Nadav Rapaport | Middle East Eye | Tercüme: Mepa News
Uluslararası alanda tanınan İsrailli bir tarihçi, İsrail'in geçen yıl 7 Ekim sonrası başlattığı saldırılardan bu yana işlenen savaş suçlarını belgeleyen geniş ve metodik bir rapor hazırladıktan sonra ülkesinin Gazze'de soykırım yaptığı sonucuna vardı.
Kudüs İbrani Üniversitesi'nde doçent olan ve ABD'deki Princeton Üniversitesi'nde de burslu olarak görev yapan Lee Mordechai'nin yayınladığı “Bearing Witness to the Israel-Gaza War” başlıklı raporun İngilizce çevirisi 124 sayfa uzunluğunda ve 1.400'den fazla dipnot içeriyor.
Tarihçi, görgü tanığı raporları, video görüntüleri, makaleler, fotoğraflar, görgü tanığı kanıtları ve çoğu İsrail askerleri tarafından kaydedilmiş soruşturma materyallerini kullanarak Haaretz'in deyimiyle “İsrail'in Gazze'de işlediği savaş suçlarının İbranice'deki en metodik ve detaylı dokümantasyonunu (İngilizce çevirisi de var)” hazırladı.
Mordechai tarafından belgelenen en şok edici olaylardan bazıları arasında çocuklu bir Filistinli kadının beyaz bayrak sallarken vurulması, açlıktan ölmek üzere olan kızların ekmek kuyruğunda ezilerek öldürülmesi, elleri kelepçeli 62 yaşındaki Filistinli bir adamın İsrail tankı tarafından ezilmesi ve yaralı bir çocuğa yardım etmeye çalışan insanları hedef alan bir hava saldırısı yer alıyor.
Veri tabanında, İsrail işgal güçlerinin savaş sırasında 44.500'den fazla Filistinlinin öldürüldüğü Gazze'de gerçekleştirdiği vahşeti belgeleyen binlerce video, fotoğraf, tanıklık, rapor ve soruşturma yer alıyor.
Mordechai ayrıca “Medya, propaganda ve savaş” başlıklı bir bölüme de yer vererek, mevcut katliamların “İsrail'in yanı sıra Batı'da -ABD, Kanada, Birleşik Krallık ve Almanya gibi ülkelerde- söylemi şekillendirmeye yönelik büyük medya çabaları tarafından desteklendiğini ve basitleştirildiğini” belirtiyor.
Cesetler, ölümler ve gün batımları
Haaretz, Mordechai'nin belgesiyle ilgili haberine, büyük bir köpeğin bir Filistinlinin cesedini yediğini gösteren bir videoya atıfta bulunan 379 numaralı dipnota dikkat çekerek başladı.
“Wai, wai, teröristi aldı, terörist gitti - her iki şekilde de gitti” diyor köpeğin cesedi yemesini görüntüleyen İsrailli asker.
Birkaç saniye sonra, asker cesetten uzaklaşarak etrafındaki manzaraya bakıyor. “Ama ne muhteşem bir manzara, muhteşem bir gün batımı. Gazze Şeridi'nin üzerinde kızıl bir güneş batıyor” diyor.
Mordechai'nin derlemesi İsrail askerleri tarafından çocukların öldürülmesini, tüm ailelerin katledilmesini, sivillerin aç bırakılmasını ve vurulmasını, tankların mahkumların ve cesetlerin üzerinden geçmesini ve çok daha fazlasını ayrıntılarıyla anlatıyor.
Belgenin 354 numaralı dipnotunda Filistinlilerin beyaz bayrak kaldırırken İsrail güçleri tarafından vurulduğu görüntüler yer alıyor. Yayınlanan video görüntülerinde birçok insanın evlerini boşaltırken beyaz bayrak salladıkları görülüyor. Küçük çocuğu olan bir kadın İsrailli bir keskin nişancı tarafından vurularak öldürülüyor, çocuk ise kaçmayı başarıyor.
Tarihçi söz konusu raporu ilk olarak Ocak ayında yayınladı ve o zamandan beri güncellenmiş versiyonlarını yayınlamaya devam ediyor.
Haaretz'e verdiği demeçte, “Kendi balonumda yaşamaya devam edemeyeceğimi, bunun bir ölüm kalım meselesi olduğunu ve yaşananların çok büyük olduğunu ve burada birlikte büyüdüğüm değerlerle çeliştiğini hissettim” dedi.
