Azerbaycan ile Ermenistan arasında Dağlık Karabağ bölgesinde devam eden çatışmalar, İran'ın Ermenistan'a olan desteğini bir kez daha gündeme getirdi.
Bu durum, İran'ın Şii dünyasının lideri olmaya yönelik politika yürütmesine rağmen, büyük çoğunluğu Şii olarak Azerbaycan'a karşı Hristiyan Ermenistan'ı desteklemesinin nedenleri ile ilgili karmaşık soruları gündeme getiriyor.
Azerbaycan nüfusunun yüzde 85'inin Şii, yüzde 15'inin Sünni olması dikkat çekiyor.
Azerbaycan'ın İran'dan sonra en büyük Şii nüfusa sahip ikinci dünya ülkesi olduğu biliniyor.
Azerbaycan laik bir ülke olarak kabul görüyor. Nitekim Uluslararası araştırma şirketi Gallup, Azerbaycan'da yaptığı bir ankette, dinin günlük yaşamda sadece% 21'lik bir kısım için önemli bir etken olduğunu ortaya koydu.
Azerbaycan İran, Türkiye ve Rusya arasında coğrafi, siyasi, etnik ve tarihsel bakımdan bir orta ülke olarak kabul görürken Azerbaycan lehçesi, Türkiye Türkçesine en yakın lehçe olarak ifade ediliyor.
Aynı şekilde Azeriler şu anda İran nüfusunun yaklaşık% 16'sını oluşturuyor.
Sovyetler birliği, 1946'da İran'ın Azerbaycan bölgesinde başkenti Tebriz şehri olan Marksist Azerbaycan Milli Hükümetini kurdururken devletin başkanı Azeri düşünür Seyyid Cafer Pişevari olmuştu.
Ancak bölgenin bağımsızlık ilanından yaklaşık 14 ay sonra İran, ABD'nin de desteğini alarak kanlı bir biçimde bu toprakları yeniden kontrolü altına aldı.
Milliyetçilik ve mezhepçilik
Ankara'daki Orsam Araştırma Merkezi'nde araştırmacı olan Ali Bakır, Al Jazeera'ya verdiği röportajda "Azerbaycan Cumhuriyeti vatandaşları Türk etnik kökenine mensuptur. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yeni kurulan devletlerin çoğu dini temelden ziyade ulusal temelde kurulduğundan, milliyetçilik diğer unsurlardan önceliklidir.
Dolayısıyla bu açıdan Azeriler kendilerini mezhepçilik üzerinden değil Türk kimliği açısından değerlendirmektedir. Şiiler ama bu nedenden ötürü Türkiye'ye İran'dan daha yakınlar.'' ifadelerini kullandı.
Bakır, "İranlılar, Azerbaycan Cumhuriyeti vatandaşlarını Ehl-i Beyt'e sadakatte, Lübnan, Irak, Bahreyn ve diğer ülkelerdeki kendilerine bağlı Şiiler gibi görmüyorlar.'' diyerek ekledi.
Ali Bakır, ''Azerbaycan'ın laik-ulusal modeli benimsemesinin kendisini İran'ın sunduğu dini-mezhepçi modelle tam bir çelişki içine soktuğunu, buna ek olarak iki tarafın temsil ettiği çelişkili model nedeniyle birbirlerine büyük bir endişeyle baktığını'' belirtti.
Bakır'a göre, Mezhepçilik faktörü, İran tarafının, (laik-ulusal) Azerbaycan modelinin başarısının İran modeli (Mezhepçilik) için bir tehdit oluşturacağından korkmasıyla ortaya çıkmış durumda.
''Böylelikle Azerbaycan modeli İranlı Şiiler ve İranlı Azeriler için de İran dini yönetim modelini zayıflatacak şekilde çekici hale geliyor.
Azerbaycan, İran rejiminin uyguladığı devrimi ihraç etme politikasından her zaman korkmuş ve bu nedenle Batı'ya yaklaşarak kendini korumuştur. Özellikle İran'ın Batının Tahran üzerindeki baskısını hafifletmek için Rusya'ya yönelmesi, iki taraf arasındaki uçurumun genişlemesine yardımcı oldu.''
