Uzun yıllardır Pakistan ve Hindistan arasında ciddi problemlere neden olan Keşmir'de yaşanan son saldırıyla birlikte iki ülkenin arasındaki tansiyon tekrar yükseldi.
Keşmir, dünyanın en çok silahlandırılmış bölgelerinden biri ve iki nükleer güç Pakistan ve Hindistan arasındaki en gerilimli fay hattı.
Son dönemde yaşanan şiddet olayları bölgeyi istikrarsızlaşma tehdidi taşıyor.
Pulvama bölgesinde geçen hafta düzenlenen, on yıllardır Keşmir'deki Hint güçlerini hedef alan en kanlı saldırıydı.
Bir dizi patlama ve silahlı çatışmada 50'ye yakın kişi öldü.
Bu yeni gerilim, bölgede son 10 yılın en kanlı bilançosunun üzerine yaşandı. 2018'de aralarında siviller, güvenlik güçleri ve militanların bulunduğu 500'den fazla kişi hayatını kaybetti.
Keşmir'deki gerilim neden çok tehlikeli? Keşmir, Pakistan'ın bağımsızlığından bu yana, bölgenin Hindistan ve Pakistan yönetimi arasında bölünmesi ve Çin'in de bir kısmını almasından beri, Hindistan ve Pakistan arasında bir gerilim kaynağı.
Ancak geçen hafta bir intihar saldırısında, 40'tan fazla Hint askerinin ölmesi ve bunu izleyen çatışmalar, yakın gelecekte Hindistan-Pakistan ilişkilerinde buzların çözülmesi umutlarına son verdi.
Hindistan, saldırıdan Pakistan'da üslenmiş örgütleri sorumlu tuttu ve bu da Pakistan karşıtı eylemler yapılmasına yol açtı.
Bazı Hint şehirlerinde kızgın kalabalıklar Keşmirli üniversite öğrencileri ve iş adamlarına saldırdı.
Keşmir'in Hindistan yönetimindeki kesiminde hafta sonu mobil internet hizmeti kesildi.
Pakistan ise saldırıda rolü olduğu iddialarını reddediyor.
Hem Hindistan hem de Pakistan nükleer güç ve bu durum iki ülke arasındaki gerilime yeni bir boyut ekliyor.
Hindistan ve Pakistan arasındaki Keşmir'e hakim olma mücadelesinin yükünü, çoğunlukla bölge halkı çekti.
1947 ve 1965'te iki savaş, asker ve sivillere karşı sayısız saldırıya ve komşular arasında gerilimin artmasına neden oldu.
Sonuç olarak, bugün bölgede siyasi istikrarsızlık ve yüksek işsizlik oranlarına neden olan, kırılgan bir ekonomi var. Lordlar Kamarası üyesi ve Keşmir uzmanı Lord Nazir Ahmed, bunun "terör faaliyetleri için uygun bir ortam" oluşturduğunu söylüyor.
Bölgeyi kim yönetiyor? Keşmir'in aidiyeti, İngiliz yönetiminin sona erdiği ve ülkenin Hindu Hindistan ve Müslümanların çoğunlukta yaşadığı Pakistan arasında ikiye bölündüğü 1947'den önce de tartışma konusuydu.
Keşmir'in Maharajası (Hükümdarı) bölgenin Hindistan'a mı yoksa Pakistan'a mı katılacağı konusunda tereddüt etti. En nihayetinde Hindistan'a katılmayı tercih edince, iki ülke Keşmir uğruna iki yıl süren bir savaşa tutuştu.
Ateşkesin ardından, Pakistan bölgedeki askerlerini çekmeyi reddedince, Keşmir de ikiye bölündü.
Hindistan ve Pakistan mücadele ederken, Çin 1959'lerde Doğu Keşmir'i, Aksai Chin diye bilinen bölgeyi aşama aşama işgal etti.
1965'te ikinci Hindistan-Pakistan savaşı çıktı. 1980'ler ve 1990'lar, Hint yönetimine duyulan öfke silahlı direnişe, kitlesel gösterilere ve Pakistan destekli militan grupların yükselişine sahne oldu.
1999'da Hindistan, Pakistan destekli güçlerle kısa ama şiddetli bir çatışma yaşadı. Hindistan ve Pakistan bu noktada artık kendilerini nükleer güç ilan etmişlerdi.
Çatışmaların başlamasından bu yana on binlerce kişi hayatını kaybetti.
Keşmir halkı ne istiyor? Birleşmiş Milletler, 1950'lerden bu yana bir referandum yapılmasından yana.
Hindistan başta bu fikre destek verse de Yeni Delhi yönetimindeki Cammu Keşmir eyaletindeki seçimler Hindistan'a katılımı desteklediği için artık buna gerek olmadığını söyledi.
Ancak Pakistan buna katılmıyor ve bölgedeki çok sayıda kişinin Hindistan yönetimine girmek istemediğini, ya bağımsızlığı ya da Pakistan ile birleşmeyi tercih ettiğini savunuyor.
Keşmir'in Hindistan yönetimindeki kesiminde yaşayanların yüzde 60'ından fazlası Müslüman ve Hindistan'da çoğunluğun Müslüman olduğu tek eyalet.