Mordechai raporunda Gazze Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan ölüm rakamlarının doğruluğunu teyit ediyor. Tarihçiye göre bu rakamların abartılı olduğu iddiaları asılsız ve İsrail hükümeti bile sağlık bakanlığının verilerini doğru kabul ediyor.
Savaşta ölen on binlerce insan arasında Mordechai, İsrail güçlerinin bulundukları hastaneyi boşaltmaya karar vermesinin ardından dört prematüre bebeğin ölümünü de belgeye dahil ediyor. Beş bebeğe bakan bir hemşire en güçlü olanı seçmek zorunda kalmış ve bu bebeğin hayatta kalmasına izin verilmiş.
Tarihçi tarafından derlenen ve yine çoğunlukla İsrail güçleri tarafından kaydedilen diğer görüntülerde, bir askerin elleri ve gözleri bağlı mahkumları ailesine selam göndermeye ve kölesi olmak istediklerini söylemeye zorladığı görülüyor.
İsrail askerleri Gazze'deki Filistinlilerin evlerinden yağmaladıkları para yığınlarını tutarken fotoğraflanırken, İsrail ordusuna ait bir buldozer bir insani yardım kuruluşundan gelen büyük bir gıda paketi yığınını yok ederken görülüyor.
Bir başka videoda ise bir İsrail askeri “Gelecek yıl okulu yakacağız” diye şarkı söylerken arka planda Gazzeli bir okul alevler içinde kalıyor. Mordechai tarafından belgelenen çok sayıda video, İsrail askerlerinin yağmaladıkları kadın iç çamaşırlarını sergilediğini de gösteriyor.
Soykırım
"İsrail-Gazze Savaşı'na Tanıklık Etmek" kısmında yer alan linkler,
Filistin yerleşim bölgesinin perişan sokaklarına saçılmış cesetlerin, molozların altında ezilmiş insanların ve her yerde oluşan kan göllerinin çarpıcı görüntülerini de içeriyor.
Bazı görüntülerde bir anda tüm ailelerini kaybeden insanların çığlıklarını duyuyoruz. Ayrıca engelli insanların öldürüldüğüne, cinsel saldırı ve aşağılamaya, evlerin yakıldığına, rastgele ateş açıldığına, zorla aç bırakıldıklarına, yağmalandıklarına ve daha fazlasına dair belgelenmiş kanıtlar da var.
Mordechai, İsrail'in savaşının Mart ayında Şifa Hastanesi'ne yapılan ikinci saldırı sırasında acımasız bir noktaya ulaştığını ve Gazze Şehri'ndeki tıbbi kompleksin toplu katliamlara sahne olduğunu savunuyor.
İsrail ordusu Hamas'ın söz konusu hastaneyi bir askeri üs olarak kullandığını iddia etmiş ancak bu iddiasını destekleyecek yeterli kanıtı hiçbir zaman sunmamıştır.
İsrail'in Ekim ayı başından bu yana Gazze'nin kuzeyini tamamen kuşatması ve yeni bir kara saldırısı başlatması da katliamda bir başka zirve oldu ve bu durum genel anlamda bir etnik temizlik olarak nitelendirildi.
Mordechai raporuna eklediği bir yazıda İsrail'in Gazze'de yaptıklarının neden soykırım olduğunu düşündüğünü açıklıyor.
Mordechai, “İsrailliler olarak soykırımı düşünme şeklimizi -gaz odaları, ölüm kampları ve İkinci Dünya Savaşı- Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nde (1948) yer alan modelden ayırmamız gerekiyor” diye yazıyor ve ekliyor:
"Bunun soykırım olarak kabul edilmesi için ölüm kampları olması gerekmiyor. Her şey fiillerin işlenmesine ve niyete bağlıdır ve her ikisinin de varlığı tespit edilmelidir. Fiillerin işlenmesine gelince, bu öldürmektir, ama sadece öldürmek değil -insanları yaralamak, çocukları alıkoymak ve hatta sadece belirli bir grup insan arasında doğumları engelleme girişimleri de [vardır]. Tüm bu eylemlerin ortak noktası bir topluluğun (etnik grubun) kasıtlı olarak yok edilmesidir."
Kaynak: Mepa News