Araştırmacı Bakır, ''İran Ermenistan'a daha yakın. Zira iki ülke de halklarını harekete geçirmek için dine ve mezhepçiliğe güveniyor. Aynı şekilde Hıristiyan Ermenistan, Azerbaycan'ın aksine, İran modeline bir tehdit oluşturmuyor.'' şeklinde devam etti.
Bakır, ''Rusya'nın, eski Sovyet imparatorluğunun, İran'ın ise tarihsel olarak Büyük Pers kültürünün bir parçası olarak gördüğü alanlarda kendilerine rakip olarak gördükleri Türk rolü karşısında Moskova'nın çıkarlarının Tahran'ın çıkarlarıyla kesiştiğini'' aktardı.
''Bu nedenle, Sovyetler Birliği'nin dağılmasının hemen ardından Moskova, Kafkasya ve Orta Asya'daki Sünni yükselişiyle yüzleşmek için İran'a bu bölgede geniş bir pay bırakmayı tercih etti. Dolayısıyla İran'ın Ermenistan'la duruşu aslında Azerbaycan'daki Şiilere karşı değil, Tahran'ın Türkiye'ye karşı bir duruşudur. Aynı zamanda bu İran'ın ve Rusya'nın bölgedeki çıkarlarını koruyor."
Siyasi ve tarihsel nedenler
Öte yandan Gazeteci Resul Tosun, ''İran, Hristiyan Ermenistan'ı komşusu Azerbaycan'ın gücünün artmasından korktuğu için destekliyor ayrıca Azerbaycan'ın çıkarına hareket etmelerinden korkulan milyonlarca Azerbaycanlı kuzey İran'da yaşıyor. Bu nedenle İran, Ermenistan'ı siyasi nedenlerle destekliyor.'' ifadelerini kullandı.
Resul Tosun, Sünni Türkiye'nin Şii Azerbaycan'a verdiği destek hususunda ise ''Bunun milliyetçi nedenlerden kaynaklandığını, çünkü Azerilerin çoğunun Türk vatandaşı olduğunu, doğalgaz ve petrol gibi ekonomik nedenlerin yanı sıra stratejik nedenlerin de bulunduğunu, Azerbaycan'ın, Türkiye'nin doğuya açılan coğrafi kapısı olduğunu'' belirtti.
Tosun, Ankara'nın Ermenistan'a yönelik düşmanlığının nedeniyle ilgili olarak, bunu ''Türkiye ile Ermenistan arasındaki tarihi anlaşmazlığa, Ermenistan'ın, Ermeni soykırımı iddialarına bağlılığına ve Ankara'dan bunu tanımaları talebine'' bağladı.
Gözlemciler, Ankara'nın Bakü'ye verdiği destekle Kafkasya bölgesinde Rusya sınırında bir yer edinmeye, Rusya ile müzakerelerinde güçlü bir baskı kartına sahip olmaya ve böylelikle Suriye ile Libya dosyasında Moskova'dan tavizler almaya çalıştığına inanıyor.
Ermenistan Rusya Büyükelçisi Vardan Toghanyan, Türkiye'nin Suriye'den Azerbaycan'a yaklaşık 4 bin savaşçı gönderdiğini öne sürmüş, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev ise iddia için "saçmalık" demişti.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Karabağ, Ermenistan ve Azerbaycan arasında bir gerilim bölgesi haline geldi. Karabağ Ermenileri, Karabağ’ın Sovyet Azerbaycan’dan Sovyet Ermenistan’a geçmesi gerektiğini talep etmesiyle tırmanan gerilim 20 yılı aşkın bir süredir devam ediyor.
Taraflar arasındaki ateşkese rağmen Azerbaycan ve bölgeyi işgal eden Ermenistan sınırında sık sık çatışma yaşanmaya devam ediyor. Gerilim bölgedeki doğalgaz ve petrol boru hattı koridoru dolayısıyla uluslararası kamuoyu tarafından da yakından takip ediliyor.
Kaynak: Mepa News, Al Jazeera