İsrail, güney Lübnan ve kuzey Gazze'de devam eden şiddetli çatışmalar nedeniyle bu yıl asker ölümleri açısından en kötü ayını yaşadı.
Resmi rakamlara göre Ekim ayının başından bu yana en az 62 İsrail askeri öldürüldü ve bu, İsrail ordusunun Gazze'de Hamas'a karşı yürüttüğü savaşın pik yaptığı noktada 110 askerin öldürüldüğü geçen Aralık ayından bu yana en ölümcül dönem oldu.
İsrail'in Hizbullah'a karşı savaşını tırmandırarak ay başında kuzey komşusunu işgal etmesinden bu yana güney Lübnan'da ya da Lübnan sınırında en az 35 İsrail askeri öldürüldü.
İran'a bağlı Lübnan Hizbullahı ise 90'dan fazla İsrail askerini öldürdüğünü açıklamış olsa da bu rakamlar doğrulanmadı.
İsrail'in, bölgenin kuzeyinde sıkışıp kalan Filistinlilere karşı etnik temizlik ve imha kampanyası yürüttüğü Gazze'de Hamas ile devam eden çatışmalarda da bu ay en az 19 asker öldü.
Rakamlar, İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın web sitesinde yayınlanan ve 7 Ekim 2023'te İsrail'in güneyinde Hamas öncülüğünde düzenlenen saldırılarda öldürülen yüzlerce asker dahil toplam 780 askeri kaybın listelendiği resmi olarak kabul edilen verilere dayanmaktadır.
Gazze, Lübnan ve işgal altındaki Batı Şeria'da “çatışmada ölenler” olarak listelenen en az 365 askerin yanı sıra İsrail içinde roket saldırılarında veya diğer saldırılarda ölenler ve trafik kazalarında ölenler de var. Pek çok askerin sadece adı, rütbesi ve birliği belirtildiği halde nasıl öldüklerine dair detaylar belirtilmemiş.
İsrail ordusunun rehabilitasyon departmanı tarafından bu hafta açıklanan yeni rakamlar da tıbbi tedaviye ihtiyaç duyan yaralı asker sayısında son zamanlarda bir artış olduğunu gösteriyor. Salı günü yapılan açıklamada Ekim ayında Lübnan'da 910 askerin yaralandığı belirtildi.
Medyanın sıkı bir askeri sansüre tabi olduğu İsrail'de kayıplarla ilgili bilgiler sıkı bir şekilde kontrol ediliyor.
Bu durum bazılarının, resmi rakamların İsrail güçlerinin Gazze ve Lübnan'da verdiği kayıpların gerçek boyutunu olduğundan daha az gösterip göstermediğini sorgulamasına yol açtı.
Muhalefet lideri Yair Lapid Pazartesi günü Kanal 12'ye verdiği mülakatta geçen yıl 7 Ekim'den bu yana 890 askerin öldüğünü ve 11.000 askerin yaralandığını söyledi.
Lapid, “Alternatif gerçekleri ne kadar kabul edeceğimizin bir sınırı var” dedi.
Kaynak göstermeden kendi rakamlarını savunan Lapid, yaralı askerlerin tedavi edildiği İsrail hastanelerine atıfta bulundu: “Bu rakamla ilgili şüpheleriniz varsa Tel Hashomer'e gidin, Ichilov'a gidin, Rambam'a gidin, rehabilitasyon bölümlerine gidin.”
İsrail ordusunun rehabilitasyon departmanı Salı günü yayınladığı son rakamlarda, geçen yıl 7 Ekim'den bu yana tedavi gördüğünü söylediği toplam asker sayısını yaklaşık 12.000 olarak güncelledi.
Bunların yaklaşık yüzde 14'ü -1,680 asker- orta ya da ciddi yaralanmalara sahip olarak sınıflandırıldı.
Bakanlık, yaklaşık yüzde 43'ünün -5.200 asker- travma sonrası stres bozukluğu veya diğer psikolojik sorunlar için tedaviye ihtiyaç duyduğunu söyledi.
