İçişleri Bakanı Süleyman Soylu HaberTürk kanalında organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla aranan Sedat Peker'in sosyal medyadan yayınladığı videolar ve kendisine yönelttiği ithamları değerlendirdi.
Habertürk'te Açık ve Net Özel'e konuk olan Soylu, Kübra Par moderatörlüğünde; gazeteciler Merdan Yanardağ, İsmail Saymaz, Veyis Ateş ve Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtladı.
'Organize suç şüphelisinin iftiralarının hepsi saçmadır'
"Organize suç şüphelisinin iftiralarının hepsi saçmadır. Baktım ki, bir eleman bir 'spikerlik' yapıyor. Bir sözcülük ortaya koyuyor. İddiaları ve iftiraları tamamen boş olsa da devlete laf ediyor, Türkiye’ye güya kendi adına vesayet ortaya koymaya çalışıyor güya, tırnak içinde. Ve herkese ipiniz elimde diyor ve Türkiye’de bir sessizlik hakim"
"Özne ben değilim. Türkiye bir operasyona tabi tutuluyor. Hedef Türkiye'dir. (Sedat Peker'in) iftiraları tamamen boş olsa da devleti hedef alıyor, vesayet ortaya koymaya çalışıyor ve bir sessizlik hakim"
"Bir, ben hükümetin üyesisiyim. AKP'de görev alıyorum. Yalın kılıç mücadelemize (terörle mücadelemize) devam ediyoruz. (...) Ben çok açık ve net söyliyeyim. Bu operasyonu Türkiye'nin üzerine gelen bir operasyon olarak gördüm. Vatandaş nezdinde ortaya koyduğumuz bu davranışlara karşı bizim kendimizi daha rahat ifade edebileceğimizi anladım ve ortaya çıktım."
Neden Peker'e ses çıkarmadınız?
İçişleri Bakanı Soylu, “Sedat Peker Rize'den Edirne'ye kadar AK Parti için mitingler düzenledi. AK Parti'nin aile fotoğrafına girdi. AK Partililer kendisini çok seviyordu. Siz 2012 yılında tecavüz dosyası var diyorsunuz. Bu zamana kadar neden ses çıkarmadınız Peker'e?” sorusuna "Genellemek çok yanlış olur" cevabını verdi.
'Adam benim her şeyime küfrediyor, takipsizlikle övünüyor'
"Adam benim her şeyime küfrediyor, takipsizlikle övünüyor. Hangi partiyse, sadece AK Parti ile ilişkisi yok ki. CHP’li Gürsel Tekin’in attığı tweeti sen de biliyorsun, ben de biliyorum. Bütün bunların tamamı organize suç mensuplarının birtakım yerel zaafiyetlerden istifade ederek meşruiyet sağlamalarıdır".
'Her korumanın kime verildiğini bu dönemde de bilemeyebilirim'
"İstanbul’da verilen her korumanın kime verildiğini bu dönemde de bilemeyebilirim. Sadece özel koruma vardı, o benim onayımla verilir. Yakın koruma ise İl Emniyet Müdürü tehditleri belirler, öyle verilir. Benim dönemimde bunun sayısı 5 bine düştü. Bunun yüzde 40’ı da hakim ve savcılarda"
Soylu, Peker’in korumasının olduğunu 2018’de öğrendiğinde ise korumanın kaldırılmasını istediğini söyledi: "İstihbarat Başkanımız, ‘Bir operasyondayız, biraz sabredin’ dedi. Operasyonun ardından da kaldırdık korumayı".
'Hürriyet'in basılması olayı hakkında bilgim yok'
Süleyman Soylu, Peker'in eski AK Parti milletvekili Metin Külünk'e ve Hürriyet'in basılması olayına ilişkin iddialarına ve "İşlem yapılacak mı?" sorusuna şu cevabı verdi: "Bu konuyla ilgili herhangi bir bilgim yok. Kaçmam, biliyorsam söylerim. Organize suç örgütü mensupları her yere sızıp veya hırsızlar, benim adımı kullanan en az 30 kişi hapse girdi. Hakikatten bazıları tanıyor, istismar etmek isteyen kimse yok mu sizin isimlerinizi? Organize suç örgütleri kendilerini devlete yanaşık göstermeye çalışır. Bu adam, Rize'de bir adam öldürülüyor, öldüren bunlar, ya bayramda mahkeme toplanıyor, olay ortadan kalkıyor. 1998, 99, 2000. Eğer ben bunları söylemezsem, ifade etmezsem sorumlu hissederim kendimi. İpe sapa gelmez iddiaları doğru kabul edersek İçişleri Bakanı'nı da yargılarız, bu ülkenin bütün yöneticilerini de yargılarız."
