Geçmişte büyük sıkıntılar çeken Iraklı Kürtler, bağımsızlık çağrılarının sesini yükseltti.
Iraklı Kürtler 1919’dan beri kırmızı, beyaz, yeşil ve ortasında sarı bir güneş olan bayrağı bir azınlık olarak karşı karşıya kaldıkları zulüm dolu yıllarda hep bağımsızlık ve eşitlik salladılar.
25 Eylül’de yapılan bağımsızlık öncesinde ve sonrasında yapılan gösterilerde İsrail bayrakları boy gösterdi. Filistin topraklarının işgalcileri Irak Kürdistan’ının ayrılma kararını destekleyen tek ülke oldu.
Peki İsrail bu girişimi neden destekliyor?
İkinci bir İsrail mi?
Irak’ın o dönemki Savunma Bakanı Abdülaziz el-Ukeyli, 1966 yılında Irak’taki Kürtlerin, Orta Doğu’da “ikinci bir İsrail” kurmak için fırsat kolladıklarını söylemişti.
51 sene sonra, geçtiğimiz günlerde Irak Başbakan Yardımcısı Nuri el-Maliki aynı kelimeleri kullanarak; “Irak’ın kuzeyinde ikinci bir İsrail kurulmasına izin vermeyeceğiz” açıklamasında bulundu.
Irak Kürdistanı ve İsrail arasındaki ilişkiler son birkaç senedir iyice görünür hale geldi ancak ikisi arasındaki münasebet yıllarca geriye dayanıyor.
Houston Üniversitesi’nde doktora yapan Patrick Higgins; “ikili arasında en az 50’li yıllardan itibaren bir ilişki mevcut, sessiz sedasız kurulan ve geliştirilen bu ilişkiler bugün gün yüzüne çıkıyor” dedi.
Bu yorumu doğrular nitelikte İsrail Başbakanı Benjamin Netenyahu geçen hafta; “Kürtler bizim gibi bölgede bir azınlıktır ve kendileri geçmişte olduğu gibi bugün de İsrail’in uzun vadeli ve sıkı bir müttefiki olmaya devam edecektir. Bağımsızlık referandumu Kürt halkının kendisine ait bir devlet elde edebilmesi için gayet haklı olarak başvurduğu bir yöntemdir.”
Geçtiğimiz yıl ölen eski İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres de Iraklı Kürtlerin bağımsız bir devlet mücadelesini destekliyordu, hatta öldüğünde Kürt bölgesinde yüzlerce kişi sokaklarda kendisi için yas tutmuştur.
Filistin’in işgal edilmesi ve bu topraklarda 1948 yılında İsrail’in kurulmasının hemen ardından Irak Kürtlerini sessiz bir şekilde destekleme politikasını yürürlüğe alan İsrail’in artık Kürdistan’a açıktan destek verme yoluna başvurması yeni bir durumdur.
İsrail, Siyonizm karşıtı komşu Arap ülkelerinin etki alanlarını daraltmak adına, ''merkezin dışında kalan yerlerde müttefiklikler'' kurmaya başladı.
Higgins’e göre; “Filistin davasına destek veren birleşik bir sosyal Arap devleti fikrini baltalamak için İsrail, bölgede Arap olmayan Müslüman aktörler ile bağlantı fırsatları aradı.”
Pan-Arapçılık fikrini baltalama politikası bugün – İran, Suriye, Lübnan ve Filistin’de devam eden direniş hareketleri -- “Direniş Eksenini” kırma politikasına dönüştü. İsrail’in Irak Kürdistan’ına verdiği desteğin altında aslında bu sebep yatmaktadır.
Buna paralel olarak geçtiğimiz günlerde İsrailli general, Yair Golan açık bir şekilde bölgede bağımsız bir Kürt devletinin varlığının İran’ın etkisini azaltacağını söyledi.
General Washington Enstitüsü’nün Yakın Doğu Politikası konulu etkinliğinde şu açıklamalarda bulundu; “İran’ın doğudaki varlığı ve bölgedeki dengesiz durum göz önüne alındığında, sağlam, istikrarlı ve işbirliğine açık bir Kürt yapısının bu karışık ortamda var olmasının kötü bir fikir olduğunu savunamam.”
25 Eylül referandumuna karşı tutum sergileyen İran bu müttefikliğin gayet farkındadır. İran’ın Menfaat Konseyi yetkilisi Ali Ekber Velayeti; “Irak’ta ayrılıkçı bir Kürt devletinin varlığından ancak ve ancak Orta Doğu’yu kolonize etmeye ve hükümdarlığı altına almaya çalışan İsrail’deki Siyonist rejimi ve ABD fayda görür” açıklamasında bulunmuştu.
