Fayha Shalash | New Arab | Tercüme: Mepa News
İşgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan diğer Filistinliler gibi Muhammed Gafri de İsrail'in önümüzdeki yıl Batı Şeria'yı ilhak etme niyetini açıkça ortaya koymasıyla ilgili haberleri yakından takip ediyor.
"Batı Şeria'nın ilhakı" terimi, orada yaşayan Filistinliler için gerçeklerden çok farklı değil, çünkü toprakların çoğuna zaten el konuldu ya da İsrail makamları tarafından el konulma tehdidi altında. İsrail yerleşimleri artık sadece dağların ve tepelerin üstündeki küçük topluluklar değil, daha ziyade Filistin köylerini ve kasabalarını çevreliyor ve yutuyor.
İsrail, Ürdün Vadisi sınır bölgesi ve C Bölgesi'ndeki tüm yasa dışı yerleşimleri de dahil olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria'da geniş alanlar üzerinde tam kontrol sağlamaya çalışıyor.
Genel olarak, Batı Şeria'da yaklaşık 144 resmi yerleşim ve 100'den fazla yerleşke bulunuyor. Bunlar bölgenin yaklaşık yüzde 42'sini işgal ediyor ve 600 bin İsrailli yerleşimciyi barındırıyor. Yerleşimler uluslararası hukuk ve çok sayıda BM kararı tarafından yasa dışı kabul ediliyor.
Filistinlilerin erişiminin engellenmesi
Gafri ve ailesi Ramallah'ın yaklaşık 15 kilometre kuzeydoğusunda bulunan Sincil köyünde yüzlerce dönüm araziye sahip. Tam bir yıldır, İsrailli yetkililer tarafından, İsrailli yerleşimcilerin kontrol etmek istedikleri 5 bin dönümlük bu topraklara erişimleri engelleniyor.
Bir ilhak planından bahsedildiği düşünüldüğünde, bu Filistin topraklarının İsrailli yerleşimcilere kolaylıkla teslim edileceğine inanılıyor.
Yakın zamanda İsrail, güvenlik bahanesiyle onlarca dönüm yeni köy arazisine el koymak için 1.5 km'ye kadar uzanan ve dört metre yüksekliğinde bir duvar inşa etmeye başladı.
The New Arab'a konuşan Gafri, "Yeni duvar yüzlerce çok yıllık zeytin ağacının sökülmesine yol açtı ve duvarın her iki tarafındaki tüm topraklar Filistinlilere yasak olacak" dedi.
Yeni duvarın inşası, köyü, Sincil de dahil olmak üzere birçok Filistin köyünün toprakları üzerinde kurulan İsrail yerleşimleri arasında coğrafi bir uzantı oluşturan ve el koyma tehdidi altındaki kuzey topraklarından izole etmeyi amaçlıyor. Böylece amacın İsrail yerleşimlerini birbirine bağlamak ve yerleşimcilerin aralarında hareket etmesini kolaylaştırmak olduğu daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Gafri, "Plan, bu bölgede Batı Şeria'nın kuzeyini merkezinden tamamen izole eden büyük bir yerleşim bloğu kurmak ve bunun kilit noktası da yeni duvarın bizi engelleyeceği topraklarımıza el koyma işlemini tamamlamak." diye ekledi.
Gafri, bir yıldan uzun bir süre engellendikten sonra bir hafta önce zeytin ağaçları dikili arazisine ulaşabildi, ancak yerleşimcilerin araziyi tahrip ettiğini ve ineklerini otlamaları için araziye yaydığını gördü.
İsrailli yerleşimciler bu toprakları kontrol etmeye hazırlanırken, İsrail ordusu da İsrail mahkemeleri el koyma kararlarını resmen onaylayana kadar Filistinlilerin bu topraklara erişimini engellemek için önlemler alıyor.
Bu şekilde Filistin köy ve kasabalarının toprakları yağmalanıyor ve Sincil yüzlerce örnekten sadece bir tanesi.
Gerçek ve sessiz ilhak
İsrail tüm yerleşimlere egemenlik dayatmak istiyor, ancak bunu önce en önemlileri El Halil'deki "Kiryat Arba", Beytüllahim yakınlarındaki "Gush Etzion", Kudüs ve Ramallah yakınlarındaki "Ma'ale Adumim" ve Nablus yakınlarındaki "Ariel" olan büyük yerleşimlerde test etmeye hazırlanıyor.
Irkçı Duvar ve Yerleşim Direnişi Kurumu Yayın ve Dokümantasyon Genel Müdürü Amir Daoud New Arab'a yaptığı açıklamada ilhak planının yeni olmadığını, ancak İsrail Knesset'i ve hükümetindeki yasa koyucuların aşırıcı doğası nedeniyle yeniden ön plana çıktığını söyledi.
İşgal altındaki Batı Şeria'daki toprakların yüzde 42'sini ve "C Bölgesi" olarak sınıflandırılan toprakların yüzde 70'ini tamamen kontrol ettiği için İsrail tarafından uygulanan bir dizi önlemle durumun karmaşık hale geldiğini açıkladı.
"Smotrich'in söyledikleri İsrail'in sahada yaptıklarıdır, yapacakları değil. İsrail yıllardır yerleşim alanlarını genişletmeye ve el koymaya devam ediyor ve biz Smotrich'in söylediklerini ilhak planlarının fiilen uygulanması olarak görüyoruz" dedi.
Daoud'a göre İsrail Knesset'inde yer alan tüm yasa ve yasa tasarıları işgal altındaki Batı Şeria'nın fiilen ilhak edilmesini amaçlıyor, özellikle de Batı Şeria'nın güneyindeki yerleşimlerin Nekab ve Galil'i geliştirme ve Ürdün Vadisi üzerinde İsrail egemenliğini empoze etme yetkisine eklenmesini öngören yasa tasarısı.
Ürdün Vadisi ve işgal altındaki Batı Şeria yerleşimleri üzerinde egemenlik kurma planı, İsrail başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yıllardır peşinde olduğu eski bir plan ve şimdi yeni Donald Trump yönetiminin onayını bekliyor.
İsrailli Kan kanalı, resmi ilhak çalışmalarının pratik olarak hazırlandığını ve uygulamaya hazır olduğunu, hatta yerleşimlere erişim yollarını da içerdiğini söyledi ve her bir yerleşimin boyut olarak genişleme potansiyeline sahip olacağını vurguladı.