Irak’ta 2003 Amerikan işgali sonrasında politikacılar arasında ortaya çıkan, daha sonra İran müdahaleleri sonucunda tabana yayılan mezhep gerilimi, Arap Baharı ve iç savaş sürecinde Suriye’de yaşananlarla birleşince, farklı ideolojik gruplar için uygun bir zemin oluşmuştur.
Amerikan işgaline karşı direnişe geçen gruplar, zaman içinde Irak dışından gelenlerle birlikte çok dağınık bir görüntü arz etmeye başlamıştır. Irak ve Suriye halkları arasındaki coğrafi birlik, yakın bağlar ve krizleri tetikleyen dış unsurun (İran) aynı olması, iki ülkede de maruz kaldıkları dışlanma ve aşağılanmadan dolayı öfke içinde olan Sünni gençlerin farklı örgütlere katılımını hızlandırmıştır.
Bu ise onları, sonuçlarını düşünmeden içine düştükleri durumdan kendilerini kurtaracağına inandıkları IŞİD örgütüne yardım etmeye sevk etmiştir. Örgütün önemli bir kayıp vermeden hızlı bir şekilde tüm bu topraklara hâkim olması, gerçek gücünden daha çok, Irak toplumundaki bu güvenlik zaafından kaynaklanmıştır.