Dullar ve yetimler
Bu arada, Lübnan'da öldürülen askerlerin cenazeleriyle ilgili haberler kamuoyunun dikkatini dul ve yetimlerin yasına odakladı ve bazı kesimlerin İsrail'in savaşlarına yönelik halk desteğinin değişip değişmeyeceğini merak etmesine neden oldu.
Pazartesi günü Haaretz'de yazan Amos Harel, artan ölü sayısının İsrail'in Lübnan ve Gazze'deki önceki operasyonlarının ardından olduğu gibi “halkın savaşa devam edilmesi gerektiği yönündeki görüşünü yavaş yavaş değiştirip değiştiremeyeceğini” sorguladı.
Harel, “Hükümet Gazze Şeridi, İran ve Lübnan'daki son askeri başarıları, stratejisinin doğru olduğunun ve savaşın her cephede devam etmesi gerektiğinin kanıtı olarak gösteriyor” diye yazdı.
“Ancak gerçekte, savaşı daha uzun süre devam ettirmenin getireceği bedeli görmezden gelmek mümkün değil.”
Salı günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Lübnan'da ateşkes olasılığını görüşmek üzere ordu yetkilileri ve bakanlarla bir toplantı yaptığı bildirildi.
Üst düzey bir güvenlik yetkilisi Ynet internet sitesine yaptığı açıklamada ordu komutanlarının Lübnan'daki operasyonlarının sonuna yaklaştıklarını düşündüklerini söyledi.
Yetkili, “Ya bir anlaşma ya da bir yıpratma savaşı ve tampon bölge” dedi.
İsrailli gazeteci Meron Rapoport Middle East Eye'a verdiği demeçte ordunun pozisyonundaki bu belirgin değişimin, operasyonlar devam ettiği sürece kayıpların artmaya devam edeceği endişesinden kaynaklandığına inandığını söyledi.
Rapoport, “Eğer ordu şimdi savaşın sona ermesi gerektiğini söylüyorsa bunun nedeni ölülerdir” dedi.
“Bunun Lübnan'daki 'başarıları' korumak için olduğunu söylüyorlar ama bence bunun nedeni kayıpların artmasından ve kamuoyu desteğinin erozyona uğramasından duyulan korku.”
İsrail, geçtiğimiz yıl en az 2.792 kişinin ölümüne ve bir milyondan fazla insanın yerinden edilmesine neden olan Lübnan'a yönelik bombardımanlarda şu ana kadar hiçbir yumuşama belirtisi göstermedi.
Çarşamba günü İsrail, daha önce tüm nüfusun bölgeyi terk etmesini emrettiği Baalbek'i bombalamaya devam etti. Pazartesi günü tarihi doğu kenti ve çevresini hedef alan hava saldırılarında en az 60 kişi hayatını kaybetti.
Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre şimdiye kadar 43.000'den fazla Filistinlinin öldürüldüğü Gazze başta olmak üzere, savaşın yakın zamanda sona ereceği konusunda pek çok kişi derin bir karamsarlık içinde.
Yafa'da yaşayan Filistinli yazar ve analist Abid Ebu Şihada, hem Netanyahu'nun koalisyon hükümeti hem de İsrail ordusu içindeki aşırı sağcı partilerin ve Gazze'de yerleşim yerleri inşa etme niyetini açıklayan yerleşimci hareketinin destekçilerinin etkisine ve varlığına işaret etti.
Middle East Eye'a konuşan Ebu Şihada, “Onlar için bu dini bir savaş ve Tanrı'nın görevini yerine getirme diliyle konuşuyorlar” dedi.
“Savaşı sona erdirecek ciddi bir ses yok. İsrail toplumu depresyonda ama yine de savaşa devam etmek istiyorlar. Lübnan ile bir anlaşmaya yaklaşabilirler ama Gazze'de değil. Bedeli çok fazla olsa bile Gazze'deki savaşı sona erdirecek bir senaryo görmüyorum.”
Kaynak: Mepa News