Kutlu Adalı cinayeti
"Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili KOM Daire'ye talimat verdim. O şahıs (Atilla Peker) ise ruhsatsız silah nedeniyle gözaltına alındı. Aslında Adalı cinayetinden alınması gerekirdi."
"Ben niye iddiaları ciddiye almayayım? Benim görevim önleyiciliktir. Meseleyi gördüğüm an meseleye müdahale etmektir görevim"
"En ufak bir şey varsa, eğer açık duruyorsa bu bizim namus meselemizdir. Kıbrıs içinde kim yaptıysa bedelini ödemekle mükelleftir. Bizim dönemimizde bir Hablemitoğlu, onun dışında bir tane faili meçhul cinayet var mı? Biz terörle mücadele ediyoruz değil mi? 4,5 yıldır bakanlık yapıyorum ben, iç güvenlikle ilgili terörle mücadele meselesi kime ait? Ne olursunuz söyleyin, eğer böyle bir şey varsa, bakın ben boş kağıda imza atmaya hazırım, terörle mücadelede bu başarının altında gayri hukuki, beyaz toros, faili meçhul cinayetler varsa, getirin boş kağıtlar getirin istifa edeyim."
Sedat Peker, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın, Kutlu Adalı'yı öldürtmek için kendisinden tetikçi talep ettiğini iddia etmişti.
Türkiye'de işkence iddiaları: 'Önümüze en ufak bir şey koyamadılar'
"Uluslararası Af Örgütü'nün muhatabıyız. Biz acayip de mücadeleler yaptık. Özellikle FETÖ'nün, salonda şey yapılan fotoğrafları vardı ya, bu insanlığa aykırıdır falan. Burada biz bu Af Örgütü'yle ilgili her seferinde karşı karşıya geliriz, onlar Türkiye'ye gideceği yeri söylerler, göndeririz, her yeri ziyaret ederler. 4,5 yıldır işkenceyle ilgili en ufak bir şey önümüze koymadılar. İnsan hakları derneklerinin hepsi siyasal gözlükle bakarlar."
'Mehmet Ağar'a karşı hareket ettik'
Sayın Ağar meselesine gelirsek, 1995'te DYP'den ilçe başkanıyım. Sayın Çiller'in desteklediği adaya karşı kazandım. O zaman Sayın Ağar milletvekiliydi. Biz Mehmet Ağar'a karşı o dönem karşı hareket ettik. 1999 geçti 2002'de Çiller'le genel başkan kim olabilir diye konuşuldu. 32 yaşındayım o zaman. Sayın Çiller beni severdi. Ufuk Söylemez olur dedi olmaz dedim. Kemal Çelik olur dedi, olmaz dedim. Böyle bir sürü isim konuşuldu. En sonunda kendimi istiyorum sandı. Sen olursun dedi, sayın başbakanım ben çocuğum dedim. İlhan Kesici olabilir dedim. Biz İlhan Kesici'yle birlikte Mehmet Ağar'a karşı pozisyon aldık.
'Ağar'ın Marina'da görev alması doğru değil'
Peki Sayın Ağar'ın bir Marina'da görev alması doğru mu. Zinhar doğru değil. Ben olsam 48 saat içerisinde ayrılırım. Kardeşi olarak söylüyorum.
Biz bu insanlara alan açarsak Allah muhafaza Türkiye'yi başka yerden toplarız.
'10 bin dolar alan AK Partili kim?'
