İngiltere Başbakanı Rishi Sunak bugün yaptığı açıklamada, 2050 net sıfır karbon salımı hedefi doğrultusunda Kuzey Denizi'nde yaklaşık 100 adet yeni petrol ve doğal gaz arama ve üretme lisansının onaylandığını duyurdu.
Sunak, fosil yakıt kullanımından kaynaklı karbondioksit salımlarının yeni açılacak karbon yakalama tesisleri tarafından yakalanıp Kuzey Denizi'nin altında depolanacağını söyledi.
Sunak bugün İskoçya'ya yaptığı ziyarette karbon yakalama projelerine milyarlarca sterlinlik fon sağlanacağını doğruladı.
100 yeni lisans, 100 ayrı noktada üretim yapılacağı anlamına gelmiyor. BBC İklim ve Çevre Araştırmacısı Mark Poynting'in aktardığına göre ilk petrol veya gaz keşfinden üretim kararı verilmesine kadar ortalama 25 yıl geçiyor, üretim de bundan üç yıl sonra mümkün oluyor.
Dünya genelinde bilim insanları ve çevre aktivistleri, İngiltere'nin yeni sondaj lisansları vermesinin net sıfır hedefleriyle uyumlu olmadığını söylüyor.
Bugün BBC'ye konuşan Sunak ise yeni fosil yakıt keşiflerinin önemini şöyle vurguladı:
"2050'de net sıfıra ulaştığımızda, enerji ihtiyacımızın dörtte biri hâlâ petrol ve doğal gazdan karşılanacak ve yerli doğalgaz üretiminin karbon ayak izi, ithal doğal gazın yaklaşık dörtte biri oranında.
"Yani enerjimiz için yabancı diktatörlere güvenmemek, sadece enerji güvenliliğimiz için değil, aynı zamanda istihdam ve çevre için de daha iyi. Enerjiyi dünyanın bir ucundan ithal edip karbon ayak izimizi 2-3 kat fazlalaştırmanın bir anlamı yok."
Sunak, bu kararın İngiltere'nin enerji güvenliliğini, "Putin'in savaşının etkisinin tam ortasında" güçlendireceğini ekledi.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından İngiltere dahil birçok ülke Rusya'ya çeşitli yaptırımlar uygulamaya başladı. Bunlardan biri de Rusya'dan alınan fosil yakıtlara getirilen sınırlamaydı.
İngiltere bir yıldan uzun süredir Rus gazı ithal etmedi. Ancak bu ülkedeki enerji fiyatlarının ciddi oranda artmasına neden oldu. Fiyatlardaki yükseklik seyri hala devam ediyor.
Birçok uzman ve çevreci, bugün yapılan açıklamanın İngiltere'nin iklim hedefleriyle uyumlu olmadığını, daha fazla karbon salımına yol açacağını söylüyor.
Sera gazı salımları, güneşten gelen ısıyı atmosferde hapsediyor ve dünya yüzeyinde ısınmayı artırıyor.
Peki yeni petrol ve doğal gaz projelerinin neden olduğu karbon salımları nasıl azaltılacak?
Karbon yakalama teknolojisi nedir?
İklim değişikliğinin en kötü olası sonuçlarını yaşamak istemiyorsak, 2050 yılında karbon emisyonunda "net sıfırı" yakalamış olmamız, yani atmosfere saldığımız ve bertaraf ettiğimiz karbondioksit oranını eşitlemiş olmamız gerekiyor.
İklim uzmanları, çok daha hızlı bir şekilde harekete geçilmediği takdirde İngiltere'nin 2050 net sıfır hedefinin gerisinde kalacağını söylüyor.
Sunak ise bu hedefe "pragmatik ve orantılı bir şekilde", "ailelere gereksiz yere maliyet ve yük getirmeden" ulaşmaya kararlı olduğunu belirtiyor.
Sunak bugün yaptığı açıklamada fosil yakıt kullanımından ortaya çıkan sera gazı salımlarının karbon yakalama teknolojileriyle bertaraf edileceğini söyledi.
Hükümet, karbon yakalama ve depolama tesislerine yaklaşık 20 milyar sterlinlik fon sağlayacak.
