İsrail Gazze şehirlerine yönelik ölümcül saldırılarına neden devam edecek?

İsrail'in Hamas tünellerinin etkilerini bertaraf edebilmesi için uzun ve yıpratıcı bir şehir savaşı muhtemel görünüyor. Ancak kamuoyu desteğini sağlam tutmak kolay olmayacak.

Geçtiğimiz hafta boyunca Gazze'deki çatışmaların her iki tarafından da çarpıcı haberler, iddialar ve videolar geldi.

Hafta, İsrail ordusunun Filistinlilerin iç çamaşırlarına kadar soyularak şehir yıkıntıları arasında yürütüldüklerini gösteren birkaç video yayınlamasıyla başladı. İsrail'in PR makinesi Filistinlilerin tepkisini görmezden geldi.

Birçok Filistinli ve bağımsız gözlemci bu kişilerin savaş kanunlarına aykırı bir şekilde alenen aşağılanan siviller olduğu konusunda ısrar etse de İsrail ısrarla bu kişilerin Hamas savaşçıları olduğunu ve sözde toplu teslim olmalarının Filistinli grubun sonunun yakın olduğunu gösterdiğini iddia etti.

Hamas ise her zamanki gibi davasını, İsrailli işgalcilere karşı sürekli ve sayısız başarılarını teyit ettiğini iddia eden ve çoğunlukla zırhlı araçlara vurulan darbeleri gösteren video yayınlarıyla (istenen etkileri arttırmak için ustalıkla kurgulanmış) desteklemeye devam etti.

Ardından İsrail'i şaşkına çeviren ve Hamas'ın çöküşün eşiğinde olduğuna dair resmi söylemine büyük bir soru işareti ekleyen haberler geldi. Önce Salı günü Gazze'nin Şucaiye mahallesinde düzenlenen tek bir operasyonda dokuz İsrail askeri öldürüldü. Bu şoku Cuma günü bir başkası izledi ve İsrail ordusu ellerinde beyaz bayrak olmasına rağmen düşman zannettiği üç İsrailli esiri öldürdüğünü itiraf etti.

Peki Gazze'de gerçekte neler oluyor?

Haftalar önce tahmin edemediğimiz bir şey değil: Savaş, kazanımların küçük ve yavaş, kayıpların ise büyük olabildiği tam ölçekli şehir savaşının zor, öngörülemez ve kanlı bir aşamasına girdi.

Eski şehirlerin dar ve sıkışık sokaklarında savaşmanın, savaşın en zor yönlerinden biri olduğu bilinmektedir. Klasik askeri teori, ana kuvvet ilerlemeye ve toprak almaya devam ederken, savunulan şehirlerin sadece direnişçilerin kaçmasını önleyecek kadar güçlü birlikler tarafından kuşatılmasını ve ablukaya alınmasını öngörür.

Ancak Gazze'deki savaş, arazileri ve sahilleri fethetmekle ilgili değil. İsrail'in ilan ettiği hedef "Hamas'ı yok etmek." Bunun için de ilk adım düşmanın faaliyet gösterdiği toprakları, yani şehirleri kontrol etmek.

Savaş sanatının pek çok yönü, insanların savaşma dürtüsü kadar eskidir: Saldır ve fethet, savun ve özgür kal. Ancak bu hedeflere ulaşmanın yolları teknolojiyle birlikte değişti ve belirli zamanlarda askerlerin elindeki araçlar bir unsuru diğerine tercih eder hale geldi.

Eskiden şehirlerin kendilerini savunmak için güçlü duvarlara ihtiyacı vardı, ancak son 100 yılda silahlar hızla gelişti ve taktiklerde bir değişikliğe neden oldu. Düşman saldırılarına karşı başarılı direniş artık devasa, pahalı statik tabyalara bağlı değil. Günümüzde, anti-tank roketatarları, el bombası atarlar, küçük havan topları, saldırı tüfekleri ve diğerleri gibi tahrip gücü boyutlarıyla büyük ölçüde orantısız olan küçük ama güçlü taşınabilir silahlar, savunucuların her evi ve her sokağı zorlu bir savunma pozisyonuna dönüştürmesine olanak tanıyor.

1940'lardan günümüze kadar, azimli direnişçiler tarafından tutulan şehirleri fethetmeye yönelik neredeyse tüm girişimler başarısızlıkla sonuçlandı. Saldırganların elde ettiği birkaç zafer o kadar maliyetliydi ki, genellikle şehirlere giren orduların saldırı kabiliyetlerini sona erdirdi.