İçişleri Bakanı, "10 bin dolar alan AK Partili kim? Dönüş biletimdi diyor sizin için? bunlara ne diyorsunuz?" sorusuna şu cevabı verdi: "Balkanların en büyük suç örgütü liderini Antalya'da yakaladık. Kafasına çuval geçirip gönderdik. Sonra Azerbaycanlı bir örgüt lideri Türkiye'de iş yapmak istedi ve yakaladık. Mahkeme bu kişiyi geri gönderme merkezinden Azerbaycan'a gönderdik. Sonra döndü Türkiye'nin her tarafında hareket etti. Ve Antalya'da öldürüldü. Mindia var başımın belası Gürcü. Gürcistan bunu istemedi. Hapse koyuyoruz anlaşıyoruz, çıkıyor. En sonunda kimse istemedi Beyaz Rusya'ya gönderdik."
"İstanbul’da 2018’de başlayan soruşturma emniyetten 2019 galiba kasım ayında, suç örgütü elebaşısı yurt dışına çıktı. Emniyet’ten dosya fezlekeyle adliyeye gitti. Adliyeden üç gün sonra yurt dışına çıktı. O tarihten, bundan 3 ay öncesine kadar İstanbul Emniyet Müdürü ‘bu dosyayı ne yapacağız’ dediği zaman ‘gereğini yerine getirin’ dedim. İşlem niçin yapılmadı? Bunun sorumlusu ben değilim. Ben bu meselenin nasıl olduğunu, hukuki izahatını isteyeceğim."
"Hadi Özışık’a telefon açtım, ‘Yaptığın çok yanlış memleketi de sattın, bizi de sattın’ dedim"
"Hadi Özışık’ı 30 yıldır tanırım. Çıksın ‘yanlıştır’ desin. Bir insanın işsiz kalması kötü bir şey değil, gazeteci. Babam dedi ki ‘Hadi’yi yanına al’ dedi. O zaman iyi de iş çıkardı. Gazetelerde haberlerim çıkıyordu. İnternethaber’in kurulmasında da benim etkim oldu. Ben bugünün adamı değilim. Yardım ettiğim ve destek verdiğim insandan bir şey istemem, hiçbir şey istemem. On binlerce insana el uzatıyorum ben.
Şurada cep telefonum var. 13’ünde ilk veya ikinci videosunda Hadi Özışık’la ilgili söz söylediği andan itibaren bütün kimyam altüst oldu. Ben onunla onun böyle bir ilişki kurabildiğini. Bundan 6 ay önce beni aramış. Hatırlamıyorum, sonra hatırlattı. ‘Bu adam benimle Youtube programı yapmak istiyor’ dedi. ‘Zinhar’ dedim. ‘Bu kesinlikle yanlış, işine bak’ dedim. Sebebi de şu; Sedat Peker, Berat Albayrak ve Serhat Albarak’a yürüyor. Benim de etkim olduğunu söylüyor. Hadi Özışık’ı uzun yıllardır tanıyorum. Benim iki tane tanıdığım vardır. Bu sayıyı artırmam. Bir tanesi Mahmut abi, Mahmut Övür’dür. Allah rahmet eylesin bir tanesi de Şakir Süter’di. Akşam’da yazardı. Ailece hemhal olmuştuk.
Hadi Özışık’a telefon açtım, ‘Yaptığın çok yanlış memleketi de sattın, bizi de sattın’ dedim. Sonra aklıma geldi. Bir dönem beni aramış Munbarız Rasimov ile haber yapmış. Aradım telefonla ‘yanlış işler yapıyorsun, hükümeti suçluyorsun, bunlar sana yakışmaz’ dedim. Yakınlığımız dolayısıyla kriminal mesele olduğu için bunu benden bilebilirler bu çok ayıp bir şey dedim. Ben böyle söyleyince attığı mesaj şu, ‘Seni Sedat Peker’e sattım öyle mi, ben dostlarımı satmam, ama sen inandın beni sattın’ dedi. ‘Ben bu adamla ilgili hiç konuşmadığım halde seni sattım öyle mi?’ Ben devletin İçişleri Bakanıyım. Bir genç kıza tecavüz eden adamın önünü nasıl açabilirim. Allah rızası için söyleyin."
'Sayın Cumhurbaşkanım benim liderimdir'
Sayın Cumhurbaşkanım benim liderimdir. Bizim nasıl görev yaptığımızı, AK Parti’nin Türkiye’de nasıl bir yer oluşturduğunu, neyi temsil ettiğini bilen millet bunun nasıl bir operasyon olduğunu ve bu konuda neyin murad edildiğini en iyi şekilde bilmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız da. Daha kimler kimler çıkacaklar, genel değerlendirmelerini Türkiye’nin hukuk ve adaleti için ortaya koyacaklardır. Sayın Cumhurbaşkanımız açıklama yaptı, çok net bir şekilde söyledi.
