Yemen'deki Husiler İsrail, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer Batılı müttefiklerini, yabancı güçlerin ülkeye yönelik herhangi bir düşmanca hareketinin "vahim sonuçlar doğuracağı" ve "büyük bir bedeli olacağı" konusunda uyardı.
Yemen'in başkent Sana da dahil olmak üzere büyük bölümünü kontrol eden ancak uluslararası alanda tanınmayan İran destekli Husiler, İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı saldırılarda İsrail'e baskı yapmak için hayati önem taşıyan su yollarına neredeyse her gün saldırılar düzenleyerek denizlerdeki gerilimi tırmandırdı.
Husilerin siyasi bürosunun bir üyesi olan Ali el Kahum, "Yemen'in ABD, İsrail ya da diğer Batılı güçlerin herhangi bir askeri hamlesine karşılık vermek için tüm savunma seçenekleriyle hazır olduğunu" söyledi.
Cuma günü geç saatlerde Lübnan merkezli Al Mayadeen TV'ye verdiği mülakatta, "Husiler, ABD, İsrail ya da Batı'nın tehditlerine rağmen Filistin davasından vazgeçmeyecektir" diyen El Kahum, İsrail'e karşı saldırıların devam edeceğini de sözlerine ekledi.
Bu tehdit, dünyanın en büyük iki denizcilik şirketinin Husiler tarafından gemilere yapılan bir dizi saldırının ardından Kızıldeniz üzerinden yapılan tüm seferleri durduracaklarını açıkladıkları sırada geldi.
Danimarkalı denizcilik şirketi Maersk Cuma günü yaptığı açıklamada gemilerinin kilit öneme sahip Bab el Mandeb Boğazı'ndan geçişlerini askıya aldığını belirtirken, Alman konteyner taşımacılığı şirketi Hapag-Lloyd da Kızıldeniz'deki seferlerini Pazartesi gününe kadar durduracağını açıkladı.
Husiler gemilere yönelik saldırıların sorumluluğunu üstlendi ve "Gazze Şeridi'ndeki halkımızın ihtiyaç duyduğu gıda ve ilaç sağlanana kadar İsrail limanlarına giden tüm gemileri engellemeye devam edeceğiz.
İsrail limanları dışında dünyanın tüm limanlarına giden tüm gemilere hiçbir zarar görmeyecekleri ve kimlik cihazlarını açık tutmaları gerektiği konusunda güvence veriyoruz” dedi.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan Tel Aviv'de gazetecilere verdiği demeçte "Husiler deyim yerindeyse tetiği çekerken, silah İran tarafından onlara veriliyor" dedi.
Sullivan, Husilerin, büyük petrol ve mal sevkiyatları için hayati önem taşıyan Kızıldeniz'deki hareket özgürlüğünü tehdit ettiğini de söyledi.
Uluslararası ticaretin yaklaşık yüzde 40'ı Kızıldeniz'e, İsrail'in güney liman tesislerine ve Süveyş Kanalı'na açılan bu bölgeden geçiyor.
Bölgeden geçen gemiler için sigorta maliyetlerinin son günlerde arttığı ve petrol tankerleri gibi büyük gemiler için on binlerce doları bulduğu bildiriliyor.
Kızıldeniz'den geçen savaş gemileri iyi donanımlı ve misilleme yapabilecek durumdayken, ticari gemiler aynı korumaya sahip değil.
ABD, Birleşik Krallık ve Fransa'ya ait savaş gemileri bölgede devriye gezmeye devam ediyor ve Husiler tarafından fırlatılan birkaç füzeyi havada vurdular.
Cumartesi günü Birleşik Krallık Savunma Bakanı Grant Shapps, X'te yaptığı bir paylaşımda Birleşik Krallık'a ait HMS Diamond'ın Kızıldeniz'deki ticari gemileri hedef aldığından şüphelenilen bir saldırı dronunu Sea Viper füzesiyle düşürdüğünü söyledi.
Bu arada İsrail'de düzenlediği basın toplantısında Sullivan, ABD'nin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik devam eden tehditlerle başa çıkmak için "uluslararası toplumla, bölgedeki ve dünyanın her yerindeki ortaklarıyla birlikte çalıştığını" söyledi.
Kaynak: Mepa News