4 Ekim'de Gürcistan'ın başkenti Tiflis'te Gürcü ordusuyla birlikte tatbikata başlayan Türkiye ve Azerbaycan ordularının 5-8 Ekim tarihleri arasında ise Nahçıvan'da tatbikata başlayacağı açıklandı.
Azerbaycan'ın birkaç hafta önce, Ermenistan kontrolündeki kasabalar olan Kapan ve Goris arasında seyahat ederken yolun Azerbaycan kontrolündeki kısmını kullandıkları gerekçesiyle iki İranlı kamyon şoförünü gözaltına almış, bu olay ilişkileri kötüleştirmişti.
Tahran, ne zaman sonlanacağını açıklamadığı son tatbikatın Azerbaycan'a karşı değil, 'IŞİD' ve İsrail'e karşı olduğu konusunda ısrarcı.
İran, ülkesinin kuzeybatı kesiminde 'IŞİD militanlarının' olduğu görüşünde.
Fakat ne İsrail'in Azerbaycan ile ilişkisi ne de bölgede 'IŞİD militanları' olduğuna dair İran söylemi yeni değil.
Bu yüzden İran ile Azerbaycan arasındaki gerilimin neden şimdi arttığı merak konusu.
Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev de 27 Eylül'de Anadolu Ajansı'na verdiği söyleşide aynı soruyu sormuştu:
"Her ülke kendi topraklarında istediği askeri tatbikatı yapabilir, bu onun egemenlik hakkı.
"Fakat bunu bir zaman kesitinde analiz ettiğimizde bunun hiçbir zaman olmadığını görüyoruz. Neden şimdi ve neden bizim sınırımızda?
"Bu soruları ben değil, Azerbaycan toplumu soruyor. Bu soruyu dünyadaki Azerbaycanlılar soruyor."
İran'ın 'IŞİD' söylemi
İran Kuvvetleri Komutanı Kiyumars Haydari 1 Ekim'de tatbikat başlamadan saatler önce yaptığı açıklamada "IŞİD militanlarının bölgeyi terk edip etmediğinden emin değiliz" dedi.
İran'ın kuzeybatı kesiminde 'IŞİD' varlığı olduğunu belirten Haydari, bunların "Ermenistan-Azerbaycan çatışması sırasında, taraflardan biri tarafından bölgeye davet edildiğini" söyledi.
İran, Dağlık Karabağ'da geçen yıl çıkan çatışmalar sırasında, Suriye'deki bazı militanların Azerbaycan saflarında çatışması için bölgeye gönderildiğini daha önce de iddia etmişti.
İran hükümetinin Suriye'deki çatışmalara dair söyleminde, Beşar Esed'e karşı çıkan tüm silahlı güçlere "IŞİD" deniyor.
İsrail varlığı
Azerbaycan ve İsrail yıllardır yakın ilişkilere sahip.
Bu ilişki, Dağlık Karabağ çatışması sırasında da kendini gösterdi, İsrail Azerbaycan ile büyük bir silah ticareti anlaşması imzaladı.
İran ise bu iki ülkenin işbirliğini eleştiriyor ve sınırları yakınında İsrail varlığı istemediğini söylüyor.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan 30 Eylül'de Tahran'daki Azeri temsilciliğine ilettiği mesajda "İran İslam Cumhuriyeti, İsrail'in ulusal güvenliği tehdit oluşturmaması için gerekli olan her şeyi yapacak" dedi.
Komutan Haydari de İsrail'in Güney Kafkasya'da bir varlığı bulunduğunu ve "İsrail ajanlarının İran sınırı yakınlarında faaliyet gösterdiğini" belirtti.
Bu iddialar hakkında 4 Ekim'de bir açıklama yapan Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Leyla Abdullayeva ise "Üçüncü bir ülkenin Azerbaycan-İran sınırında varlığı bulunduğuna dair iddiaları reddediyoruz, bunlar temelsizdir" dedi.
Türkiye etkisi
Dağlık Karabağ çatışması İsrail-Azerbaycan ilişkilerini güçlendirmenin yanı sıra Türkiye'nin de Güney Kafkasya'da etkili bir güç olmasını sağladı.
