Loveday Morris, Joby Warrick ve Shira Rubin | The Washington Post | Tercüme: Mepa News
Son iki gün içinde Lübnan genelinde Hizbullah mensuplarının kullandığı binlerce çağrı cihazı ve telsizinin patlamasına neden olan karmaşık, çok aşamalı saldırının titizlikle planlandığı anlaşılıyor.
Yurt dışındaki özel suikast ve operasyonları hakkında nadiren yorum yapan İsrail, Çarşamba günü Lübnan genelinde daha fazla cihazın patlamasıyla ikinci gününe giren saldırının sorumluluğunu ne üstlendi ne de reddetti. İki ABD'li yetkiliye göre İsrailliler saldırı gerçekleşmeden önce ABD'yi saldırının ayrıntıları hakkında bilgilendirmedi ancak daha sonra istihbarat kanalları aracılığıyla Washington'a bilgi verdi. Bu haberde yer alan diğer yetkililer gibi onlar da hassas konuları tartışmak için isimlerinin gizli kalması koşuluyla konuştular.
Neden şimdi?
Bu eşi benzeri görülmemiş operasyonun üzerinde kritik bir soru vardı: Neden şimdi? İsrail hükümetinin çalkantı içinde olması ve Washington'un daha geniş çaplı bir çatışmayı önlemek için yoğun çaba sarf etmesi, uzmanları ve yetkilileri saldırının zamanlaması ve İsrail'in Lübnan ile ilgili planları hakkında merakta bıraktı.
Kendi ifadelerine göre "uluslararası terörle mücadele operasyonlarını" yöneten eski bir üst düzey Mossad ajanı olan Oded Eilam, ilk patlamalardan sonraki saatlerde İsrail tarafından "daha kapsamlı bir askeri hamleye girişilmemesi zamanlamanın bunun için uygun olmadığını" gösterdiğini söyledi.
İsrail'in operasyonu tam olarak nasıl başardığı -ve hatta bitip bitmediği- Çarşamba günü de belirsizliğini korudu. İsrail'in askeri istihbarat müdürlüğünün bir danışmanı ve ülkenin iç güvenlik servisi Shin Bet'in eski bir üst düzey komutanı, ajanların çağrı cihazı tedarik zincirinin kontrolünü ele geçirmiş, cihazların içini boşaltmış ve az miktarda patlayıcı ile doldurmuş olabileceklerini ifade etti. Washington Post'a verdiği demeçte, bu işlem tamamlandıktan sonra harekete geçmek için sınırlı zaman olduğunu söyledi: "Şüphe seviyesi yüksek ve operasyonun boşa çıkması için sadece bir tanesinin patlaması yeterli."
İsrailli diğer eski istihbarat yetkilileri de bu görüşü yineleyerek, aylar hatta yıllar süren bu tür operasyonların harekete geçirildikten sonra kısa bir raf ömrüne sahip olduğunu ifade ediyor. Eilam, patlayan çağrı cihazları olayında, Hizbullah'ın İsrail'in hedef aldığı suikast dalgasından sonra daha güvenli olduğunu düşündüğü daha düşük teknolojili cihazlara geçme kararının muhtemelen bir fırsat penceresi sağladığını açıkladı.
"Kurulum ile düğmeye basma arasında minimum [süreye] ihtiyacınız var" dedi.
Saldırıyı Hizbullah'ın "Pearl Harbor"ı olarak tanımlayan Eilam, operasyonun azami etkiyle sonuçlanıp sonuçlanmayacağı gibi stratejik hususların operasyonun tehlikeye girme riskiyle dengelenmesi gerektiğini söyledi. Ancak operasyonun geniş çaplı bir çatışmanın ilk salvosu mu yoksa Hizbullah'a böyle bir çatışmanın potansiyel maliyetleri konusunda bir uyarı mı olduğu henüz anlaşılmış değil.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant Çarşamba günü Hayfa'daki Ramat David hava üssünde askerlere yaptığı açıklamada "Savaşta yeni bir aşamanın başlangıcındayız" dedi ve ekledi: "Ağırlık merkezi kuzeye doğru kayıyor"
Hizbullah 8 Ekim'de Hamas'ı desteklemek üzere İsrail'e karşı saldırılar düzenlemeye başlamış ve Gazze'de ateşkes sağlanana kadar geri çekilmeyeceğine dair söz vermişti.
Çarşamba günü Beyrut sokaklarında yaşanan patlamalar nedeniyle yine ambulanslar dolaşırken İran'a bağlı grup İsrail'e misilleme gerçekleştirme sözü verdi.
İsrail-Lübnan sınırında aylardır yoğunlaşan saldırılar nedeniyle zaten gergin olan komşu Arap ülkelerinin istihbarat ve güvenlik yetkilileri son saldırıyla birlikte bir kez daha şok oldu.
Bölgedeki bir yetkili, "Biz zaten gerilimin artması eşiğini çoktan geçtik" dedi ve ekledi: "Bu İsrail'in oynadığı büyük bir kumardı."
Arap istihbarat servisleri Hizbullah'ın çağrı cihazlarıyla ilgili bir sorun keşfettiğini ve İsrail'in "ya şimdi ya da hiç" anlayışıyla hareket ettiğini düşünüyor. Yetkililer, aksi takdirde saldırının zamanlamasının pek mantıklı olmadığını söyledi.
