Tahriru'ş Şam'a bağlı medya organı tarafından Doğu Guta'yla ilgili 'Direnişin Kalesi' isimli videonun ikinci bölümü yayınlandı.
Muhalif grup tarafından ilki geçen Mart ayında yayınlanan videonun yenisi yaklaşık yirmibeş dakika.
Yayınlanan videodan bazı satır başları şu şekilde:
Ebu Malik el Şami (Daha önce Nusret Cephesi ve Şam’ın Fethi Cephesi gruplarında kadı olarak görev yapan Şami, halen Tahriru'ş Şam Heyeti'nde kadı olarak görev yapmakta)
Ebu Malik el Şami: Astana fikri, birkaç devletin anlaşması ile Halep’in düşmesinden sonra, Suriye sorunun askeri olarak son bulamayacağı ve siyasi çözümün kaçınılmaz olduğu düşüncesi üzerine bina edildi. Çünkü rejimin ve Rusların önünde birçok aktif cephe vardı ve bütün bu cephelere sürekli çalışmaları mümkün değildi. Bu şekilde savaşı askeri olarak bitirmeye de güç yetiremiyorlardı. Astana ise cephelerin dondurulması ve sonrasında siyasi çözüm başlatmak içindi.
Ebu Muhammed el Cevlani (Nusret Cephesi, Şam’ın Fethi Cephesi ve Tahriru'ş Şam Heyeti gruplarının kurucusu ve lideri)
Ebu Muhammed el Cevlani: Astana bazı bölgeleri zayıflatmak, bu bölgelerdeki savaşı dondurmak ve rejimin sadece bir bölgeye çalışabilmesi amacıyla rahatlatılması için masaya konuldu. Astana’da sözü geçen ‘gerginliğin azaltılması’ terimi, öncelikle birçok grubu aldatma mesabesindeydi. Yani ‘gerginliğin azaltılması’ bazılarının anladığı gibi savaşın bitmesi veya durması manasında değildi. Bu terim tamamıyla grupların bitirilmesi veya kısa bir süreliğine, mesela doğu bölgelerinin, demiryolunun doğusunun ve Guta’nın rejimin eline geçmesine kadar rahatlatılması amacıyla dondurulması anlamındaydı.
Ebu Asim el Şami (Doğu Guta’nın eski genel askeri sorumlusu)
Ebu Asim el Şami: Astana Konferansı, Şam cihadını fiili olarak baskı altına alan ilk yol haritasıydı. İşgalci Ruslara sorunların çözümü için temel garantör konumunun verilmesiyle meşruiyet boyası çalındı. Ruslar, Doğu Guta’daki gruplara geçici umutlar vaat ederken gruplardan, Tahriru'ş Şam Heyeti ile savaşılması ve Doğu Guta’dan çıkartılması isteniyordu. Burada gerginliğin azaltılması, esirlerin serbest bırakılması, yaralıların çıkartılması, yol açılması veya kuşatmanın hafifletilmesi gibi bir şey gerçekleşmedi. Bilakis Tahriru'ş Şam Heyeti’nin kesinlikle bulunmadığı birçok bölgede bile siviller bombalandı.
Ebu Malik el Şami: Devletler, Suriye rejiminin Esed önderliğinde yönetimde kalması için anlaştılar. Barış görüşmeleri olarak isimlendirilen siyasi çözüm, rejim için sadece halk tarafından tanınmak ve halkın rejim yönetimine geri dönmesinden başka bir anlam ifade etmiyordu ki bilfiil gerçekleşiyor.
Ebu Muhammed el Cevlani: Astan Konferansına katılan ve meşruiyet boyası ile boyanan gruplar, doğru bir ifade ile aldatıldılar. Bunlardan bazılarına kendilerini kandırmaya devam etmeleri emredildi. Diğerleri ise işlerin nasıl yürüdüğünü ve etraflarında dönen durumları bilmiyorlar ve bu şekilde tuzağa düşüyorlar. Bölge için askeri çözüm üretmekten aciz kaldıktan sonra siyasi çözüme sığındılar ki siyasi çözümün gerçek anlamı, halkın, rejimin halen görevde olan liderliğine ve rejimin bağrına geri dönmesidir.
