İsrailli bir yetkili perşembe günü, İsrail ordusunun bu hafta başında Meğazi mülteci kampına düzenlediği ve en az 90 kişinin ölümüne neden olan saldırıda "uygunsuz mühimmat" kullandığını kabul etti.
Yetkili, İsrail ordusunun yaşananları soruşturacağını söyledi. Meğazi'de kullanılan mühimmat hakkında çok az şey biliniyor olsa da, İsrail ordusunun Gazze'ye karşı yürüttüğü savaşta kullandığı diğer tartışmalı silahlar hakkında birçok bilgi mevcut.
Al Jazeera, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında kullandığı bazı silahları inceledi.
Güdümsüz bombalar
Bu terim güdümlü olmayan, serbestçe düşen ve düştüğü yeri yok eden mühimmatları ifade ediyor.
Bu ayın başlarında CNN, ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Ofisi'nin araştırmasına dayanarak İsrail'in Gazze'de kullandığı mühimmatın neredeyse yarısının "güdümsüz bombalar" olduğunu bildirdi.
İsrail'in Gazze'ye attığı mühimmatın yüzde 40-45'i güdümsüz. Bu mühimmatlar daha az isabetli ve sivil kayıplara yol açma riski daha yüksek.
Birleşmiş Milletler'in eski savaş suçları müfettişi Marc Garlasco, ABD istihbaratının değerlendirmesini "şok edici" olarak nitelendirdi.
Garlasco sosyal medyada şunları yazdı:
"İsrail tarafından Gazze'ye atılan bombaların neredeyse yarısının güdümsüz bombalar olduğunun ortaya çıkması, sivillerin zarar görmesini en aza indirme iddialarını tamamen çürütüyor."
Başka raporlar da İsrail'in sivil kayıp riskinin artmasına rağmen yoğun nüfuslu Gazze Şeridi'nde düzenli olarak güçlü bombalar kullandığını söylüyor.
Sığınak delici bombalar
İsrail'e Gazze savaşı için müttefiki ABD tarafından cömertçe sağlanan BLU-109 bombaları, patlamadan önce sığınakları delmek üzere tasarlandı.
Bombalar 900 kilogramdan daha ağır bir savaş başlığı taşıyabiliyor ve daha önce ABD tarafından Afganistan'daki savaş da dahil olmak üzere çatışmalarda kullanıldılar.
Al Jazeera'den Heidi Zhou-Castro, "Birçok kişi şimdi Kongre'de bu sığınak delici bombaları vermeye devam etmenin iyi bir fikir olup olmadığını sorguluyor ve daha fazla şeffaflık çağrısında bulunuyor." dedi.
Bu düzeyde silahlar ABD tarafından daha önce de kullanılsa da çoğunlukla açık alanlarda kullanıldılar. Nüfusun yoğun olduğu bir bölgede bunu yapmanın ağır sivil kayıplara yol açacağında şüphe yok.
Savaşın başlangıcından bu yana ABD'nin İsrail'e verdiği silahlar arasında 15 bin bomba ve 57 bin 155 milimetrelik top mermisi bulunuyor.
Dahası da var: 5 bin güdümsüz MK-82 bombası, 5 bin 400'den fazla MK-84 bombası ve yaklaşık 1000 adet GBU-39 küçük çaplı bomba.
JDAM'lar
Kullanılan silahlar arasında, güdümsüz bombaları hassas güdümlü mühimmatlara dönüştüren JDAM'lar da bulunuyor. Ancak bunların etkinliği alınan istihbaratın kalitesine bağlı.
Ortadoğu'daki çatışmaları takip eden askeri analist Elijah Magnier Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada "İstihbarat hatalıysa en isabetli silah bile yanlış hedefi vuracaktır" ifadesini kullandı.
Uluslararası Af Örgütü'nün bu ayın başlarında yayınladığı bir soruşturma, İsrail ordusunun Ekim ayında Gazze'de iki evi bombalamak için ABD yapımı JDAM'lar kullandığını ve iki aileden 43 kişinin öldüğünü ortaya çıkardı.
