Kapitalizm ve küresel ekonomik kriz

Dr. Cavid Ekber Ensari

İçerisinde bulunduğumuz dönem, kapitalist sistemin gerileme dönemidir. Uzun bir süre boyunca (belki de birkaç yüzyıl) kapitalist sistem başarısız olmaya devam edecek ve kapitalist yaşam biçiminin her yönü (entelektüel, psikolojik, sosyal, politik, ekonomik) periyodik krizler yaşayacaktır. Bu krizleri anlamak bizim için çok önemlidir çünkü bu krizin öne çıkardığı çelişkiler kapitalist sistemin yıkımını sağlamak için kullanılabilir.

Tüm bu krizler iç içe geçmiştir. Örneğin, 2020 Amerikan krizi siyasi, ırksal, sosyal ve psikolojik ve ekonomikti. Krizin bu farklı boyutları birbirinden ayrılamaz. Mesela Joe Biden'ın benimseyeceği politikaların tüm bu boyutlar üzerinde etkisi olmuştu. Ayrıca bu krizlerin her birinin kronik bir nitelik taşıdığı da unutulmamalıdır. Örnek verecek olursak Amerika'nın ırk krizini yasalarla aşması kesinlikle mümkün değildir ve 1960'lardaki Sivil Haklar Hareketi'nin başarısızlığından çıkarılacak gerçek ders de budur.

Kapitalist emperyalizm ırk ayrımcılığını teşvik etmeden gelişemez. Amerika küresel kapitalist emperyalist sistemin öncüsüdür. Kapitalist yaşam tarzı Avrupa'nın kültürel üstünlük düşüncesinin bir ifadesidir. Benzer şekilde, kapitalist ekonomik krizin çevre ve salgın hastalık kriziyle iki yönlü bir ilişkisi vardır. Bugün kapitalist entelektüalizm dünyayı yıkımın eşiğine getirmiştir. Çevre kirliliğine bağlı olarak kuraklık, çevre kirliliği, kıtlık, canlı türlerinin yok olması yayılmaktadır. İlaç şirketleri tarafından yeni virüsler icat edilmektedir. Kapitalist ekonomik süreçler bu değişimlerin ortaya çıkmasında kilit bir rol oynamış ve tüm bu eğilimlerden güçlü bir şekilde etkilenmiştir. Dolayısıyla kapitalist ekonomik krizi tartışırken, ekonominin kapitalist yaşam sisteminin bir alt sektörü olduğunu ve kapitalist ekonomik sistemi kapitalist epistemoloji, toplum ve siyasetten ayırmanın mümkün olmadığını akılda tutmak önemlidir. Yani kapitalist sistem kısmen yok edilemez, bu sistemi tamamen yok etmek gerekir.

Kapitalist ekonomik kriz küreseldir çünkü kapitalist üretim ve finans piyasaları emperyalist tedarik zincirlerine bağlıdır ve bu tedarik zincirleri üzerindeki siyasi egemenlik devlet terörizmini ve vekalet savaşlarını teşvik etmektedir. Ulusal düzeyde, kapitalist ekonomik sistem, insanların demokratik süreçle ilgili hayal kırıklığına uğramasının bir sonucu olarak siyasi bir kriz yaratmaktadır. Bunun en açık göstergesi, Gallup araştırmasına göre 60 milyon Amerikalının sahte olarak nitelendirdiği ve Biden'ı gaspçı olarak adlandırdığı 2020 ABD seçimleridir. Bu durum, uygulanması on yıllardır ulusal büyüme oranının (GSYH) düşmesine ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin artmasına neden olan ekonomik neoliberal politikaların başarısızlığının bir tezahürüdür. Bugün 41 milyon Amerikalı gıda güvencesinden yoksun durumdadır.