Ebu Abdullah el Dimeşki (Doğu Guta’dan bir ilim talebesi)
Ebu Abdullah el Dimeşki: Grupların Astana’yı kabul etmesinin en büyük sebebi ekonomik ve politik arzulardı. Bu gruplar, devrimin başlangıcından beri yedi sene boyunca ekonomik ve politik teşvikler ile terbiye ediliyor ve gruplara bu şekilde 'gaz' veriliyordu. Gruplara mal veriliyordu ve sonra ilk olarak zorunlu olmasa da bazı talepler iletiliyordu. Daha sonra belirli zaman aralıklarında savaşmamak, başka yönlerde gereksiz saldırılar başlatmak gibi talepler zorunlu birer görev gibi istenmeye başlandı. Siyasi çözüm Astana’yı imzalayan devletler tarafından ilk olarak önerildiğinde, mal ile baskı altına alma, susturma ve zorlama yöntemi grupların Astana’yı imzalaması için kullanıldı.
Ebu Malik el Şami: Bu gruplar Astana’ya katılmamış olsalardı Astana meşruiyet kazanmayacak ve devam da etmeyecekti. Asıl olan bu tarz konferansları reddetmek ve bunlara karşı koymaktır.
Ebu Muhammed el Cevlani: Bize göre, biz Astana’yı reddettik. Astana’yı engellemek için birçok yöntem kullandık. Demiryolunun doğusunda savaştık, orayı teslim etmedik ve dört ay o bölgede savaştık. Birkaç operasyon yapmaya çalıştık ki Astana’ya katılan devletlerin, İran, rejim ve Rusya’nın gittiği yönde herhangi bir katkı sağlamayalım.
Ebu Abdullah el Dimeşki: Bazı gruplar Astana fikrini kabul etti, üstlendi ve başarıya ulaşması için çalıştı. Tahriru'ş Şam Heyeti bu durumu kabul etmedi ve Astana Konferansı'nı ve bina edildiği fikri başarısız kılma yolunda elinden geleni yaptı. Bu yolda yapılan çalışmaların en önemlisi ise Guta’daki Tahriru'ş Şam Heyeti mücahitleri tarafından gerçekleştirilen seçkin bir fedai operasyonu oldu ki mücahitler bu operasyon ile Şam’ın kalbine kadar ulaştılar.
Ebu Asim el Şami: Kafr Suseh operasyonu çok önemliydi. Operasyonun hedefi Astana Konferansını başarısızlığa uğratmakla beraber birçok Rus askeri danışmanın öldürülmesiydi. Tabi ki bu operasyon yedi veya sekiz ay süren uzun bir gözetleme süreci sonunda gerçekleşti. Operasyonun zamanının Astana Konferansı ile eş zamanlı olmasını tercih ettik. Operasyon sonucunda 16 Rus askeri danışman, korumaları ve ek olarak da desteğe gelen Nusayri askerler öldürüldü.
Ebu Abdullah el Dimeşki: Guta’daki mücahitlerin başarabildiği diğer bir operasyon ise Şam merkeze ulaşan büyük bir Rafizi grubunun hedef alınmasıydı. Mücahitler, başkent Şam’daki bu operasyonda yüzden fazla, necis Rafizi'nin 'kellesini almayı' başardı.
Ebu Asim el Şami: Astana’ya cevap olarak yapılan operasyonların bazıları askeri operasyon bazıları ise düşman hatları arkasına yapılan emni operasyonlar şeklindeydi. Kafr Suseh operasyonu ve Bab Sağir operasyonu gerçekleştirilen iki emni operasyondu. Askeri operasyon ise meşhur ‘Ey Allah’ın Kullar Sebat Edin!’ operasyonuydu ve Şam’a girmek hedefleniyordu.
