif götürüyor. Bu kişilerin, sadık bir kitleye ve büyük bir güvene sahip olduklarını belirten sosyal medya pazarlama uzmanı Jochen Mai, firmaların da bundan yararlanıp mal, hizmet ve markalarına değer katmak ve hedef kitleye daha kolay ulaştırmak istediklerini söylüyor. Mai, böylece takipçilerde “Eğer takip ettiğim kişi bunun iyi ber şey olduğunu söylüyorsa, o zaman ben de alırım” düşüncesinin geliştiğini vurguluyor. Firmalar için bir başka avantaj da sıfırdan bir müşteri kitlesi oluşturmaya çalışmak yerine sosyal medya yıldızının hazır kitlesinden yararlanmaları.
Hazır kitle, güvenilir reklam yüzü
İnternet ve sosyal medya pazarlama uzmanı Felix Beilharz ise kalsik reklamların etki gücünün giderek azaldığına dikkat çekiyor ve ekliyor: “Günde ortalama 20 bin kadar reklam mesajı ile muhatap oluyoruz. Bunların çoğunun farkında dahi olmuyoruz. Çünkü zihnimiz bunları filtreden geçiriyor. Kaldı ki, bir reklam mesajı bu filteryi aşmayı başarsa bile, güvenilirliği konusunda genelde şüphe duyoruz.” İşte “Influencer” diye tabir edilen etki gücüne sahip sosyal medya şahsiyetleri aracılığı ile bu sorun da aşılmış oluyor. Eskiden “ağızdan ağıza” yapılan reklamın bir türevi olan Influencer Marketing, böylece güvenilir yoldan hedef kitleye ulaşmanın en etkili yollarından biri haline geliyor.
Ekonomik açıdan bakıldığında, gerek tanıtımı yapan gerekse yapılan açısından bu yöntemin getirisi hayli yüksek. Bazı uzmanlar, sosyal medya fenomenlerinin, aldıkları tanıtım ücretinin etkisi altında kalarak, objektif bir değerlendirme yapamayacağını savunuyor. Ancak sosyal medya pazarlama uzmanı Jochen Mai, bu noktada ilginç bir saptama yapıyor: “Gençlerin çoğu zaten tam da bunu istiyor. Yani takip ettiği kişinin, profesyonel olarak ürünü tanıtma şeklini taklit etmeyi amaçlıyor. Çünkü pek çok gencin hayalinde de sosyal medya fenomeni haline gelmek var. Onların yaptığı gibi yaparak para kazanmak istiyorlar.”
Hayallerdeki meslek: Sosyal medya fenomeni
Gelişen teknik imkanlarla birlikte görsel etkinin daha da geliştiğini belirten Jochen Mai, firmaların sosyal medya platformlarındaki tanıtımlar için önümüzdeki yıllarda da para akıtmaya giderek artan bir oranda devam edeceklerini tahmin ediyor. Tanıtım ile gizli reklam arasındaki ince çizginin giderek belirsiz hale geldiğinin de altını çizen Mai, reklam içeren paylaşımların yasalar gereği “bu bir reklamdır” ibaresini taşıması gerektiğini, ancak genelde bunun yapılmadığını vurguluyor. Youtube, ürün tanıtımı içeren paylaşımlara “sponsorlu video” ibaresini yerleştirirken, Instagram’da ise hiçbir ibare kullanılmıyor. Alman uzman, şu uyarı da yapmayı ihmal etmiyor: Tüketiciler, neyin gerçek neyin yapmacık olduğunu tümüyle ayırt edemez hale geldiklerinde, bu furya da son bulacaktır.”