İran'da İslam Peygamberi Hazreti Muhammed hakkında aşağılayıcı sözler sarf etmek genellikle beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılıyor. Ancak Dini Lider Ali Hamaney'in gözde din adamlarından biri bu ayın başında aynı suçu işlemekle suçlandığında, bu durum müesses nizam tarafından kayda değer bir sessizlikle karşılandı.
Resmi bir tepkinin olmaması, nüfuz sahibi aşırı muhafazakar din adamı Ali Rıza Panahian'ın cezasız kalmasına izin veren çifte standarda işaret etmekte gecikmeyen öfkeli İranlıların gözünden kaçmadı.
Panahian, devlet televizyonunda yaptığı siyasi bir yorum sırasında "manevi kıskançlık" konusunu ele alarak Peygamber'in "aksi, asık suratlı" (گوشتتلخ) biri olduğunu ve "ne kendisi ne de İmam Ali için bir dost edinmediğini" söyledi.
Panahian'ın yorumları kısa sürede yaygın bir öfkeye neden oldu ve muhafazakarlar da dahil olmak üzere pek çok İranlı bu yorumları hakaret olarak nitelendirdi.
Saygın ve tanınmış bir vaiz olan Hüseyin Ensariyan Panahyan'ı kınayarak şunları söyledi: "Peygamber asık suratlı biri miydi? Peygamber'e bunu söylemekten daha utanç verici bir şey var mı?"
Öte yandan, devlet televizyonunda canlı yayınlanan bir vaaz sırasında aşırı muhafazakar hatip Mansur Arzi şunları söyledi: "Açık konuşmalıyız. Kim Peygamber'in nahoş biri olduğunu söylerse bilsin ki perişan olmuştur, sonu iyi olmayacaktır."
Arzi'nin Panahian'a yönelik sert eleştirisinin hemen ardından yayının kesilmesi dikkat çekti.
Tepkilerin ardından Panahian, sözlerini "kıskanç" insanların Peygamber hakkında söylediklerini çarpıttığını iddia ederek savundu. Ancak Ensariyan kendisini eleştirince Panahyan bir özür yayınladı.
Ancak bu özür, İslam Peygamberi Hazreti Muhammed'e hakaret etmeleri halinde reformcuları hızla hapse gönderecek olan çifte standarda yönelik eleştirileri bastırmaya yetmedi. Yorumlarından kısa bir süre sonra Panahian, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile yüksek düzeyli bir ekonomi toplantısında görüldü.
"Eğer biz bu kelimeyi kullanmış olsaydık, bizi şikayet ederlerdi. Ama kendi içlerinden biri bunu söylediğinde, yanlış söylediğini iddia ediyorlar." diyor bağımsız bir din adamı olan Hasan Ağamiri.
Hukuk uzmanı Muhsin Borhani, yargıdaki mevcut uygulamaya göre Panahian'ın ifadelerinin hakaret olduğunu ve 1 ila 5 yıl hapisle cezalandırılabileceğini söyledi.
Ali Rıza Panahian kimdir?
59 yaşındaki Panahian, Hamaney'in en sevdiği din adamlarından biri olarak kabul ediliyor. Mahmud Ahmedinecad'ın yeniden seçildiği tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından 2009 yılında İran Devrim Muhafızları'na yakın bir siyasi-dini örgüt olan Ammar Üssü adlı düşünce kuruluşunun kurucuları arasında yer aldı.
Reformistler seçimlerde hile yapıldığını düşünmüş ve milyonlarca İranlı sonuçları protesto etmek için sokaklara dökülmüştü. Protestolar şiddetle bastırılmış ve düzinelerce protestocu öldürülmüştü.
Bu kargaşanın ortasında Ammar düşünce kuruluşu kamuoyunu muhafazakârlar ve Hamaney lehine siyasi ve kültürel olarak etkilemeye çalıştı.
Adını vermek istemeyen deneyimli bir siyasi gazeteci Middle East Eye'a yaptığı açıklamada, "Belki de Ammar Üssü Panahian'ın hayatındaki en önemli siyasi dönüm noktası olarak kabul edilebilir ve İslam Cumhuriyeti'ndeki iktidarın çekirdeği ile yakından ilişkili hale gelmesine neden oldu" dedi.
Panahian tartışmalı açıklamalarıyla da tanınıyor. 2013 yılında 2009 protestocularını IŞİD destekçileri olarak nitelendirmiş ve "fitnecilerin" "idamla cezalandırılması" gerektiğini söylemişti.
Din adamı son olarak, Mahsa Amini'nin ahlak polisinin gözetimi altındayken ölümünün ardından 2022'de düzenlenen rejim karşıtı gösterileri "vahşi adamların ayaklanması" olarak nitelendirdi ve göstericileri "terbiyesizlik, küfür ve vahşi cinayetlerle" suçladı.
Güvenlik güçleri protestoculara acımasızca müdahale ederek reform çağrısında bulunan yüzlerce kişiyi öldürdü.
Panahian'ın projesi
İranlı uzmanlar, son yıllarda Panahian tarafından yürütülen "projenin" İslam Cumhuriyeti destekçileri için özel olarak tasarlanmış bir siyasi Şiilik perspektifi sunduğunu söylüyor.
Öncelikle İran liderliğine odaklanan proje, liderlerin karşılaşabileceği beklenen ihtiyaç ve zorlukları ele alıyor. Sonuç olarak gözlemciler bu durumun Panahian'ın açıklamalarını yakından izlemeyi zorunlu hale getirdiğine inanıyor.
"Çağdaş Şii söylemleri arasında Panahian'ın projesinde öne çıkardığı söylem ve yorum en halk ve toplum karşıtı söylem ve yorum olarak göze çarpıyor. Bu söylem çoğunluk karşıtı ve oligarşik bir nitelik taşıyor" diyor sosyolog ve din araştırmacısı Muhsin Hesam Mazaheri Telegram'da.
"Bu söylemde kitleler sürekli olarak cehaletleri, materyalizmleri ve konfor arzuları nedeniyle eleştiriliyor."
"Bu yorumda öngörülen toplum, boyun eğen bir toplumdur."
Kum'da yaşayan bir siyasi analist, Panahian'ın hiçbir zaman devlet görevlerinde bulunmamış ve diğer din adamları gibi yüksek dini eğitim almamış olmasına rağmen, müesses nizamın kendisine aşırı muhafazakar söylemlerini yayması için ihtiyaç duyduğu sahneyi uzun zamandır sağladığını söyledi.
İsminin açıklanmasını istemeyen bir analist, "Geçtiğimiz on yıl boyunca kendi fikirlerini ve ortaklarının fikirlerini yaymak ve genişletmek için devlet tarafından işletilen çok sayıda platforma sahip oldu. Şii din adamlarının görüşleri yerine bir şekilde kendi radikal görüşlerini tanıttı."
"Panahian, yeni nesil muhafazakarların yetişmesi için nezaket İslam'ı yerine radikal ve sert bir İslam versiyonu sunuyor."
İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan ve eskiden müesses nizamın bir parçası olan bir din adamı, Panahian'ın dini ve Şii mezhebini İslam Cumhuriyeti'nin mevcut siyasi iklimine ve eğilimlerine göre teorileştirmeye ve tanımlamaya çalıştığını ve bunun bir sorun olduğuna inandığını söyledi.
"Din, Peygamber ve imamların öğretileri ve davranışları, dini kaynakların açık metinleriyle çelişse bile, İslam Cumhuriyeti'nin davranış ve politikalarına ve karşılaştığı zorluklara göre yorumlanıyor" dedi.
Kaynak: Mepa News, Middle East Eye