Ağaç dikiminden, karbondioksiti toprağa çekmeyi sağlayan tarım pratiklerine kadar bir dizi doğal yöntem, atmosferdeki karbondioksiti azaltmanın basit ve ucuz yöntemleri olarak uygulanıyor.
1970'lerden bu yana, karbon yakalama ve depolama teknolojileri de hızlı olası çözümler olarak ortaya atılıyor.
BBC İklim Muhabiri Justin Rowlatt'ın aktardığına göre bazı endüstriler net sıfır hedefine daha hızlı adapte olabilirken çelik ve çimento fabrikaları ile tarım ve havacılıkta karbonsuzlaşma daha zor olabilir.
Bu noktada karbon yakalama ve depolama teknolojileri devreye giriyor.
Bu teknolojilerle doğrudan fabrikadan veya tarım alanından veya daha sonra havadan karbondioksit emisyonlarının yakalanması hedefleniyor.
İngiltere örneğinde bu karbondioksit daha sonra Kuzey Denizi'ndeki tükenmiş petrol ve doğal gaz rezervuarlarına pompalanıyor ve sonsuza kadar burada depolanıyor.
Bazı bölgelerde de karbon yerin altındaki kayalarda tutuluyor.
Fosil yakıt kullanımını tetikler mi?
Bazı uzmanlar ve çevreciler karbon yakalama ve depolama yöntemine şüpheyle yaklaşıyor.
Ana endişeleri, bu teknolojilerin emisyonu azaltmaktansa, hızlı çözüm yollarına odaklanıyor olması.
Uluslararası iklim kuruluşu Global Witness'ın 2021'de yaptığı araştırmaya göre bu teknolojiler karbon emisyonlarının zamanında azaltılması için güvenilir bir çözüm olmamasının yanında, daha fazla petrol çıkarılmasına da neden olabiliyor.
Araştırmaya göre emisyonu durdurmanın en iyi yolu, fosil yakıt kullanmamak.
Imperial College London'dan iklim araştırmacısı Piera Patrizio da, "Bazı çevreciler, karbon yakalamayı geliştirme yöntemlerine harcanan paranın, temiz enerjinin kullanımını artırmak için harcanması gerektiğine inanıyor" diyor ve ekliyor:
"Ancak durumun aciliyetini düşündüğümüzde, karbon giderimi yapmamız gerekiyor ve bu teknolojilere ihtiyacımız olmadığını düşünmek gerçekçi değil."
Tepkiler ne oldu?
Hükümet danışmanları, İngiltere'de karbon yakalama ve depolama teknolojileri olmadan 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmanın neredeyse imkansız olacağını iddia ediyor.
Ancak bazı çevre aktivistleri ve uzmanlar, bunun fosil yakıt endüstrisini sürdürmek için bir bahane olarak kullanılabileceğinden endişe ediyor.
İngiliz yardım kuruluşu Oxfam'in İskoçya Başkanı Jamie Livingstone, Kuzey Denizi'nde petrol ve doğalgaz projelerinin desteklenmesinin, "İngiltere hükümeti tarafından dar görüşlü ve bencilce bir karar" olduğunu söyledi.
Birleşmiş Milletler'in fosil yakıtlara "küresel bağımlılığı" sona erdirme sözünün altını çizen Livingstone, kararın "İngiltere'nin iklim taahhütlerini çiğnediğini" söyledi.
İskoçya İşçi Partisi'nin Ekonomi Sözcüsü Daniel Johnson, İngiltere hükümetinin karbon yakalama teknolojilerine yatırım yapmak için geç kaldığını düşünüyor.
İşçi Partisi'nin Kuzey Denizi'nde yeni keşif projelerini desteklemeyeceğini söyleyen Johnson, "Daha fazla petrol çıkararak iklim hedeflerimize ulaşmayı bekleyemeyiz” diyor.
Yeşiller Partisi de yeni arama ruhsatlarını “mümkün olan en kötü seçenek” olarak nitelendiriyor.
Karara şüpheyle yaklaştığını belirten Greenpeace'in bilim ekibi lideri Dr Doug Parr da, "Bu kararın fosil yakıtların sürekli kullanımına dayanacağını düşünüyoruz" diyor.
Kaynak: BBC Türkçe