Yemen'deki beşinci yılına giren iç savaşta hayatını kaybeden sivillerin sayısının artması İngiltere'nin Suudi Arabistan'a sattığı silahların tekrar tartışmaya açılmasına neden oldu.
Bu mesele yedi soruda ele alındı.
Bu üç ülkeyi ne bir araya getiriyor?
Suudi Arabistan, dünyanın en büyük silah alıcısı konumunda.
Bir yandan da Arap dünyasının en yoksul ülkesi olan komşusu Yemen'de isyancılara karşı bir savaş yürütüyor.
İngiltere ise hükümetin geçen yıl açıkladığı rapora göre dünyanın en büyük ikinci silah satıcısı konumunda. Silah ihracatının yüzden 40'ından fazlasını ise tek bir ülkeye, Suudi Arabistan'a gerçekleştiriyor.
2019 yılındaki rapora göre Suudi Arabistan'ın Yemen savaşındaki ortağı Birleşik Arap Emirlikleri de büyük silah alıcılarından biri konumunda.
Yemen'deki durum nasıl?
Aktivistler ve İngiltere'deki muhalif milletvekilleri milyarlarca pound değerindeki bu ticaretin Yemen'deki savaşta üstlendiği rolü tartışıyor.
Birleşmiş Milletler'e göre Mart 2020 itibariyle Suudilerin öncülüğündeki koalisyonun bombardımanı sonucu en az 7.700 sivil hayatını kaybetti.
Başka gözlem kuruluşları çok daha yüksek rakamlar veriyor.
ABD merkezli Silahlı Çatışma Lokasyon ve Olay Veri Projesi'ne (ACLED) göre Ekim 2019 itibarıyla Yemen'de 12 bini sivil olmak üzere 100 bin kişi hayatını kaybetti.
24 milyonluk ülkenin neredeyse yüzde 80'i insani yardım ve korumaya muhtaç.
360 bini beş yaşın altında olmak üzere 2 milyon çocuğun yetersiz beslendiği tahmin ediliyor.
İngiliz hükümeti ne söylüyor?
Geçen yıl insan hakları aktivistleri bir mahkeme kararıyla İngiltere'nin Suudi Arabistan'a silah satışını engelleyerek büyük bir zafer kazanmıştı.
Bu da hükümete Yemen'de uluslararası hukukun ihlal edilip edilmediğine dair politikalarını gözden geçirmesi için ciddi bir çağrı oldu.
Ancak bir yıl sonra hükümet silah satışına devam edeceğini duyurdu.
Ticaret Bakanı Liz Truss, "Suudi Arabistan, uluslararası insani kanunlara uymaya niyetli ve bunu gerçekleştirme kapasitesi var" diyerek milletvekillerine yazdığı mektubunda insan hakları ihlallerine dair iddiaların sadece münferit birkaç olaydan ve durumdan oluştuğunu aktardı.
Eleştiriler ne yönde?
İşçi Partisi'nden muhalefetin uluslararası ticaret sözcüsü olan Emily Thornberry, hükümetin iddialarının savunulur bir tarafının olmadığını söyleyerek bu durumun İngiltere'nin insan hakları savunucusu unvanına ters düştüğünü söyledi.
Silah Ticaretine Karşı Kampanya (CAAT) adındaki kuruluş da hükümetin duruşunun ahlaki olarak çökmüş olduğunu belirtiyor.
Ortadoğu'daki hava saldırılarında ne kadar sivilin öldüğünü takip eden İngiltere merkezli gözlem kuruluşu Airwars ise hükümeitn Suudi Arabistan'a yeşil ışık yakmak için kullandığı metodolojinin güvenilir olduğunun şüpheli olduğunu aktardı.
Suudi Arabistan'a gelene kadar İngiltere'nin kendi hava saldırılarıyla ilgili istatistiklerinin bile güvenilir olmadığı kaydedildi.
Airwars, ABD öncülüğünde Suriye ve Irak'ta IŞİD'e karşı yürütülen hava saldırılarında İngiltere'nin hava güçlerinin sadece bir sivilin ölümünde rol oynadığını ileri sürdüğünü, ancak bu sayının 8-13 bin arasında olduğunu öne sürüyor.
Söz konusu para ne kadar?
CAAT, 2015 yılında Yemen savaşı başladığından beri İngiltere'nin Suudi Arabistan'a 5,3 milyar pound değerinde silah sattığını kaydediyor.
CAAT'e göre bu dönemde birkaç milyar pound değerinde silah anlaşması da Suudi Arabistan'ın Körfez'deki müttefikleri ile yapıldı.
Ancak örgüte göre bu rakamlar açık lisans altında yapılan silah satışlarını ve İngiltere'nin BAE Systems adındaki savunma şirketi üzerinden verilen teknik ve lojistik desteği içermiyor.
CAAT'e göre Yemen'deki savaş başladığından beri Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyona yapılan toplam satışın değeri en az 16 milyar pound.
İngiltere hükümeti aynı zamanda İngiltere'deki Suudi askeri personeline askeri bilgi, taktik ve eğitim de veriyor.
Sadece İngiltere mi silah satıyor?
ABD'nin ticaret anlaşması yanında İngiltere'ninki çok daha küçük kalıyor.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'ne (SIPRI) göre 2015-2019 arasında Suudi Arabistan'ın silah ithalatının yüzde 73'ü ABD'den geldi.
Ardından yüzde 13 ile İngiltere, sonra da yüzde 4,3 ile Fransa geliyor.
SIPRI'den kıdemli araştırmacı Pieter D. Wezeman, son beş yıldaki ABD'nin silah ihracatının yarısının Ortadoğu'ya, bunun yarısının da Suudi Arabistan'a gittiğini söylüyor.
Yemen'deki muhalif Husilerin İran tarafından desteklendiği düşünüldüğünden Suudi Arabistan ve ortağı Birleşik Arap Emirlikleri, ABD Başkanı Donald Trump tarafından İran'ın bölgedeki faaliyetlerine karşı bir siper olarak görülüyor.
Gelecek nasıl görünüyor?
İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, Financial Times gazetesi için yazdığı makalede İngiltere'nin Yemen'e barış getirmeye çalıştığını, Almanya ve İsveç ile BM'nin bölgedeki faaliyetleri için 365 milyon dolar daha verdiklerini açıkladı.
Tıbbi merkezlerin sadece yarısının çalıştığı Yemen ise kolera dışında şimdi koronavirüs salgınıyla uğraşıyor.
Nisan ayında Suudi Arabistan koronavirüs salgını yüzünden ateşkes ilan etse de Husiler buna başkent Sana ve liman kenti El Hudeyde'ye ablukanın kaldırılması gerektiği talebiyle karşı çıktı.
BM, koronavirüs yüzünden yaşanacak ölümlerin, son beş yılda savaş yüzünden yaşanan ölümleri geçebileceği uyarısında bulunuyor.