İsrail sosyal medyadaki yalanlarıyla neyi hedefliyor?

Marc Owen Jones

İsrail, çocukları katlettiği için küresel desteği kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu biliyor. Bu yüzden özensiz ama çoğu zaman etkili olan sosyal medya dezenformasyonuna yöneliyor.

Gazze'de her 10 dakikada bir çocuk öldürülüyor. İsrail 7 Ekim'den bu yana 4,000'den fazla çocuğu öldürdü. Şimdi de Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde prematüre bebekler ölüyor çünkü İsrail'in bir ayı aşkın süredir devam eden kuşatması nedeniyle hastanenin elektriği kesik ve bu nedenle kuvözler çalıştırılamıyor.

İsrail, devam eden çocuk katliamı nedeniyle uluslararası desteği kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu biliyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Kanada Başbakanı Justin Trudeau gibi şimdiye kadar İsrail'i desteklemekte kararlı olan Batılı müttefikler, -Macron o zamandan beri tonunu yumuşatmış olsa da- geçtiğimiz hafta İsrail hükümetinden açıkça çocukları öldürmeyi durdurmasını istedi.

Sonuç olarak İsrail'in propaganda ve dezenformasyon makinesi, çocukların öldürülmesini ve tıbbi tesislerin bombalanmasını meşrulaştırmak için yeni yollar bulmaya başladı.

Genellikle İsrail'in vahşet suçlamalarına verdiği ilk yanıt inkardır. Bu başarısız olduğunda, ikinci strateji Filistinlilerin ölümünden Hamas'ı ya da diğer Filistinli silahlı grupları sorumlu tutmaktır.

İsrail bu stratejilerden vazgeçmiş değil ama aynı zamanda Filistinli çocukları doğrudan Hamas'la ilişkilendirmeye çalışıyor ve böylece onları -ve barındıkları yerleri- meşru hedefler olarak göstermeye çalışıyor.

Hamas'ı suçlamak

11 Kasım'da İsrail Dışişleri Bakanlığı tarafından yönetilen resmi Arapça hesap, Hamas'ın Şifa Hastanesi'ni ele geçirerek tüm yakıtı ve morfinleri aldığından bahseden ve oldukça heyecanlı olduğu anlaşılan bir "hemşirenin" videosunu paylaştı. Hemşire, Hamas çaldığı için beş yaşında kırığı olan bir çocukta morfin kullanamadığını iddia etti.

Binlerce kez retweet edilen videonun sahte olduğu açıktı. Bölgedeki hiçbir personelin videodaki kişiyi tanımadığı görülüyor, bu da kimliği ve rolü konusunda şüphe uyandırıyor. Forensic Architecture adlı araştırma kuruluşunda çalışan gazeteci Robert Mackey, Şifa Hastanesi'nde çalışan üç Sınır Tanımayan Doktorlar personeliyle konuştu ve hiçbiri bu kişiyi tanımadı.

Video adeta komik bir saçmalık örneği. Hemşire Filistinli aksanıyla konuşmuyordu ve diyalogları İsrail ordusunun Hamas'ın hastanelerin tüm yakıtını çaldığı yönündeki söylemlerini mükemmel bir şekilde yansıtıyordu.

Dahası, Filistin Sağlık Bakanlığı logosunun yerleştirilmesi, yanıltma ya da açık kaynak istihbaratı için bir 'bal tuzağı' yaratmaya yönelik yapmacık bir girişimdi. Hazır ses efektleri, tertemiz beyaz önlüğü ve mükemmel makyajı da şüpheleri arttırıyordu ki bunların hepsi sözde vahim bir ortamda eğreti duruyordu.

Videonun amacı açıktı: Çocukların çektiği acılardan Hamas'ı sorumlu tutmak ve İsrail ordusunun Hamas'ın sivilleri ve çocukları canlı kalkan olarak kullandığı iddialarını meşrulaştırmak.

Sonunda, İsrail hükümetine video nedeniyle yapılan çağrılar üzerine, Dışişleri Bakanlığı herhangi bir açıklama yapmadan paylaşımını sessizce sildi.

Ancak dezenformasyon yaymak ve ardından silmek rutin hale geldi ve bu da şu soruyu gündeme getiriyor: İsrail ordusunun propagandası neden bu kadar özensiz? Sonuçta İsrail bu şekilde güvenilirliğini kaybetme riskiyle karşı karşıya değil mi?

Hayır, çünkü faydaları maliyetlerinden daha ağır basıyor. Eski bir atasözü olan "Gerçek henüz ayakkabılarını giymeden, yalan dünyayı dolaşabilir", propaganda hakkında bilmemiz gerekenlerin çoğunu bize anlatır. Önemli olan doğruluk değil, hız ve önceliktir.

Gerçek olup olmadığını bakmaksızın anlatıyı kontrol etmek, bilgiyi düşmanınızdan daha hızlı yaymak ve bu bilgiyi sansasyonel hale getirmek anlamına gelir. Bir araştırma, insanların yüzde 86'sının sosyal medyada gördükleri haberleri kontrol etmediğini ortaya koymuştur.

Yanlış bir şey viral hale geldiğinde, bunu gören insanların doğruluğu kontrol edilmiş versiyonu görmesi pek olası değildir. Bu tür videoların izleyicileri doğruluk kontrolünü iyi bilen kişiler değil. İsrail'in örneğinde, izleyicilerin büyük bir kısmı İngilizce konuşan, sahte aksanları fark etmeyecek ve bu tür bilgilerin yanlış olduğuna inanmak için hiçbir nedeni olmayan Batılı izleyicilerdir.