Modern zamanların kapitalist üretim sistemi iki çelişkiye yol açmaktadır. İlk çelişki, bu sistemin işleyişi nedeniyle, bu yüzyılın sonuna kadar dünyayı cehenneme çevirecek bir çevre krizi yaşanıyor olmasıdır. Amerika, Japonya ve Avrupa birlikte dünyanın ortalama biyo kapasitesinden dört kat daha fazla biyo kapasite tüketmektedir. Çevre kirliliği ve pisliğin bu şekilde yayılması özellikle yoksul ülkeleri etkilemektedir.

İkinci çelişki kapitalist üretim tarzından kaynaklanmaktadır. Otomasyon, yapay zeka ve robotlaşmanın yaygınlaşması nedeniyle yoksul ülkelerde işsizlik, gelişmiş kapitalist ülkelerde ise gizli işsizlik yaygınlaşmaktadır. 2020'lerin ortalarında Amerika Birleşik Devletleri'ndeki işsizler ulusal iş gücünün yaklaşık yüzde 16'sını oluşturuyordu. Bugün 11 milyon Amerikalı hala işsizdir ve Avrupa'da çok daha fazla işsiz bulunmaktadır. Sonuç olarak, gelir ve servetin adaletsiz dağılımında keskin bir artış bulunmaktadır. ABD'de ortalama ücretler yaklaşık 50 yıldır dondurulmuş durumdadır ve bu durum 2020'de bir grev dalgasına yol açmıştır. Artan işsizlik ve yarı işsizlik nedeniyle devletin refah harcamaları sürdürülemez bir şekilde artmaktadır. Trump 2020'de 3 trilyon dolar harcamıştır ve Biden yönetiminin 2021'de daha da fazla harcama yapması öngörülmektedir. Bu harcamalar tüm devlet kredilerinden karşılanacaktır. Amerika Birleşik Devletleri hiç şüphesiz dünyanın en büyük borçlusudur.

Çağdaş ekonomik örgütlenmenin bir özelliği de, devlet ve şirketlerin artan istihbaratı ve sabotajıdır. Kapitalist sistemlerde her işçi sürekli olarak izlenmekte ve bu gözetimin kapsamı tüm hayat alanlarına (fabrika, ofis, pazar, ev, eğlence) yayılmaktadır. Bu durum güvensizlik ve yoksunluk hissine yol açmakta ve akıl hastalıkları bir salgın gibi yayılmaktadır. 2020 hükümet tahminlerine göre, Amerikalıların yaklaşık yüzde 23'ü bir dereceye kadar akıl hastalığına sahiptir. Küresel kapitalist sömürü, tüm dünyada yaşamın temel gereksinimlerinde (su, gıda, hava, toprak) kıtlığa yol açmaktadır. Kapitalist sistemin her sakini sürekli bir gerilim halinde yaşamakta ve bu gerilim toplumsal pratiklerine yansımaktadır.

Kapitalist ekonomi, dünyada paranın merkezi bir rol oynadığı ilk ve tek ekonomidir. Her ekonomik birimin (şirket, devlet, hane halkı) kimliği para akışı temelinde belirlenir. Tüm kapitalist ekonominin durumu, para akışının sistemik dinamikleri tarafından belirlenir. Ve para aynı zamanda her nesnenin ve her eylemin değerini ifade etme aracıdır, her nesnenin ve eylemin değerini para akışı belirler.

Kapitalist sistemde para finans biçimini alır. Finans, paranın büyüme arayışı içinde faiz ve kredi piyasalarında sürekli dolaşmasıdır. İslam'a göre gayrimeşru olan piyasalar (faiz ve spekülasyon) her zaman dengesizdir. Zira faizin gerçek bir üretim maliyeti yoktur ve spekülasyon her zaman gelecekle ilgili öngörülen ve sürekli tahrif edilen olasılıklara dayanır. Gayrimeşru piyasaların bu istikrarsızlığının bir sonucu olarak, kapitalist bir ekonomideki tüm ekonomik aktörlerin (devletler, şirketler, hane halkları) borçları sürekli artmaktadır. Gayrimeşru piyasalarda her zaman kriz riski vardır çünkü talepler ve ödemeler asla eşit değildir. Borçlular geri ödeme taleplerini karşılayamadığında, piyasalar güvenilirliğini kaybeder ve daha büyük bir kriz riski ortaya çıkar.