Ceyşu'l İslam grubunun Suriye devrimindeki tek rolü sabotaj ve tahripti. Başarılı projeleri gözleyip, bu projelere giriyorlar ve sonunda odun parçasını kemiren kurtçuk gibi içi boşaltıyorlar. Ceyşu'l İslam’ın sabote ettiği projelerden en önemlileri ise Ceyşu'l Melahim oluşumu ve ‘Allahu A’la ve Ecel’ operasyonuydu.
Ebu Abdullah el Dimeşki: Ceyşu'l İslam, dışarıdan cihad fikrine sahip bir grup olarak görünmesine rağmen gerçekte asla yeryüzünde sebat etmek ve savunma yapmak gibi bir amaçları da yoktu. Ceyşu'l İslam’ın tek hayali bazı şartlar ile siyasi çözüme kavuşmaktı ki varacakları en iyi nokta küçük bir bölgede özerklik kazanmak olabilirdi ancak.
Ceyşu'l İslam grubunun Doğu Guta'daki bir askeri töreninden
Ebu Asim el Şami: Ceyşu'l İslam’ın açık bir ideolojisi olmadı. Bilakis sürekli yön ve renk değiştiren bir mızrak gibi oldular.
Ebu Abdullah el Dimeşki: Ceyşu'l İslam Astana sırasında direkt olarak bazı yönlendirmeler ile karşılaştı. Tahriru'ş Şam Heyeti’yle savaşmak bu yönlendirmelerin başını çekiyordu. Tabii ki Ceyşu'l İslam bu kararları açık bir şekilde uygulamaya başladı ve haricilerin fikirlerini taşıdıklarını iddia ettikleri Tahriru'ş Şam Heyeti’nin diğer grupların bölgeleri içinde bulunması sebebiyle Feylaku'r Rahman ve Ahraru'ş Şam gruplarıyla da savaştılar. Sadece Tahriru'ş Şam Heyeti’ni haricilik ile itham edip, ‘Tahriru'ş Şam Heyeti bu bölgelerde mevcut.’ diyerek bütün gruplar ile savaşıyorlardı.
Ebu Asim el Şami: Harasta operasyonu üç aşamadan oluşuyordu. Tahriru'ş Şam Heyeti destek kuvvet olarak ilk aşamadan itibaren savaşa katıldı. Operasyon sadece Motorlu Taşıtlar İdaresi’ni hedef alıyordu. Operasyonun asıl rolü ise ikinci ve üçüncü aşamada ortaya çıkıyordu. 'Acemi' mahallesi rejimin ilk savunma bölgesini oluşturuyordu. Bu bölge farklı rütbelerden birçok subay ve başkentteki asıl operasyon odası bulunmaktaydı.
Harasta bölgesinde rejime karşı gerçekleştirilen bombalı araç saldırısından
Acemi mahallesi operasyonu altı aylık zorlu bir çalışma sonucundaki hazırlıklar ile başladı. Tüneller ve siperler kazıldı. Bazı noktalar daha güvenli ve hazırlıklı hale getirildi. Rejimin Guta’yı almak için uygulayacağı senaryo ise şöyleydi: Motorlu Taşıtlar İdaresi’nden birinci cepheyi açıp aynı zamanda Hoş Zavariyah bölgesinden ikinci cepheyi açacak sonra Şifoniyye bölgesinden geçip Mesraba ve Medyara bölgelerini alarak Guta’yı ikiye bölecekti.
Harasta savaşı sonucu Acemi Mahallesi tamamıyla özgürleştirildi. 25 rejim unsuru esir alındı. Motorlu Taşıtlar İdaresi içerisinde 400 rejim askeri ile birlikte kuşatıldı. Değişik rütbelere sahip 800’den fazla rejim askeri öldürüldü. Allah’ın izniyle rejimin senaryosu Motorlu Taşıtlar İdaresi tarafında başarısızlığa uğradı.
