İran'ın Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Macid Taht Revançı, Avrupa ülkeleri İran'ın ABD yaptırımları nedeniyle yaşadığı kayıpları telafi etme girişiminde bulunmadığı müddetçe, ülkesinin belirlenen nükleer yakıt üretimi sınırlarını aşmaya devam edeceğini söyledi.
Büyükelçi, BBC'ye yaptığı açıklamada İran'ın nükleer anlaşmaya şimdilik sadık kalacağını da ekledi.
İran'ın bu adımları Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafından da yakından takip ediliyor.
Uranyum zenginleştirme limitini aşan İran, nükleer anlaşmadaki maddeleri ihlal ediyor.
Anlaşmaya göre İran hassas nükleer faaliyetlerini sınırlayacak ve uluslararası gözlemcilerin görev yapmasına izin verecek, bunun karşılığında da İran'a yönelik yaptırımlar kaldırılacaktı.
Peki anlaşmada yer alan uranyum zenginleştirme sınırları neden önemli?
Zenginleştirilmiş uranyum nedir?
Zenginleştirilmiş uranyum, uranyum heksaflorür gazının santrifüjlere gönderilerek nükleer fisyona en uygun izotop olan U-235'in ayrıştırılmasıyla üretiliyor.
Düşük seviyede zenginleştirilmiş uranyumda yüzde 3-5 arasında U-235 bulunuyor. Bu türden bir uranyum nükleer santrallerde elektrik üretimi için kullanılabiliyor.
Yüksek derecede zenginleştirilmiş uranyumda ise bu izotopun oranı yüzde 20'yi aşıyor. Bunlar araştırma reaktörlerinde kullanılıyor.
Silahlarda kullanılan uranyumun ise en az yüzde 90 oranında zenginleşmiş olması gerekiyor.
Nükleer anlaşmaya göre İran uranyumu yalnızca yüzde 3,67 oranına kadar zenginleştirebiliyor ve bu uranyumdan 300 kilogram stoklayabiliyor.
Santrifüjlerin sayısı ise 5 bin 60 ile sınırlandırılmıştı.
Anlaşmanın bir diğer özelliği ise İran'ın 130 tondan fazla ağır su stoklamasını da yasaklaması. Ağır su, içinde normal suya göre daha ağır hidrojen atomlarının bulunduğu suya deniyor.
İran, Arak'taki ağır su nükleer reaktörünü de yeniden tasarlama sözü vermişti.
Ağır su reaktörlerinde kullanılan yakıtlarda plütonyum bulunuyor ve plütonyum nükleer bomba yapımında kullanılabiliyor.
İran ne yaptı?
Nükleer anlaşmaya uyumu gözetleyen Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, 1 Temmuz'da İran'ın zenginleştirilmiş uranyum stok limitini aştığını duyurdu.
İran "ihtiyaçları doğrultusunda" 7 Temmuz'da da uranyumu yüzde 3,67 oranından daha fazla zenginleştirmeye başladığını açıkladı.
İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü Behruz Kamalvandi, uranyumu yüzde 5 oranına kadar zenginleştirerek Büşehr santraline yakıt üretmeyi hedeflediklerini söyledi.
Sözcü, Tahran'daki araştırma reaktörü için yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş uranyum üretimine ise "şimdilik" ihtiyaç duymadıklarını söyledi.
Neden önemli?
ABD merkezli Silah Kontrol Birliği adlı örgüt, 300 kilogram limitinin aşılmasının kısa vadede İran'ın nükleer silahlara sahip olmasına yol açmayacağını söylüyor.
Örgüt, İran'ın bir bomba için yüzde 3,67 oranında zenginleştirilmiş bin 50 kilogram uranyuma ihtiyaç duyduğunu söylüyor.
Fakat uzmanlar İran'ın yüksek seviyede zenginleştirmeye devam etmesi durumunda silahlanma riskinin artacağını belirtiyor.
Bunun nedeni ise uranyumun zenginleştirme oranını yüzde 0,7'den yüzde 20'ye yükseltmenin, silahlarda kullanılan zenginleştirilmiş uranyum seviyesine ulaşmanın yüzde 90'ını tamamlamak anlamına gelmesi.
2016'da imzalanan nükleer anlaşmadan önce İran yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş yeterli miktarda uranyum ve santrifüje sahipti. O dönem İran istediği takdirde iki-üç ay içinde nükleer silah üretebilirdi.
Anlaşmanın ardından İran'ın nükleer silah üretebilme süresi en az bir yıla çıktı. İran, anlaşmadaki sınırları aşarak bu süreyi kısaltmaya başladı.
İran'ın attığı adımlar nükleer anlaşmanın ihlali anlamına gelebilir. Bu durumda Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği'nin kaldırılan yaptırımları da geri dönebilir.
İran anlaşma kapsamında verdiği tahhütlere uymayı neden bıraktı?
ABD Başkanı Donald Trump'ın nükleer anlaşmadan çekilip tekrar yaptırım uygulamaya başlaması İran ekonomisini küçülttü.
Trump, anlaşmanın hatalı olduğunu ve İran hükümetini anlaşmayı yeniden müzakereye zorlamak istediğini söyledi. İran ise bu talebi reddetti.
Anlaşmanın diğer imzacıları olan İngiltere, Fransa, Almanya, Çin ve Rusya, Trump'ın kararını eleştirerek anlaşmaya sadık kalacaklarını açıkladı.
Beyaz Saray, Mayıs 2019'da İran üzerindeki baskıyı artırmak için İran'dan petrol alan bazı ülkelere getirdiği istisnayı kaldırdı.
ABD, İran'ın düşük seviyede zenginleştirilmiş uranyumunu sarı pasta denen zenginleştirilmemiş uranyumla takas eden ülkelere tanıdığı istisnayı da kaldırdı.
İran bu takaslar sayesinde stok limitini aşmadan nükleer enerji üretimine devam edebiliyordu.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de bu yaptırımlara karşılık olarak stok limitlerine uymayacaklarını duyurdu.
Yetkililer anlaşmanın 36. maddesine dikkat çekiyor. Bu madde bir tarafın anlaşmaya bariz bir şekilde uymaması durumunda diğer tarafın anlaşmanın bir kısmına veya tümüne uymamasına olanak sağlıyor.
İran ABD'nin anlaşmadan çekilerek geçen yıl ihlalde bulunduğunu, Avrupa ülkelerinin de ekonomik vaatlerini tutmadığını belirtiyor.
Avrupa Birliği, İran'ın yabancı şirketlerle doğrudan finansal işlem gerçekleştirmeden takas yapabilmesi için Instex adlı bir yapı oluşturdu.
Bu yapı 29 Haziran'da devreye girse de İran bunun ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu savundu.
İran nükleer bomba istiyor mu?
İran nükleer silahlara sahip olmak istemediği konusunda net açıklamalarda bulunuyor.
Uluslararası kamuoyu ise buna ikna olmuş değil.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın elde ettiği verilere göre İran 2003 yılına kadar nükleer patlayıcı silah geliştirmeye dair bir dizi eylemde bulundu. Ajans, bu eylemlerin bir kısmının 2009'a kadar sürdüğünü belirtiyor.
İsrail, geçen yıl İran arşivlerinden belgeler çaldığını ve bu belgelerin İran'ın 2015'e kadar nükleer silah geliştirme çalışmalarına devam ettiğini gösterdiğini iddia ediyor.
İran ise bu suçlamaların "gülünç" olduğunu söylüyor.
ABD istihbaratı ise Ocak ayında "İran'ın nükleer silah geliştirmek için gerekli olan kilit hamlelerde bulunmadığı" sonucuna varmıştı.