Bu soruyu, konuya dikkat çekmek ve ilgi uyandırmak için sormuyoruz. Aksine bunun kanıtları var. Bunlar, yapılan son seçimlerin sonucuna dayanıyor. Bu seçimle İsrail’deki siyasi sistem, rejimin istikrarını garantileyen kontrol ve komuta merkezlerine dokunmadan içerideki gruplar arasında ortaya çıkan ihtilafları çözecek gerekli araçları bulma gücünü kaybetti.
Her ne kadar seçimlerden galip gelen fanatik sağcı cenahla, seçimi kaybeden laik sağcılar Araplara karşı düşmanlıkta ve ırkçılıkta birleşiyorlarsa da, zaferle çıkan taraf hezimete uğrayan tarafı tamamıyla silmek ve genel havayı ona daraltmak için bazı adımlar da attı. İşte, laik liderleri halkı başkaldırıya ve bu hükümetin emirlerini reddetmeye çağırmaya ve bir iç savaşın çıkmak üzere olduğunu söylemeye iten de budur.
Siyonist eski Genelkurmay Başkanı Moşe Ya’alon polisleri Ulusal Güvenlik Bakanı Ben Gvir’in emirlerini dinlememeye çağırırken, eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı Yeir Goan da sivil itaatsizliğe çağırdı. Eski başbakanlardan Ehud Barak ise şimdiki hükümetin meşru olmadığını ifade etti. Bunlara karşılık hükümetin bazı üyeleri de kışkırtan muhalefet liderlerinin tutuklanmasını talep etti.
Laiklerin moralini bozan ve onları hayal kırıklığına uğratan husus, sağcı fanatik kesimin din ve devlet ilişkilerinde kendi tasavvurunu dikte ettirmesidir. Mesela yargı yetkisi bunlardan biridir. Çünkü bu yasa onlara İsrail’in dini bir devlete dönüştürülmesini sağlayacak kanunları çıkarma imkânı verecektir. Bunun neticesinde hükümet Cumartesiye hürmet için oldukça radikal denilecek düşünceyi hayata geçirmiş, nispeten cinsiyet ayrımını ve Tevrat’ı öğrenenlerin bu amaçla geçirdikleri sürenin askeri hizmete denk tutulmasını kabul etmiştir.
Yine laikleri hayal kırıklığına uğratan diğer bir husus aşırı dinci Haredi kesimin bütün bu kazanımlarını işgal rejiminin hazinesine yük olarak görmeleridir. Bu kesimin mensupları askeri hizmette bulunmadıkları gibi, çalışma alanına da bir katkıları yoktur. Ama buna mukabil askeri hizmetlerini ifa eden ve çalışma alanına kesin olarak katkı sunan laikleri sıkıştırmak ve onlara dünyayı dar etmek için oldukça ustaca hareket ediyor olmalarıdır.
Yukarıda anlatılanlardan İsrail’de bir iç savaşın çıkmak üzere olduğu anlaşılmasın. Ancak tablo açıktır.
Siyonist iç sahada aktif olan aktörler /gruplar yetmiş yıldır yaptıkları gibi artık ihtilaflarını idare edemiyorlar. Buna imkanları da yoktur.
Büyümekte olan dini akım, laiklerle savaşı bitirmede kararlıdır.
Buna muvaffak olmaları, işgal rejiminin temellerini yerle bir edecek patlamaları beraberinde getirecektir.
Dr. Salih en Neâmi tarafından kaleme alınan bu değerlendirme Filistin Enformasyon Merkezi'nde yayınlanmıştır. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.