Stalingrad, Varşova, Berlin, Dien Bien Phu, Vukovar, Saraybosna, Grozni ve Felluce. Bunların bazıları başarıyla savunulmuş, bazıları ise sonunda saldırılara yenik düşmüştür. Hepsi de kendi açılarından, mümkün olduğunca şehir savaşından kaçınılması gerektiği yönündeki askeri bilgeliği doğrulamıştır.

İsrail Gazze'de şehir savaşından kaçınamazdı. Hamas'ı yok etme şansına sahip olabilmek için, Hamas'ın faaliyet alanını, yani Gazze Şeridi'ndeki en büyük üç kentsel yığılmayı elinden almak zorundaydı: Gazze Şehri, Han Yunus ve Refah.

Kara harekatının ilk aşamasında İsrail ordusu açık arazide, büyük çaplı, savunmaya elverişli olmayan tarım arazileri ve köylerden geçerek ilerledi, işgalcileri yavaşlatmak ve çökertmek için sadece taciz saldırıları düzenledi. Hamas klasik gerilla tarzıyla hareket etti ve İsraillileri o anda durdurmak için hiç çaba harcamadan bazı vur-kaç saldırıları düzenledi.

İkinci aşama, İsrail güçlerinin önce Gazze Şehri'nin banliyölerine, ardından da geçici ateşkesin sona ermesinin hemen akabinde Han Yunus'a ulaşmasıyla başladı. Hamas'ın yoğun bir karşılık vereceği beklentisiyle yavaş ve dikkatli hareket eden İsrail ordusu, bu iki kentsel bölgenin kuşatmasını tamamladı.

İsrailli generallerin Gazze Şeridi'ndeki en büyük iki yerleşim alanını izole ederek Hamas'ın silahlı kanadı Kassam Tugayları'nın karşılık verme kabiliyetini ciddi şekilde zayıflatacaklarını umduklarını varsaymak saflık olur.

Gerçekte, iki şehir merkezinin kuşatılması, abluka altındaki birliklerin takviye edilemediği ya da herhangi bir ikmal alamadığı klasik bir kuşatma değildir. Hamas hala bilinmeyen ama muhtemelen büyük bir kısmı sağlam olan tünel ağına sahip ve içeri girip çıkabiliyor. Bunu yaparken bazı zorluklar yaşıyorlar ama Hamas savaşçıları içeride kilitli değil.

Tünellerin oluşturduğu tehdidin ve aynı zamanda savaşı tünellere taşımanın büyük tehlikesinin farkında olan İsrail, çeşitli yaklaşımlar denedi.

Çoğunluğu kendi kontrolü altındaki bölgelerde olmak üzere bulabildiği kadar tünel girişini imha etti, ancak geriye kalan pek çok tünel de tehlikenin ciddiyetini korumasına neden oluyor.

Yeraltına asker göndermeye yönelik birkaç girişimin felaketle sonuçlanmasının ve askerlerin Hamas'ın bubi tuzaklarına kurban gitmesinin ardından üst komuta kademesi bu yaklaşımdan vazgeçti.

Bunun üzerine tünelleri deniz suyuyla doldurma fikrinin gündeme geldiği, deneme amaçlı su basma işleminin başarılı olduğu ancak henüz tam ölçekli bir su basma operasyonu düzenlemeye karar verilmediği belirtiliyor.

İsrail'in bu hafta sahada gerçekleştirdiği eylemler, İsrail ordu komutanlığının ilan ettiği Hamas'ı yok etme hedefine ulaşmanın tek yolunun Gazze Şehri ve Han Yunus gibi kuşatılmış merkezlerin tamamını ele geçirmek, tutmak ve kontrol etmekten geçtiğini anladığını gösteriyor.

Bu tek başına zaferi garanti etmez ama Hamas savaşçılarını tünellere sıkıştıracak koşulları hazırlayabilir ve ardından İsrail güçleri tüm girişleri kapatabilir ve onları etkisiz hale getirebilir.

Hamas'ın bölgeden sökülüp atılması muhtemelen haftalar sürecek ağır bir şehir savaşını ve her iki tarafın da çok sayıda kayıp vermesini gerektirecektir.

Hamas'ın yok edildiğini iddia edemeden Gazze'nin iç şehirlerinde ne kadar çok İsrail askeri öldürülürse, askeri operasyonun devam etmesi için verilen destek o kadar azalacaktır. Bir noktada, İsrail'den gelen savaşı durdurma çağrıları, devam etmesini teşvik edenlerden daha yüksek sesle duyulmaya başlanabilir.


Al Jazeera için Zoran Kusovac tarafından kaleme alınan bu analiz Mepa News okurları için Türkçeleştirildi. Analizde yer alan ifadeler Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.

Analiz Haberleri