Unutmamak gerekir ki, propagandanın etkili olması için sofistike olması gerekmez, sadece hızlı ve sansasyonel olması yeterlidir. Sosyal medya bunun için biçilmiş bir kaftandır.

Nefret dolu, Kavgam okuyan çocuklar

Filistinli çocukları şeytani, anti-Semitik Hamas propagandasının muhatabı olarak karalama girişimi, Hamas'ı suçlamanın ötesinde, İsrail'in çocukları öldürmesinin meşrulaştırılmasında daha kötü bir aşama olarak ortaya çıkmaktadır.

5 Kasım'da İsrail'in resmi Arapça hesabı, İsrail'in bebeklerini 'sevgi' ile büyüttüğünü, Hamas'ın ise Gazze'deki bebekleri 'nefret' ile doldurduğunu gösteren bir karikatür paylaştı.

Ardından Pazartesi günü Dışişleri Bakanlığı'na bağlı resmi İsrail hesabı X'te İsrail ordusunun Gazze'de bir çocuğun odasında Hitler'in 'Kavgam' kitabının bir kopyasını bulduğunu iddia etti. Kusursuz notlar ve vurgular içeren kitabın 'bulunması', Filistinli çocukların nefretle doldurulduğu, kurtuluşun ötesinde oldukları ve dolayısıyla öldürmek için geçerli hedefler oldukları yönündeki anlatıyı destekleme girişimiydi.

Kavgam, antisemitizmin özünü temsil etmektedir. Bu kitap Hitler'in otobiyografisidir. Bunun önemi, İsrail propagandasının hedef kitlesi olan Batı'daki pek çok kişi için gözden kaçmayacaktır. Bir kopyası İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog tarafından teşhir edilen Kavgam'ın kullanılması, İsrail'in yaşça büyük Filistinli çocukları beyinleri yıkanmış Yahudi karşıtları olarak göstermeye çalıştığını ortaya koymaktadır. Kitap örneği de anlatıyı desteklemek için basit bir araçtır.

Bir çocuk hastanesinin altındaki sığınak

Pazartesi gecesi İsrail, çocuklara yönelik saldırılarını meşrulaştırma çabalarını daha da arttırdı. İsrail ordusu, sözcüsü Daniel Hagari'nin Gazze'deki Rantisi Çocuk Hastanesi'nin altında Hamas'a ait olduğu iddia edilen bir sığınakta dolaştığı bir video yayınladı. Görüntülerden birinde Hagari silahların, el bombalarının ve diğer silahların yanında diz çökmüş durumda, arka planda ise çocuklar tarafından yapıldığı anlaşılan bir ağaç resmi var.

Yine Rantisi hastanesinin bodrumunda çekildiği iddia edilen bir başka videoda ise Hagari, rehineleri bağlamak için kullanıldığını iddia ettiği bir sandalye ve ip kalıntılarına dikkat çekiyor. Ardından, Dünya Sağlık Örgütü işaretli bir elektrik bağlantı kutusunun üzerinde duran bir biberonu işaret ediyor.

Resim ya da biberon gibi çocuksu masumiyetin silahlarla yan yana getirilmesi, İsrail'in Hamas'ı çocukları ve hastaneleri canlı kalkan ya da esir olarak kullanan insanlık dışı 'teröristler' olarak anlatmasını meşrulaştırmaya hizmet ediyor. Bu da İsrail'in sivil hedeflere yönelik saldırılarını meşrulaştırmak için kullanılıyor.

Ancak videonun bir propaganda çalışması olduğu çok açık. Hagari duvara asılmış Arapça el yazısıyla yazılmış bir tabloyu işaret ediyor. Hagari daha sonra listede Hamas savaşçılarının isimlerinin yer aldığını söylüyor. "Bu, her teröristin adını yazdığı bir nöbet listesi ve her teröristin burada bulunan insanları koruyan kendi vardiyası var".

Tek sorun listede böyle bir şey yazmıyor olması. Asılı olan şey sadece haftanın günlerini gösteren bir liste.

İsrail bunu neden yapıyor?

İsrail, 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne uyguladığı ve tıbbi tesisleri felce uğratan tam ablukanın ardından hafta sonu Şifa Hastanesi'ne çok az miktarda yakıt verdi.

Hastane Müdürü Muhammed Ebu Selmiya, bir miktar yakıt sağlama girişimiyle ilgili olarak "İsrail dünyaya bebekleri öldürmediğini göstermek istiyor" dedi.

Ancak İsrail artık Filistinli bebekleri öldürdüğünü inkar edemediği için, onların öldürülmesini meşrulaştırmaya çalışıyor. William Benoit 'imaj restorasyon teorisi' üzerine yaptığı çalışmada buna 'saldırganlığı azaltma' adını veriyor. Basitçe söylemek gerekirse, kurbanı suçlarsınız ya da kurbanın çektiği acıları hak ettiğini düşünürsünüz.

Ölü sayısı arttıkça, suçu masum kurbanların üzerine atmaya yönelik tuhaf girişimler de artıyor.

Ancak hiçbir üretilmiş video ya da yerleştirilmiş "kanıt" gerçeği gizleyemez. Gazze'de yüzlerce çocuk ölüyor, kanları İsrail'in bombaları, kurşunları ve kuşatmasıyla dökülüyor.


Al Jazeera için kaleme alınan bu görüş yazısı Mepa News okurları için Türkçeleştirildi. Yazıda yer alan ifadeler Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.