Kapitalist devletler gayrimeşru piyasaların bu sallantılı yükünü desteklemeye devam etmektedir. Bu destek M2 para arzında* beklenmedik bir artışla sağlanmaktadır. Devlet harcamaları kamu şirketlerini ve özel şirketleri iflastan korur. Örneğin, Trump 2020 ekonomik kriziyle başa çıkmak için üç trilyon dolar hükümet harcaması yapmıştır. Biden'ın bundan daha fazlasını harcaması beklenmektedir.

2006-2010 krizinde Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Avrupa Birliği ve Çin, şirketleri ve bankaları iflastan kurtarmak için 6.5 trilyon dolar nakit harcamıştır.

Kapitalist mali sistemin sallantılı istikrarı, halkın kapitalist paraya duyduğu güvene dayanmaktadır. Kapitalist paranın değeri herhangi bir metaya (altın, gümüş) bağlı değildir. Merkez Bankası istediği kadar birincil M2 para arzı oluşturabilir. Bu temelde oluşturulan toplam para birimine halkın güveni korunduğu sürece, devlet borçları artmaya devam edecek, şirketler ve bankalar iflastan kurtarılacak ve halkın yaşam standardını yükseltme süreci devam edecektir. Amerikan kapitalist istikrarı, doların küresel kredibilitesi olduğu sürece devam edecektir.

Ancak hükümetlerin bu krizde iyileştirici bir rol oynaması giderek zorlaşmaktadır. Kapitalizm bugün gayrimeşru finans piyasaları tarafından kontrol edilmektedir. Giderek daha fazla varlık gayrimeşru piyasaların erişimine girmektedir. Servet gayrimeşru yapıların elinde yoğunlaşmakta, gayrimeşru piyasaların kapsamı küresel hale gelmektedir. Bunlar işgal ettikleri serveti mümkün olan en kısa sürede artan sermayeye yatırmaya çalışmaktadır. Ve çoğu malın akışı ve sürecin değerinin belirlenmesi gayrimeşru piyasaların paylarının dalgalanmalarına bağlıdır. Böylece özel tasarruflar düşmekte ve özel borçlar artmaya devam etmektedir. Bu koşullar altında kriz riski sürekli artmakta ve gayrimeşru piyasaların büyüme hızını kontrol etmek giderek daha zor hale gelmektedir. Özellikle de bu büyüme küresel olduğu ve kapitalist devlet ulusal demokratik bir çerçeveye hapsedildiği için. Şu anda kapitalistler ekonomik krizleri tetiklemeyi göze alamazlar, ancak bu krizlerden korunmak için iki adım atılabilir:

1. Ülke genelinde helal ticaretin teşviki. Gayrimeşru piyasalarla ilgisi olmayan işlerin organize edilmesi ve teşvik edilmesi.

2. Seçimlerde başarılı olunması halinde hükümete şu konularda baskı yapılması:

- Faiz ve kredi piyasalarının kapsamının sınırlandırılması
- Küresel kapitalist ekonomiyle bağlantıların azaltılması
- IMF direktiflerinin takip edilmemesi. Dış havaleler üzerinde kısıtlamalar uygulanması. Rupi** kurunun dondurulması. Özelleştirme sürecinden vazgeçilmesi. Helal ticaretin teşvik edilmesi. Dış yatırımların, devlet ve devlet dışı taraflardan kredi alımının durdurulması.

* Para arzına ilişkin iktisadi bir terim. M1 para arzı ekonomideki nakit paranın, vadesiz mevduatların ve çeklerin toplamıdır. M2 para arzı ise M1'e vadeli mevduatların eklenmesiyle oluşur.

** Pakistanlı olan yazar burada Pakistan'ın para birimi olan rupi'yi örnek olarak kullanmıştır.


Mepa News okurları için Türkçeleştirilen bu değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Yorum Yap
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.