Sally Ibrahim | New Arab | Tercüme: Mepa News
İsrail'in "General Planı"nı uygulamak üzere Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki koşulları hazırladığı bildiriliyor. Söz konusu plan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya kuşatma altındaki kıyı bölgesinde Filistinlilere karşı yürüttüğü soykırım savaşında "mutlak zafer" elde etmek için "sihirli bir reçete" olarak sunulmuştu.
İsrail basınında yer alan haberlere göre Netanyahu milletvekillerine, bir grup üst düzey İsrail Savunma Kuvvetleri yedek subayı tarafından desteklenen ve Gazze'nin kuzeyini kuşatmayı öngören "General Planı" olarak adlandırılan planı değerlendirdiğini söyledi.
The Times of Israel'in haberine göre Netanyahu, Knesset Dış İlişkiler ve Savunma Komitesi üyelerine kapalı bir oturumda, planın incelenen birkaç plandan biri olduğunu ve önümüzdeki günlerde tartışılmak üzere kabineye sunulacağını söyledi.
"General Planı" nedir?
Geçtiğimiz hafta komiteye hitap eden Tümgeneral Giora Eiland, ABD tarafından desteklenmeyen planın Gazze'deki "realiteyi değiştireceğini" iddia etti:
"Kuzey Gazze'de yaşayanlara bölgeyi boşaltmak için bir haftaları olduğunu söylemeliyiz. Bu süre zarfında bölge askeri bir bölge haline gelecektir. Bu bölge her insanın hedef olduğu ve en önemlisi de bölgeye hiçbir malzemenin girmediği bir bölge olacaktır. Kuşatma sadece etkili bir askeri taktik değildir, aynı zamanda uluslararası hukuka da uygundur. Sinvar için önemli olan toprak ve onurdur ve bu manevrayla hem toprağı hem de onuru ellerinden almış olursunuz."
Plan ne zaman uygulanacak?
Filistinli siyaset uzmanı İbrahim Melhem konuya dair şunları söyledi:
"İsrailli liderler planı uygulamak için bir tarih açıklamamış olsa da, her gün yaşanan katliamlar, dehşet verici sahneleriyle bize bu planın kanlı bir şekilde uygulamaya konulduğunu ve yaklaşık yarım milyon vatandaşın açlık, ölüm ve terörün acısını çektiğini gösteriyor.
İsrail ordusunun kuzey bölgelerinde yaşayanlara karşı art arda gerçekleştirdiği ve onlarca şehit ve yüzlerce yaralı bırakan korkunç katliamlar, 'General Planı'nın parmak izlerini taşıyor.
Netanyahu'nun savaşı yetim çocuklara ve yaslı kadınlara, tüm insanlara ve onların mülklerine, fırınlar, hastaneler, su ve elektrik istasyonları gibi hizmet merkezlerine ve hayatta kalmalarını sağlayan diğer yaşam araçlarına yönelik."
Yazar ve siyasi analist Hüsam Decani ise şu ifadeleri kullandı:
"Plan sadece sivilleri terörize etmek ve topraklarından etmek ya da silahlı direnişi kırmak ve Filistinli savaşçıları öldürmek üzerine kurulu değil. Asıl amaç tüm ailelere karşı soykırım uygulayarak ve onları nüfus kayıtlarından silmeye çalışarak direnişin halk desteğine saldırmak.
Arapların sessizliği ve Amerika'nın İsrail'e verdiği tam destek ışığında Netanyahu'nun bu planı gerçekleştirmesi zor olmayacak ve bu da sömürgeci emellerle uyumlu yeni bir Ortadoğu yaratılmasına katkıda bulunacak."
Planın insani etkisi ne olacak?
İsrail'in soykırım savaşı on bir ay önce patlak verdiğinden bu yana, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki bölgeler (Gazze Şehri, Cebaliye, Beyt Lahiye ve Beyt Hanun) İsrail ordusunun ayrım gözetmeyen saldırılarına tanık oluyor. İsrail Filistinlileri hava, kara ve deniz saldırılarıyla ya da açlık politikası ve günlük yaşam koşullarının kötüleşmesi yoluyla öldürüyor.
Gazze'deki Sivil Savunma Bakanlığı sözcüsü Mahmud Basal şunları söyledi:
"İsrail ordusu sadece çoğu çocuk olan silahsız masum sivilleri öldürüyor. Ölenlerin hepsi paramparça olmuş ya da sakat kalmış durumda ve ordunun neden sivilleri hedef almakta ısrar ettiğini bilmiyoruz.
İsrail ordusu savunmasız, güçsüz, yerinden edilmiş sivillere karşı sistematik bir politika izliyor. Kuzeyde yaşayanların çoğu ölümden kaçmak için okullara sığınmak zorunda kaldı, ancak İsrail savaş uçakları onları takip etti ve soğukkanlılıkla öldürdü."
Gazze Şehri ve kuzey bölgelerinde halen yaklaşık 400 bin Filistinli yaşıyor ve hepsi de İsrail'in savaşı nedeniyle insanlık dışı koşullarda yaşıyor.
Gazze'nin kuzeyindeki Beyt Lahiye kasabasından Neda el-Erabid New Arab'a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Savaşın başından beri ne ben ne de çocuklarım et yiyebildik. Beş aydan fazla bir süredir meyve ve sebze yiyemiyoruz. Bombardımandan ölmezsek, kesinlikle açlıktan öleceğiz."
33 yaşındaki anne, İsrail ordusunun evini yıkması ve kocasını öldürmesinin ardından beş aydan fazla bir süredir Gazze Şehri'ndeki Zeytun Okulu'nun avlusunda yıpranmış kumaştan yapılmış bir çadırda yaşıyor.
"Dün İsrail ordusu okulu bombaladı ve gözlerimizin önünde yaklaşık yedi kişiyi öldürdü. Artık bu savaştan sağ çıkacağımıza dair hiçbir umudumuz kalmadı."
Gazze Şehri sakinlerinden Muhammed Atallah da aynı duyguları paylaşıyor. Şu anda, geçen Kasım ayında ailesinden 25 kişinin ölümüne neden olan İsrail uçağından atılan bir füzenin isabet ettiği evinin kalan kısmında yaşıyor.
"İsrail ordusu bize karşı her türlü yıldırma yöntemini kullanmaya devam ediyor. Hamas ve direniş gruplarıyla savaştığı için değil, topraklarımızı işgal etmek ve hepimizi kovmak için Gazze'nin kuzey bölgelerinin tüm sakinlerine karşı bir yerinden etme politikası uygulamak istediği için.
İsrail ordusu bize karşı ne yaparsa yapsın, topraklarımızı terk etmeyeceğiz. Arapların sessizliği ve Batı'nın İsrail'e desteği olmasaydı, Netanyahu bize karşı yerleşim-işgal planlarını uygulayamazdı."