İran bu durumu hoşnutlukla karşılamadı.
Bakü ve Ankara geçen ay Azerbaycan'da iki askeri tatbikat düzenledi. Bunlardan biri Laçin bölgesinde, diğeri de Hazar Denizi'ndeydi.
İranlı yorumcular Hazar Denizi'ne komşu olmayan bir ülkenin o bölgede tatbikata katılmasına izin verdiği gerekçesiyle Azerbaycan'ı eleştirdi.
Kasım 2020'de Dağlık Karabağ çatışması sonlandığından bu yana İran'da iktidara yakın olan medya Türkiye'nin bölgede artan etkisini eleştiriyor ve Türkiye'nin İran ile Ermenistan'ın bağlantısını kesmeyi hedeflediğini öne sürüyor.
İran'ın korkusu, Zengezur Koridoru olarak bilinen ve Nahçivan ile Azerbaycan arasındaki bağlantıyı sağlaması planlanan koridorun İran ile Ermenistan arasındaki kara bağlantısını kesme ihtimali.
Bu koridorun kurulması geçen yıl Rusya aracılığıyla gerçekleştirilen ateşkes anlaşmasında kayda geçirilse de henüz bu yönde bir adım atılmış değil.
Kamyon şoförlerinin gözaltına alınmasının ardından, İran'da iktidara yakın Keyhan gazetesi Ankara'nın Bakü'ye İran kamyonlarının Ermenistan'a erişiminin kesilmesi yönünde baskı yaptığını öne sürdü.
İran Ruhani Lideri Ali Hamaney'e yakın olan gazete bir başka makalede ise ABD, Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan arasında "görünmez bir ittifakın" oluştuğunu ve bu ittifakın amacının İran ve Rusya aleyhine jeopolitik değişimler yapmak olduğunu iddia etti.
Gazeteye göre Ermenistan'ın "Batı yanlısı hükümeti" ülkenin güney kısmının Azerbaycan'a verilmesi karşılığında siyasi ve ekonomik kazanç elde etmek için ABD ile anlaştı.
Komutan Haydari açıklamasında "Bir ülkenin daha sınırlarının yabancılar tarafından bozulmasına izin vermeyeceğiz" demişti.
Ali Hamaney de Pazar günü yaptığı açıklamada "Bölgedeki ordular güvenliği ancak kendileri sağlayabilir. Kendi çıkarları için başka ülkeleri bölgeye davet etmemeleri gerekir" dedi ve ekledi:
"İran'ın kuzeybatısında ve bazı komşu ülkelerde yaşananlar da aynı şekilde çözülmeli, yabancı güçlerin varlığına izin verilmemeli.
Herkes bilmeli ki kardeşleri için çukur kazanlar bu çukura ilk kendileri düşer."
Savaş tehdidi
Kamyon şoförlerinin gözaltına alınmasının ardından İran'ın Azeri yetkililere yönelik açıklamaları, Azeri siyasetçilerinin de tepkisi çekti.
Milletvekili Kudret Hasankuliyev, Azerbaycan'da etnik ayrıklıkları tetikleme girişiminin İran'daki etnik Azerilerin eyleme geçmesine yol açacağını, bu durumun da İran'ın istikrarı ve toprak bütünlüğüne zarar vereceğini söyledi.
İran'daki en büyük etnik grup olan Azeriler arasında ayrılıkçı fikir taşıyanlar da var.
Şaşırtıcı olmayan bir şekilde karşılıklı tehditler sosyal medyaya da yayıldı.
İran Devrim Muhafızları'na çok yakın bir savunma gazetecisi olan Hüseyin Daliryan, Twitter paylaşımında iki ülkenin savaşa girmesi durumunda İran'ın Azerbaycan'daki kritik hedeflere bin füze göndererek çatışmayı bir günde bitirme gücü olduğunu yazdı.
Kesin olan tek şey ise, böylesi bir çatışmanın başlaması durumunda bu çatışmanın taraflarının iki ülke ile sınırlı kalmayacağı.
Kaynak: BBC Türkçe