'Onun Bylock konuşmaları elimizde'
"Türkiye Cumhuriyeti devleti güçlü bir devlettir. Bunu böyle bir klişe cümle olarak söylüyor değilim. Bütün dünya üzerimize gelirken Doğu Akdeniz'de biz varız, Libya'da biz varız. Karabağ'da, Suriye'de, Kuzey Irak'ta biz varız. Bunların hepsi Türkiye'nin rüyasında görüp inanmayacağı adımlardır. 15 Temmuz'da Amerika'nın bize yaptıklarına rağmen attığımız adımlardır."
"Bu suç örgütü lideri Türkiye Cumhuriyeti devletinden özür dileyecek, adalete teslim olacak, kuzu kuzu cezaevine girecek, cezasını çekecek. Çıktığında etrafındaki şebeleklerle iletişim kurmayacak. Cezasını çekecek, bu bedeli ödeyecek. Bir taraftan Fethullah Gülen'e methiyeler dizeceksin... Bu yakayı kurtaramayacak. ByLock konuşmalarında nelerin geçtiğini, onun için nelerin ifade edildiğini tek tek biliyoruz. Bir yalan makinesiyle karşı karşıyayız. Ben 24 FG 0202'yi kiraladım diyor. Bu araba kiralık değil, yalan söylüyor. Eşi Özge Peker'in üzerine. Özge Peker bütün mali suç hareketlerini gerçekleştiren unsur. Herkese bir çağrım var, bu suç örgütüyle ilişkide bulunan herkes bunun bedelini ödeyecektir. Kimse bunun aykırısında bir şey düşünmesin. Hukuk mu, demokrasi mi üstün, yoksa yıllardan beri Türkiye'yi derin bir yapıya teslim etmeyi odaklamış dış güçler, yani Amerika dahil olmak üzere, onlar mı üstün bunu göreceğiz."
'BBC Türkçe dezenformasyon kanalıdır'
(BBC Türkçe'deki Peker haberi için) BBC Türkçe bir dezenformasyon kanalıdır. Burada bir yanlışlık var. İngiltere'yi de uyardım bunun için. Kimin Türkiye'ye operasyon çektiğini hep beraber biliyoruz."
'Peker'den 10 bin dolar alan siyasetçiyi savcıya söyleyeceğim'
Soylu gazetecilerin, "Peker'den 10 bin dolar alan siyasetçi" iddiasındaki ismin kim olduğunu tekrar sorması üzerine "10 bin dolar alan siyasetçiyi savcıya söyleyeceğim" dedi. Soylu, "Parlamenter mi, değil mi?” sorusu üzerine, “Siyasetçi” diye konuştu.
'Benim istifa edeceğim hiçbir hukuki dayanak yok'
Ben Türkiye'de en çok istifası istenen adamlardan biriyim. Parlamenter sistemde de hakkında en çok gensoru verilen adamım. Ne olursunuz, elinizi vicdanınıza koyun, bir deli bir kuyuya taş atmış, diyorsunuz ki İçişleri Bakanı'nı çıkaralım. Çıkar sadece onu değil, şunu da şunu da diyebilir. Çıkar 5 milyon dolar para gönderdim diyebilir. Kim var hayatımın bir noktasında benim?
Soylu, "İstifayı düşünüyor musunuz?" sorusuna "Hiç düşünmedim. Benim istifa edeceğim hiçbir hukuki dayanak yok" cevabını verdi.
Binali Yıldırım'ın oğlu Erkam Yıldırım hakkındaki iddialar
Süleyman Soylu, Sedat Peker'in Binali Yıldırım'ın oğlu Erkam Yıldırım ile ilgili iddialarıyla ilgili şunları söyledi: "Bu ateşi yakmayın ya. Yapmayın, rica ediyorum. Dünyanın en iğrenç yalanlarını meydana getirip siyasetin ana malzemesi yapmak bir operasyondur. Adamın birisinin yalanları üzerinden ülkede başbakanlık yapmış kişiye bu ithamların yapılmasına izin vermeyin."
Kaynak: Euronews