İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), İsrail'i, işgal altındaki Filistinlilere ve İsrail içindeki Arap azınlığa karşı 'insanlığa karşı suç teşkil eden apartheid ve zulüm politikaları yürütmekle' suçladı.
HRW, İsrail'in 'Filistinlilere yönelik ayrımcı politikalar nedeniyle uluslararası apartheid ve zulüm başlıklarından suçlu olduğunu bildirdi.
New York merkezli kuruluşun bugün yayınladığı "Eşik geçildi, İsrail Yetkilileri Apartheid ve Zulüm Suçları" bağlıklı 213 sayfalık raporda İsrail'in apartheid dönemi Güney Afrikası ile karşılaştırılmadığı daha ziyade "belirli eylemlerin ve politikaların" uluslararası hukukta tanımlandığı gibi apartheid oluşturup oluşturmadığının değerlendirildiğinin altı çizildi.
Raporda, Orta Doğu ihtilafını öncelikle iki taraf arasındaki toprak anlaşmazlığı olarak değil, nüfusun yarısını oluşturan Filistinlilerin, Yahudilere tanınan temel haklardan sistematik olarak mahrum bırakıldığı tek bir rejim olduğuna işaret ediliyor.
HRW'nin raporunda, 'apartheid ve zulüm suçları' olarak tanımlanan politikalara örnek olarak, "İsrail'in Filistinlilerin hareketilerine kısıtlamalar getirmesi ve 1967 Orta Doğu savaşının ardından işgal altındaki topraklarda Yahudi yerleşimleri oluşturmak için Filistinlilere ait topraklara el koyması" gösterildi.
İsrail liderlerinin kamuoyuna yaptığı açıklamalar ve resmi politikalara atıfta bulunulan raporda, İsrail'in "sistematik baskı" ve "insanlık dışı eylemler" ile birlikte Yahudi İsraillilerin, Filistinliler üzerindeki (ırksal) hakimiyetini sürdürme niyetini gösterdiğini savunuyor.
"Bu üç unsur bir araya geldiğinde, apartheid suçu anlamına gelir" değerlendirmesinde bulunulan raporda şu ifadelere yer veriliyor:
"İsrailli yetkililer, İsrail ve (Filistin toprakları) genelinde, Yahudi İsraillilerin yararına toprak ve demografik kontrol uygulayarak Filistinliler üzerindeki hakimiyetini sürdürme niyeti güdüyorlar"
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün 'zulüm' suçlamasında ise "işgal altındaki topraklarda araziye el koyma, bina izinlerinin sistematik olarak reddedilmesi, ev yıkımı ve hareket özgürlüğü ile onlarca yıldır temel insan haklarına yönelik süren geniş çaplı kısıtlamalar' da dahil olmak üzere ağır suistimaller" işlendiği yer aldı.
İsrail'de ve İsrail'in elinde tutmak istediği topraklardaki Yahudi nüfusu çoğunluğunun sağlanmasının amaçlandığı çeşitli politikaların altı çiziliyor ve Filistinlileri ülkeden ayrılmaya teşvik eden (zorlayan) politikaların yanı sıra, Filistinlilerin genel olarak İsrail kontrolü altındaki dağınık yerleşim bölgelerine hapsedildiği ifade ediliyor.
Raporla ilgili konuşan İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün İsrail-Filistin Bölge Direktörü Omar Şakir, "Bugün İsrail hükümeti, esas olarak Ürdün Nehri ile Akdeniz arasında, eşit büyüklükte iki grubun yaşadığı bölgeyi yönetiyor. Bu bölgelerde İsrail hükümeti, Yahudi İsraillileri tek bir yasalar ve ayrıcalıklar sistemi altında yöneterek yöntemsel olarak ayrıcalıklı hale getiriyor. Filistinlileri ise yaşadıkları yere göre çeşitli yoğunluk derecelerinde sistematik olarak bastırıyor. Uluslararası toplumun yaklaşımının temelini oluşturan varsayımlar, bunun geçici bir durum olduğu, bir barış sürecinin yakında sorunu çözeceği fikri, İsrail'in Filistinliler üzerindeki köklü, ayrımcı egemenliğinin bu gerçekliğini gölgeledi. Artık dobra dobra konuşmanın zamanı geldi; gerçekleri olduğu gibi tanıyın. Milyonlarca Filistinli için gerçek, apartheid ve zulümdür." değerlendirmesinde bulundu.
İsrail, ülke sınırları içindeki Arap azınlığa tam haklar sağladığını öne sürerek suçlamayı şiddetle reddetti.
İsrail Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, "hem mantıksız hem de yanlış" olduğu öne sürülen rapor reddedildi.
Ayrıca bakanlık, HRW'yi "İsrail karşıtı bir gündem" barındırmakla suçladı ve grubun "yıllardır İsrail'e karşı boykotları teşvik etmek" istediğini ileri sürdü.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, raporu memnuniyetle karşıladı.
Kaynak: Euronews