Çin'in Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerine teknolojik destek sağladığı ortaya çıkan Huawei, birçok kesimin tepkisini toplamış durumda.
Son yıllarda oldukça büyüyen ve etkinlik alanını artıran şirket, aynı zamanda Çin'de iktidardaki Komünist Parti ile de yakın ilişkilere sahip.
Teknolojik ve istihbari yönden Komünist Parti ile birlikte hareket eden Huawei, bu paralelde Batılı devletlerin yaptırımlarına hedef olmuştu.
Son olarak ise geçtiğimiz yıl Huawei'nin geliştirdiği sofistike yüz tanıma sistemlerini Doğu Türkistan'da Müslüman Uygurları tespit etme amacıyla Çin yönetiminin hizmetine sunduğu ortaya çıkmıştı. Bu durum dünya çapında büyük ses getirmiş, Huawei'ye boykot çağrıları yapılmıştı.
Boykot çağrıları ve dengeler
Huawei'ye yönelik boykot çağrılarında dikkat çeken taraflar arasında İslami kesimler ve cihat yanlıları da bulunuyor.
Çin'in Doğu Türkistan'daki uygulamalarını eleştirenler arasında yer alan bu kesim, Huawei konusunda da bu eleştirilerini sürdürüyor.
Eleştiriler ve boykot çağrılarının yanında, ABD ile Çin arasındaki küresel güç rekabetinden doğan denge de eleştirilerde kendisine yer buluyor.
Bu kapsamda konuya dair yorum yapan üst düzey isimler boykotun gerekli olduğunu belirtirken, aynı zamanda ABD'nin çıkar eksenine girilmemesi ve bu hareketlerle ABD'ye dolaylı yoldan destek olunmasından kaçınılması görüşünde.
"Boykot edilse bile ABD'ye destek olunmamalı"
Konuya dair soruları yanıtlayan isimlerden biri, cihat yanlıları arasında açıklamaları yakından takip edilen Ebu Katade el Filistini.
Ebu Katade, Huawei'ye yönelik boykot kararının küresel siyasette sebep olacakları konusuna temas edenler arasında yer alıyor.
"Boykot kararının etkili olması için, fıkıh kuralları çerçevesinde ortak bir karar alınması gerektiğini" vurgulayan Ebu Katade, ABD-Çin rekabetine de vurgu yapıyor.
Huawei boykot edilse dahi ABD'nin safında yer almak gibi bir izlenimden kaçınılması gerektiğini belirten Ebu Katade şunları söylüyor: "Bu şirket şu an ABD ile savaş halinde olduğundan, ABD'nin safında, ABD'ye destekçi de olmak istemiyoruz."
"Alternatif cihazlara yönelin"
Huawei meselesinde görüşlerini paylaşan bir diğer isim, Suriye'de 10'uncu yılını dolduran savaşın tanınan isimlerinden Abdullah Muhaysini.
Muhaysini, konuya dair yaklaşımında, Huawei'nin boykot edilmesi gerektiği üzerinde duruyor.
Suudi Arabistanlı din adamı Muhaysini, Huawei ve Çin hükümeti arasındaki iş birliğini şu sözlerle açıklıyor: "Bilindiği üzere Huawei şirketi, komünist Çin yönetimini destekleyen en büyük şirketlerdendir. Bu şirket, komünist Çin yönetiminin Müslümanları öldürmesine destek olmaktadır. Yine bilindiği gibi bu yüz tanıma sistemi gibi yazılımlar, ehlimiz ve kardeşlerimiz olan Uygurların izlenmesinde ve takibinde kullanılıyor."
Kuran'daki "Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. (Hud Suresi, 113'üncü ayet)" ayetine atıf yapan Muhaysini, "Bu ayetteki ‘zulmedenlere meyil’ zulümlerinde onlara verilen destektir." ifadesini kullanıyor.
Huawei gibi şirketlerin boykot edilmesinin bir zaruret olduğunu söyleyen Muhaysini, bu cihazları kullanmama çağrısında bulunuyor: "Her Müslüman, bu cihazlardan uzak durmalıdır. Alternatif cihazlara yönelmelidirler ki hatta Müslümanların öldürülmesine destek olunmasın. İnsan bu davranışı ile Allah katında sevap kazanmış olur. Hatta değiştirdiği cihazlarda daha fazla bereket bulacaktır inşallah. Çünkü Allah, kendisi için bir şeyden vazgeçene daha hayırlısını verir."
"Haram denilemese de boykot edilmeli"
Huawei'nin boykot edilmesine yönelik görüşünü aktaran bir diğer isim ise, yine cihat yanlısı kesimlerin yakından takip ettiği Ebu Muhammed el Makdisi.
Filistin asıllı din adamı, bu ve benzeri ürünleri boykot etmenin "müstehap" olduğunu vurguluyor: "Kaçınma imkanı olanlar, ihtiyaç duymayanlar için Müslümanlara karşı savaşan kafirleri zayıflatmak amacıyla ürünlerini satın almamak müstehaptır."
Müslümanların birbirlerine yardımcı olması gerektiğini ifade eden Makdisi, durumun yalnızca Çin'e karşı değil, diğer güçlere karşı da geçerli olduğunu belirtiyor: "Müslümanın Müslüman kardeşine yardımı ve düşmanının ekonomisini güçlendirmemesi için muayyen şartlar gereği bu vacip hükmüne de girebilir. Bu Çin'e has değil tüm kafirler için geçerli."
Makdisi, İslam Peygamberi Hz. Muhammed'in Müslüman olmayanlarla alışveriş yaptığı bilindiği için buna haram denilmesinin zor olduğunu şu sözlerle ifade ediyor: "Ama mübahta da kullanabilen bir ürüne dair boykot gereği haramdır hükmünü vermeyi genellemekten kaçınırım. Özellikle de Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in kafirlerle alışverişi sabit olduğu için."
Makdisi meseleye dair son olarak şunları söylüyor: "Müslümanları bu tarz boykotlara yönlendirip, haram lafzını kullanmaktan kaçınmakla yetiniyorum. Bu da şu anlama gelmektedir ki bu cihaza ihtiyacı olan, yaşadığı yerde alternatifini bulamayan için satın almasında bir sakınca yoktur, buna kötü gözle bakılmamalıdır. Allah en doğrusunu bilendir."
"Çin Müslümanlara savaş açtı"
Huawei ve Çin'e dair açıklamalarda bulunan bir diğer isim, Suriyeli muhalif din adamı Abdurrezzak el Mehdi.
"Çin ile ilişkileri kesmenin dini bir sorumluluk" olduğunu ifade eden El Mehdi, Çin'in "İslam'a ve Müslümanlara savaş açtığını" dile getiriyor.
"Huawei şirketinin Çin yönetimine bağlı olduğunu ve Çin istihbaratına çalıştığını" vurgulayan Suriyeli din adamı, Huawei kullanmayı bırakmanın dini bir mecburiyet olduğunu savunuyor. El Mehdi, Çin malları daha uygun olduğu için onların tercih edilmemesi gerektiğini söyleyerek, Hz. Muhammed'in "Bir şeyi Allah için bıraktığınızda Allah size daha hayırlısını verir." hadisini hatırlatıyor.
Kaynak: Mepa News