Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Beyaz Saray Güvenlik Danışmanı John Bolton'ın Türkiye’deki ekonomik durum ve Katar'ın yatırım kararıyla ilgili açıklamalarını, "Bu ifadeler, Trump yönetiminin bir NATO müttefikini ekonomik savaşın hedefi haline getirdiğinin itirafıdır. Fakat bu mesele Türkiye ile sınırlı değildir" sözleriyle değerlendirdi.
Reuters Haber Ajansı'na açıklama yapan Kalın, Bolton’ın Türkiye’deki ekonomik durum ve Katar'ın yatırım kararıyla ilgili söylediklerinin daha vahim bir durumu işaret etttiğine dikkati çekti. Bolton'ın ifadelerinin "Trump yönetiminin bir NATO müttefikini ekonomik savaşın hedefi haline getirdiğinin itirafı" olduğunu belirten Kalın, meselenin Türkiye ile sınırlı olmadığını kaydetti.
Kalın, Trump yönetimi bugüne kadar Meksika, Kanada, Küba, Çin, Rusya, İran, AB, Almanya ve diğer ülkelerle benzer çatışmalara girdiğini ve ticaret, vergi ve yaptırım gibi unsurları küresel bir ticaret savaşı başlatmak için kullanma niyetinde olduğunu gösterdiğini bildirdi.
Bu yaklaşımın serbest piyasa kurallarına aykırı olduğunu, ABD'nin vergiye ilişkin kararlarının da Dünya Ticaret Örgütü’nün kurallarına aykırı olduğunu belirten Kalın, Türkiye, Hindistan, Çin Halk Cumhuriyeti, İsviçre, Norveç, Kanada, Rusya, Meksika ve Avrupa Birliği'nin çelik ve alüminyum ürünlerine ek vergi koyan ABD'yi Uluslararası Ticaret Mahkemesi'ne şikayet ettiğini hatırlattı. "Dolayısıyla ortada küresel bir sorun var. Türkiye ile ABD arasında yaşanan sorun, Trump yönetiminin dünya ile yaşadığı sorunların bir parçası olarak ortaya çıkmıştır." ifadelerini kullanan Kalın, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin kimseyle ekonomik bir savaş başlatmak gibi bir niyeti yoktur. Fakat kendi ekonomisine ve yargısına yönelik saldırılara sessiz kalması beklenemez. Türkiye yasaklayıcı ve cezalandırıcı yaklaşımlara karşı dünyayla birlike hareket edecek ve ulusal çıkarlarına her zeminde sahip çıkacaktır. Son dönemde Türkiye’ye destek olmak için yapılan açıklamalar ülkemizin doğru yolda olduğunu göstermektedir. Dost ve kardeş ülke Katar’ın 15 milyar dolarlık yatırım kararı piyasalar üzerinde rahatlatıcı bir etki yapmıştır. Katar’ın bu tavrını takdirle karşılıyoruz. Türkiye-Katar ilişkileri her düzeyde bundan sonra da güçlenmeye devam edecektir."
Öte yandan Almanya, Fransa, İtalya, Rusya, Çin ve İran gibi ülkelerin yaptığı destek açıklamalarının da önemli olduğunu vurgulayan Kalın, Türk lirasına yönelik saldırıları bertaraf etmek için atılan adımların olumlu sonuç verdiğini kaydetti.
ABD'nin tavrını eleştiren Kalın, "Bu tür siyasi, hukuki ve ekonomik tavırlar müttefiklik ruhuna sığmaz. Bunlar NATO'nun kuruluş ilkelerine de aykırıdır. Nitekim pek çok NATO ülkesi de ABD yönetiminin bu tutumundan rahatsız olduğunu açıkça ifade etmektedir. Son dönemde ABD yönetiminin izlediği politikalar, NATO ittifakının temel ilke ve değerleriyle çelişmektedir. Türkiye'ye karşı bir ekonomik savaş açıldığının itirafı mahiyetindeki açıklamaların kabul edilmesi mümkün değildir." ifadelerini kullandı.
Papaz Brunson davası
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Papaz Brunson davasına ilişkin de Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olduğuna işaret etti. Kalın, "Rahip Brunson davası da hukuki bir davadır. Şahıs hakkında devam eden bir yargı süreci vardır. ABD'nin yargı sürecini yok sayarak bir takım taleplerde bulunması elbette kabul edilemez. ABD kendi ülkesinde yapamadığını bir başka ülkeden talep edemez." değerlendirmesini yaptı.
Her fırsatta yargı bağımsızlığı konusunda Türkiye'ye ve başka ülkelere tavsiyelerde bulunan, hatta onları töhmet altında bulunduran ABD'nin devam eden bir yargı süreci hakkında keyfi yorum ve taleplerde bulunmasının dikkate değer bir durum olduğunu belirten Kalın, "Bir kişinin rahip yahut din adamı olması, tek başına suçsuz ve masum olması için yeterli bir karine değildir. Karar mercisi yargıdır ve ABD dahil herkes Türk yargısının vereceği karara saygı duymak zorundadır. Şu ana kadar olduğu gibi bu kural bundan sonra da geçerlidir." ifadesini kullandı.