Diğer durumlarda silahların işlevselliği de büyük önem taşıyor. Zira teknik arızalar akıllı bombaların hedeflerini ıskalamasına neden olabiliyor ve hedefleme sürecinde insan hatası da işaretlerin yanlış tanımlanmasına yol açabiliyor.
Magnier, "Çeşitli çatışmalarda, ilk saldırıdan kısa bir süre sonra meydana gelen ikincil saldırıların, kurtarma görevlilerini ve yaralılara yardım etmek için bölgeye giden sivilleri vurduğu ve sivil kayıpları önemli ölçüde artırdığı rapor edilmiştir." dedi.
Magnier, savaşın başlarında İsrail'in "sivil kayıpları ve altyapı hasarını sınırlama girişiminde bulunmadığını" belirtti ve ekledi: "Bu silahların orantısız zarara yol açmadan stratejik hedeflere ulaşmada etkili olması mümkün değildir."
Beyaz fosfor
Bu kimyasal silahın kullanımı uluslararası insancıl hukuk kapsamında sınırlandırılmış olup, bu silahın hiçbir zaman sivil yerleşim alanlarına ya da sivil altyapıya yakın bir yerde kullanılmaması gerekiyor.
Ancak İsrail tarafından Gazze savaşında beyaz fosforun kullanıldığına dair kanıtlar çatışmanın başlarında İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) tarafından rapor edildi.
Son derece yanıcı olan bu madde yangınlara ve dumanın hızla yayılmasına neden oluyor.
HRW'nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölümü İletişim Direktörü Ahmed Benchemsi Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada "Beyaz fosforun havadan patlatılması, patlamanın yüksekliğine bağlı olarak maddeyi geniş bir alana yayıyor ve bir kara patlamasına göre daha fazla sivili ve altyapıyı hedef alır." dedi.
Geçtiğimiz ay Şifa Hastanesi'nden bir doktor Toronto Star'a verdiği demeçte "üçüncü ve dördüncü derece yanıkları olan hastalar gördüğünü, deri dokusunun siyah partiküllerle kaplandığını, derinin çoğunun ve altındaki tüm katmanların kemiğe kadar yandığını." belirtmişti.
Dr. Ahmed bunların fosfor yanığı olmadığını vurgulamış, "bir tür yangın bombası ve diğer bileşenlerin bir kombinasyonu" olduğunu söylemişti. Bu açıklama, İsrail'in bilinmeyen silahları test etmek için Gazze'deki savaşı kullandığı iddialarını destekler nitelikte.
Ramallah merkezli EcoPeace Orta Doğu Filistin Direktörü Nada Majdalani, beyaz fosforu daha da tehlikeli kılan şeyin yağışlı hava olduğunu kaydetti. Majdalani, "Gazze yağmur mevsimine girerken, yağmurun beyaz fosforla kirlenmiş asit yağmuru olarak yağmasını bekliyoruz" dedi. Majdalani, içme suyu sıkıntısı nedeniyle içmek için yağmur suyu toplayan insanların özellikle risk altında olabileceğini belirtti.
Açlık
HRW bu ay yaptığı bir açıklamada İsrail'in Filistinlileri gıda, su ve diğer temel ihtiyaç maddelerine erişimden kasten mahrum bıraktığını belirtti.
Uluslararası insancıl hukuka göre, sivil bir nüfusa karşı kasıtlı olarak açlık durumu yaratmak savaş suçu.
HRW İsrail ve Filistin Direktörü Omar Shakir şöyle söyledi:
"İsrail, üst düzey İsrailli yetkililerin teşvik ettiği ya da onayladığı ve bir savaş yöntemi olarak Gazze halkını gıda ve sudan mahrum bırakıyor. Dünya liderleri, Gazze nüfusu üzerinde yıkıcı etkileri olan bu iğrenç savaş suçuna karşı seslerini yükseltmelidir."
BM'nin 8 Kasım'da bildirdiğine göre, savaşın başlamasından sadece bir ay sonra, Gazze'nin kuzeyindeki tüm fırınlar un ve yakıt gibi malzeme eksikliği nedeniyle kapandı.
Açlık risklerini ölçen Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) tarafından hazırlanan bir rapora göre, savaşın devam etmesi halinde Şubat ayı başında Gazze kıtlıkla karşı karşıya kalabilir.
Kaynak: Mepa News