İkinci bir bölgesel güvenlik yetkilisi "Bir mesaj vermeye çalışıyor olsalar bile, neden şimdi?" diye sordu ve ekledi: "Hizbullah'tan bir tepki gelecektir. Daha büyük bir savaşı önlemekle gerçekten ilgileniyorsanız bunu neden yapıyorsunuz?"
Başbakan Binyamin Netanyahu Çarşamba günü yayınlanan kısa bir videosunda İsrail'in “kuzeyde yaşayanları güvenli bir şekilde evlerine kavuşturacakları" sözünü verdi. Hizbullah'ın saldırıları nedeniyle kuzeydeki İsrail topluluklarından yaklaşık 60.000 kişi evlerini ve yaşadıkları bölgeyi terk etmek zorunda kaldı. Bu hafta başında İsrail yönetimi bu kişilerin geri dönüşünü savaşın resmi bir hedefi haline getirdi.
İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi Çarşamba günü yaptığı açıklamada kuzey sınırı için "saldırı ve savunma" planlarını onayladığını söyledi. İsrail askeri radyosu, ordunun 98. Tümeninin Gazze'den kuzeye nakledileceğini bildirdi.
Tüm kavgacı söylemlere ve asker hareketliliğine rağmen İsrail'in askeri hazırlıklarının topyekün bir savaş için yeterli olmadığını söyleyen Eilam, ABD'nin İsrail'e bölgesel bir savaş başlatmaması için "çok fazla baskı" yaptığını belirtti.
Ancak Washington'un Orta Doğu'daki en yakın müttefikini kısıtlama kabiliyeti sınırlı görünüyor. Beyaz Saray yetkilileri, İsrail'in Temmuz ayı sonunda, ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması görüşmelerinde çok önemli bir anda Hamas lideri İsmail Heniye'yi öldürmesine öfkelenmişti.
Nisan ayında Pentagon yetkilileri, Suriye'nin başkenti Şam'daki bir diplomatik tesis yakınlarında iki üst düzey İranlı komutanın ölümüne neden olan İsrail saldırısından önceden haberdar edilmemenin yarattığı hayal kırıklığını da dile getirmişlerdi.
ABD'li bir yetkili, İsrail'in çağrı cihazı patlamalarından önce Biden yönetimini Lübnan'da bir tür operasyon yapmaya hazırlandığı konusunda bilgilendirdiğini ancak ayrıntı vermediğini söyledi. Yetkililer saldırının boyutunu gördüklerinde şaşırdılar. Yetkili, "Lübnan'da yüzlerce çağrı cihazının aynı anda patlayacağından haberimiz yoktu" dedi.
İsrail ile Hizbullah arasında bir savaşı önlemekle görevli Beyaz Saray yetkilisi Amos Hochstein, Netanyahu ile görüşmek üzere Pazartesi günü İsrail'e gelmişti. Başbakanlık ofisinden yapılan açıklamaya göre Netanyahu Hochstein'a "İsrail ABD'nin desteğini takdir ediyor ve saygı duyuyor olsa da, nihayetinde güvenliğini korumak için ne gerekiyorsa yapacaktır" dedi.
Eski Mossad şefi Danny Yatom, patlayan cihazların Hizbullah içinde “panik, stres ve şok yaratma” amacı taşıdığını ve İsrail'in grubun en güvenli iletişim hatlarını bile ihlal etme yeteneğini kanıtladığını söyledi.
"Bu müstakil bir operasyon olmayacaktır. Bu, Lübnan'da daha büyük bir savaşı tetikleyebilme ihtimali bulunan bir operasyon olacaktır."
Ancak operasyonun iç politikadaki arka planı, saldırının zamanlaması ve daha geniş stratejik önemi hakkında da soru işaretleri yarattı. Geçtiğimiz dönem İsrail hükümeti için çalkantılı bir hafta oldu ve Netanyahu'nun savaş stratejisi konusunda aylarca süren sürtüşmenin ardından Savunma Bakanı Gallant'ı değiştirmeye çalıştığına dair haberler arttı.
Gallant, Netanyahu'nun Gazze'de ordunun tüm dikkatini Lübnan'a vermesini sağlayacak bir ateşkesi kabul etmesi için açıkça baskı yapıyordu.
Le Beck International risk danışmanlık şirketinin istihbarat başkanı Michael Horowitz, "İsrail'in böylesine yüksek riskli bir operasyona gireceğini bile bile savunma bakanını kovmayı planlayacak kadar pervasız mı yoksa operasyon son dakikada mı yapıldı, bilmek zor" dedi.
Analistler, İsrail'in saldırıyı başlatmadan önceki niyeti ne olursa olsun, hükümetin şimdi bu ivmeden yararlanmak ve Hizbullah'ı zor durumdayken vurmak için artan bir iç baskıyla karşı karşıya kalacağını söylüyor.
İsrail ordusundan emekli bir yarbay olan ve kuzeyde güvenlik konusuna odaklanan Alma adlı sivil toplum kuruluşunun kurucusu Sarit Zehavi'ye göre örgüt, son iki hafta içinde boşaltılmamış bölgelere düzenlediği 30 saldırı da dahil olmak üzere İsrail'in daha derinlerine saldırıyor.
Zehavi, "Bu dayanılmaz bir durum" dedi ve ekledi: Dayanılmaz."
Kaynak: Mepa News