Ürdünlü gazeteci ve siyasi yorumcu Osama al-Sharif “Jordan Times” için kaleme aldığı yazısında; “Netenyahu ve onun aşırı sağcı yandaşları çok iyi bilmektedir ki, Kürtlerin tek taraflı olarak Irak’tan ayrılma kararı alması en başta zengin petrol yataklarına sahip Kerkük meselesini gündeme getirecek ve birden alevlenecek bir iç savaşı tetikleyecek. Bölgenin istikrarsızlaştırılması ve merkezi hükümetlerin zayıflatılması ile dünyanın ilgisi İsrail’in Filistin’de uyguladığı zalim politikalardan ve Batı Şeridinin geri kalan kısmının da işgal edilmesi sürecinden başka tarafa kaydırılacaktır” diye yazdı.
Petrol ve Para
İsrail’in Irak Kürt devletine verdiği destek siyasetten öte nedenlerden kaynaklanıyor zira iki tarafın derin ekonomik bağlantıları da mevcut.
KRG uzun zamandır İsrail ile çeşitli alanlarda ekonomik bağlantılarını sessiz bir şekilde yürüttüğü çalışmalarla güçlendirdi.
“Financial Times” tarafından 2015 yılında yayınlanan bir rapora göre, İsrail bu yıl içerisinde ithal ettiği petrolün %75’ini Kürtlerden satın aldı.
İsrail dışında Kürtlerin bağımsızlık girişimi şimdiden petrol şirketleri tarafından destek görüyor zira KRG bugüne kadar bu şirketleri hiç mutsuz edecek bir davranışta bulunmadı ve bütün taleplerini karşıladı.
Kendi devletlerinin kurarken mali yardım devşirmek amacıyla Kürtler hem Irak’ın yasalarını hem de OPEC anlaşmalarını çiğnedi ve DNO International gibi büyük petrol şirketlerine yapılmasına izin verilen daha çok petrol sattı.
Brad Blankenship, Al-Masdar News’te yayınlanan yazısında; “şu anda Irak’ta yaşanmakta olan Irak’ın geleneksel yollarla değil Kürtlerin ayrılması üzerinden işgal edilmesi ve Kürt petrolünün gücü kullanılarak bu kaynaklar üzerinde Irak devletinin kontrolünün gevşetilmesinin sağlanması ve ülkenin sosyal gelişim hızının yavaşlatılması durumudur. Bu tabi ki de Batı’nın aslında en azından kağıt üzerinde Kürtlerin bağımsızlığını istemediği halde, Irak için en başından beri istediği bir durumdur” ifadelerini kullandı.
ABD 25 Eylül referandumuna resmi olarak karşı olduğunu açıklamıştı ancak devlet yine de İsrail ile paralel bir politika izliyor zira İran’ın Bağdat üzerindeki etkisinin zayıflatılması onlar için de bir avantaj. Ancak, bu durum ABD’nin, referanduma ciddi şekilde itiraz eden Irak Devleti’ni sakinleştirmesini gerektirdiği için yine de sıkıntılı bir hal aldı.
Ekonomik Sebeplerin Ötesinde Askeri Bağlardan İstihbarata Kadar Uzanan İşbirliği
Ekonomik sebeplerin dışında İsrail’in Kürtlerin bağımsızlığını desteklemesinin aralarında tarım, teknoloji, eğitim ve spor gibi alanlarda kurulan işbirlikleri gibi nedenleri de var.
İsrail Iraklı Kürtlere yardım yaptığını resmi olarak ilk defa 80’lerde açıkladı. Dönemin Başbakanı Menachem Begin, Iraklı Kürtleri 1965-1975 arasında Irak Devletine karşı ayaklanmaları esnasında, silah ve mühimmat göndererek daha sonra da Avrupa’da propaganda kampanyaları yürüterek, Kürtlere sıhhiye eğitimi vererek ve Kürtçe okul kitapları basmak suretiyle yardım ettiklerini itiraf etmişti.
Higgins’e göre “bu askeri yardımlar 1975 ve 90’lar arasında bölgedeki siyasi gelişmeler neticesinde ikinci plana düştüyse de, hali hazırdaki ilişkilere zarar vermedi”
“The New Yorker” dergisinde 2004 yılında yayınlanan bir rapora göre, İsrailli asker ve istihbarat görevlileri Irak’taki Kürt bölgelerinde aktif haldeydiler ve peşmergeye komando eğitimleri veriyorlardı.
İsrail Irak Kürt bölgelerini hem Irak devleti içerisinde istihbarat faaliyetleri yürütmek hem de 1979’da devrim yapan İran hakkında bilgi toplamak için bir üs olarak kullandı.
Şu anda KRG başkanı olan Mesut Barzani’nin babası olan ve Irak Kürdistan bölgesinde önemli bir milliyetçi lider olarak kabul edilen Mustafa Barzani, Bağdat’a karşı yürüttüğü mücadelesinde sayısız defa İsrail’in istihbarat servisi Mossad tarafından desteklendi.