İsrail ordusu, kuşatmanın üçüncü gününe girdiği Gazze'deki Şifa Hastanesi'ne düzenlediği baskında 90 kişiyi öldürdüğünü açıklarken, hastaneye sığınan yerinden edilmiş Filistinliler uzun gözaltılar ve kötü muamele gördüklerini anlattı.
Hamas, İsrail'in Şifa Hastanesi’ndeki kanlı katliamını kınadı ve ölenler arasında sivillerin, hastaların ve yerlerinden edilmiş kişilerin bulunduğunu söyledi.
Çatışmalar başlamadan önce Gazze Şeridi'nin en büyük sağlık kompleksi olan Şifa Hastanesi, bölgenin kuzeyinde kısmi olarak da olsa faaliyet gösteren birkaç sağlık tesisinden biri.
Şifa Hastanesi'nin son saldırıdan önce 7.000'den fazla hastaya ve yerinden edilmiş insana ev sahipliği yaptığı belirtildi.
Çarşamba günü İsrail ordusu, komplekste yaklaşık 300 şüphelinin sorgulandığını ve gözaltına alınan 160'tan fazla kişinin "daha ileri soruşturma için" İsrail'e götürüldüğünü söyledi.
İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada hastanedeki “silahlı savaşçıların” öldürüldüğü ifade edildi. Ancak hiçbir kaynak hasyanese silahlı savaşçıların bulunduğu iddiasını teyit etmedi.
Gazze'deki hükümet medya ofisinden yapılan açıklamada, İsrail ordusunun "savaşçıları öldürdüğü" iddiaları yalanlandı ve ölenlerin hepsinin yaralı hastalar ve yerinden edilmiş insanlar olduğu belirtildi.
Açıklamada, "İsrail işgal ordusu, uluslararası hukuku ve uluslararası insancıl hukuku ihlal eden sürekli ve yasaları çiğneyen suçlarını meşrulaştırmanın bir parçası olarak yalan ve aldatma söylemini yaymaktadır" denildi.
"Tüm alanlar tahrip edildi"
Yerlerinden edilen Filistinliler, İsrail ordusunun Şifa Hastanesi’ne yaptığı baskın ve kuşatma sırasında saatler süren gözaltı süreçlerini Al Jazeera'ye anlattı.
Baskın Pazartesi günü erken saatlerde başladı ve ordu bölgeye piyade ve tanklarla desteklenen özel kuvvetler sevk ettiğini açıkladı.
Salih Ebu Sakran, "El Şifa Tıp Kompleksi içindeki binalardan birindeydik" dedi. "Askerler bulunduğumuz binaya ateş açtı. Kıyafetlerimizi çıkarmamızı ve hastane bahçesine inmemizi istediler ve bizi hastanenin yanındaki bir konutun içine oturttular ve burada sorgulandık."
Ebu Sakran, Salı gecesi ordunun kendilerine Gazze Şeridi'nin güney bölgelerine doğru gitmelerini emrettiğini söyledi. Kompleksin içindeki tutukluların akıbetini bilmediğini söyledi.
Bir kadın hastaneden zorla çıkarılırken yaşadığı sıkıntıları anlattı.
Şeker hastası olan kadın, "İsrail araçları ve buldozerler arasında yürürken büyük zorluklarla karşılaştım, çocuklar çok acı çekti ve tanklar bize ateş etti" dedi.
"Gazze artık Gazze değil. Her yer yıkılmış durumda. Üç gün boyunca hiçbir şey yemedik. Ölecekmişim gibi hissettim."
El Şifa'dan taburcu edilen bazı yaralı ve hastalar tedavi için Gazze Şehri'ndeki Baptist (Madedani) Hastanesi'ne geldi.
Gazze Şehri'nden bildiren Muaz el Kahlut, İsrail bombardımanının Salı gününden beri durmadığını söyledi.
"Bombardıman devam ediyor. Birçok kişi kaçarken sokaklarda öldürüldü ve cesetleri hala sokaklarda" dedi.
İsrail askerleri, geçtiğimiz Kasım ayında ilk kez Şifa Hastanesi'ne baskın düzenlediğinde sert eleştirilerle karşılaşmıştı. Askerler Hamas tarafından komuta ve kontrol merkezi olarak kullanıldığı düşünülen tünelleri ortaya çıkardıklarını iddia etmişlerdi.
Hamas ve sağlık personeli hastanenin askeri amaçlarla ya da savaşçıları barındırmak için kullanıldığını reddetti.
Öte yandan İsrail'in Gazze'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampına düzenlediği saldırıda, çoğu yerlerinden edilen sivillerden oluşan en az 27 kişi öldü. Ölenler arasında en az beş kadın ve dokuz çocuk bulunuyordu.
İsrail'in Salı günü geç saatlerde kamptaki üç katlı bir aile apartmanını hedef alan hava saldırısının ardından canlı kurtulanlar Deyr el Belah'taki El Aksa Şehitleri Hastanesi'ne kaldırıldı.
Bir başka İsrail saldırısı da yakınlardaki Bureyc kampını vurdu ve aralarında üç kadının da bulunduğu sekiz kişi hayatını kaybetti.
Nuseyrat ve Bureyc, Gazze'deki yoğun nüfuslu mülteci kampları arasında yer alıyor. Bu kampların tarihi 1948'e, tahminen 750.000 Filistinlinin bugünkü İsrail'in kuruluşunu takip eden savaş sırasında bugün İsrail olarak bilinen topraklardan kaçmasına ya da evlerinden sürülmesine kadar uzanıyor.
Mülteciler ve onların soyundan gelenler Gazze'nin 2.3 milyonluk nüfusunun çoğunluğunu oluşturuyor.
Kaynak: Mepa News, Al Jazeera