İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Said Hatipzade Viyana müzakereleriyle ilgili olarak yaptığı açıklamada İran'ın dar kapsamlı ve geçici bir anlaşma yerine geniş kapsamlı ve kalıcı bir anlaşmadan yana olduğunu belirtti.
Said Hatipzade Viyana'da Avrupa Birliği (AB) ile doğrudan, ABD ile ise dolaylı olarak yürütülmekte olan görüşmelerin 7. turuna dair yaptığı değerlendirmede ilk 6 müzakerenin hazırlık olduğunu, anlaşma aşamasına ise bu müzakerede geçilebildiğini ifade etti.
Hatipzade, İran'ın 2015'teki anlaşmanın 2018'de bozulması tecrübesinden hareketle sadece nükleer alana da hapsolmayan geniş kapsamlı bir anlaşma istediğini bildirdi.
Hatipzade İran'ın kalıcı bir anlaşmadan yana olduğunu, anlaşmayı geçici olmaktan çıkarmanın yolunun ise tarafların keyfi olarak anlaşmadan çıkmasına engel olunacak maddelerin anlaşmaya dahil edilmesiyle sağlanacağı belirtti.
ABD ve AB ile İran'ın nükleer sorununun tarihçesi
ABD'nin geçmişten bu yana İran'a uyguladığı yaptırımların yanı sıra AB 2006'da İran'a uranyum zenginleştirme faaliyetleri nedeniyle yaptırım uygulamış, pazarlıklar sonrası Birleşmiş Milletler'in (BM) 5 daimi ülkesinin ortak kararıyla 2010'da BM de İran'a yaptırım uygulamaya başlamıştı.
Bu yaptırımların İran ekonomisine ağır bir darbe vurması üzerine başlatılan ve 2013'te Tahran'da iktidar değişikliğiyle hızlanan müzakerelerin akabinde İran ile ABD ve AB arasında 2015'te anlaşma sağlanmıştı.
Bu anlaşmaya göre İran uranyum zenginleştirme faaliyetlerini uranyumdan elektrik enerjisi üretilmesine yetecek sınırlarda durduracak, karşılığında ise İran'a yönelik yaptırımlar kaldırılacaktı.
Trump dönemi
2018'de ABD Başkanı Donald Trump İran'ın anlaşmaya uymadığı gerekçesiyle bu anlaşmadan çekilmiş, ABD yeniden İran'a yaptırım uygulamaya başlamıştı. ABD BM'ye üye tüm ülkelerden de 2015 öncesinde olduğu gibi İran'a yaptırım uygulamasını istese de bu teklifi genel olarak kabul edilmemişti.
İran'a bu kez yaptırım uygulamak istemeyen AB'nin öncülüğünde Viyana'da İran ile yeni bir anlaşma için müzakereler başlamış, ABD bu müzakerelere AB üzerinden dolaylı olarak dahil edilmişti.
Tarafların taleplerinin uyuşmazlığı anlaşmayı zorlaştırsa da İran konusunda daha ılımlı olan Biden yönetiminin yeni bir anlaşmayı kısmen kolaylaştırdığı belirtiliyor.
Kaynak: Mepa News