Ebu Muhammed el Cevlani: Başlangıç olarak bölgelerin düşmesinin ilk sebebi mücahitlerin gruplara bölünmüş olmasıydı. Ayrıca gruplar çoğunlukla gerçek hedeflerinden ve uğruna silah taşıdıkları amaçlarından sapıyorlardı. Her ayrılık ve ihtilafın cezası gerek yazgısal gerekse şer’i açıdan olsun, ümmetin düşmanlarının ümmetin çocuklarına musallat olmasıdır.
Ebu Asim el Şami: Guta’nın düşmesinin sebebi ne rejimin savaş gücüne ne de araç-gereç ve mühimmatına bağlıydı. Bilakis Ceyşu'l İslam’ın zayıflığı, kontrol altında tuttuğu bölgelerin seri şekilde düşmesi ve Ceyşu'l İslam’ın kendi askerlerindeki savaşma ve mücadele motivasyonlarını öldürmesi, Guta’nın düşmesinin asıl sebebidir.
Ebu Abdullah el Dimeşki: Allah yolunda cihad etmiş, fedakarlıklar yapmış olan Guta’daki bütün gruplardaki mücahitler! Allah’tan cihadınızı kabul etmesini, sizi yaralarınızdan dolayı mükafatlandırmasını diliyorum. Bu çekilmenizin sadece Allah yolunda bir hicret olduğunu hatırlayın. Rejimin sizleri buradan çıkartması Allah’ın izniyle mübarek bir hicrettir. Allah yüce kitabında buyurdu:(İster iradesi ile ister zorunlu olarak hicret etmiş olsun) ‘Ve Rabb'leri, onlara cevap verdi: "Ben, sizden; erkek olsun, kadın olsun -ki hepiniz birbirinizdensiniz- iyi şeyler yapanların yaptıklarının karşılığını zayi etmem." Onlar ki benim yolumda hicret edenler, yurtlarından çıkarılanlar, eziyet görenler, savaşanlar ve öldürülenlerdir. İşte bunların kötülüklerini örterim. Onların yaptıklarının karşılığı Allah'ın yanındadır. Kuşkusuz, onları içinden nehirler akan Cennetlere koyacağım. Karşılıkların en iyisi, Allah katındadır. Gerçeği yalanlayan nankörlerin, diyar diyar gezip dolaşmaları sakın seni aldatmasın. Bu, az bir yararlanmadır. Sonra varacakları yer Cehennem'dir. Orası ne kötü bir yerdir!’ (Ali İmran süresi, 195-197)
Ebu Malik el Şami: Son olarak Guta’da çıkartılan mücahit kardeşlerimiz- Allah onları hayırla mükafatlandırsın- bütün dünyaya akide üzerine sebat etmeyi ve geçen yıllar boyunca batıl karşı sebatı öğrettiler.
Ebu Muhammed el Cevlani: Ben diyorum ki Guta, Yermuk, Humus ve Kalemun’dan çıkan ve kuzey bölgelerine gelen bu kuvvetler kuzeydeki gücümüzü arttırdı. Gelecekte bütün kuzey grupları Allah’ın izniyle tekrar savaşacak, cihad ve devrim ruhu tekrar canlanacak ve Şam’ın kalbine kadar ilerleyecekler. Bu büyük musibet Allah’ın izniyle Şam’daki mücahitler için imtiyaza dönüşecek. Farklı bölgelerde ayrı duran mücahitlerin tek bölgede birleşmesi Allah’ın izniyle daha güçlü, maneviyat dolu operasyonlara sebep olacaktır.
Muhalif grup tarafından yayınlanan videodaki bazı kısımlar Mepa News takipçileri için tercüme edilmiştir. Yayınlanan videoda kullanılan dil ve ifadeler aynen aktarılmıştır.